Korsanlarla karşılaşma riski Hemen her gün, gündelik işlerin koşuşturmasının bittiği saatlerde, telaşlı bir hevesle bilgisayarın başına oturup, bu insanların hayatıyla, yaşadıkları yerlerle ilgili elimdeki bilgiyi artırmaya çabalıyor, bir yandan da buraya nasıl ulaşacağımı araştırıyordum. Bir akşam, okuduğum bir makaleden kara haberi aldım! Makalenin başlığı, “Artık orası bir cennet değil” diyordu! Bölgede son zamanlarda, sıkça korsan saldırıları görülmüş! Filipinli Sulu Denizi korsanları, Bajau Çingenelerinin köylerine yakın mesafede bulunan dalış noktalarından dalgıçları kaçırarak, Malezya hükümetinden yüklü miktarda fidyeler koparmış! Milyon dolarlarla ifade edilen fidye rakamları da, korsanların iştahını iyice kabartmış haliyle. Şurada ağız tadıyla iki fotoğraf çekeceğiz derken, laf anlatma riskiyle karşı karşıya olduğum kitlenin Filipinli ‘Sulu Korsanları’ oluşu, başlarda hevesimi epeyce kırdı haliyle. Sonra kişisel korsan tecrübemi gözden geçirdim. Mahalleden tanıdığım iki-üç korsan DVD’ci vardı. Bir de, ‘Karayip Korsanları 3’ filminin yarısını seyretmiştim. Ha, bir de Türk’üm. Bari, bir arkadaşımın daha başını yakayım diye düşündüm. Hüseyin Alsancak’ı aradım. 25 yıllık fotoğrafçıdır. Bajau’ları anlattım. Korsan riskinden bahsettim. Geçen ay bir Çinliyi öldürdükleri bilgisini verdim. “Gidiyorum” dedim. “İyi düşünmüşsün” dedi. “Gelir misin?” dedim. “Fark etmez” dedi. “Yalnız bak korsanlar...” diye yineledim. “Öperim korsanları, hiçbir şey olmaz” dedi. Güzel konuşuyordu, bana da mantıklı geldi.