Güncelleme Tarihi:
◊ Pantene’in yeni serisi “Uzun ve Güçlü” için lansman yaptınız. Bu kez karşımızda nasıl bir ürün var?
- Her kadının hayal ettiği uzun ve güçlü saçlara kavuşmasına yardımcı olan bir seri. İçeriğindeki Pro-V, bambu ve biyotin ile yeni seri zayıf saçları güçlendirip yüzde 100 daha güçlü uzayan saçlara kavuşmanızı sağlıyor. Uzun saç sevenler çok iyi bilir ki saçları uzatmak kolay değildir, uzarken yıpranır, kırıklar artar ve sağlıklı görünmediği için istemeye istemeye kestirmek zorunda kalınır. İşte bu yeni seri tam da bu sorunumuzu çözmeye yardımcı oluyor. Seride şampuan ve saç bakım kremine ek olarak şekillendirici bakım kremi ve keratin koruyucu dökülme karşıtı maske bulunuyor. Saç dökülmelerini yüzde 96’ya kadar azaltarak saç tellerinizin güçlenmesine yardımcı olan bu maske benim favorim.
◊ Hep uzun ve güçlü saçlarınızla dikkat çekiyorsunuz. Bu sizin için ne anlam ifade ediyor?
- Her kadın hayatının bir döneminde de olsa mutlaka uzun saçlara sahip olmak istemiştir. Ben hayatının her döneminde o uzun ve güçlü saçlara sahip olmak isteyenlerdenim. Herkes, özellikle yakın çevrem, saçlarımın benim için ne kadar önemli olduğunu bilir. Yoğun iş tempoma rağmen evde mutlaka kendime ve saç bakımıma vakit ayırıyorum. Mesela benim için set olmayan pazar günleri bakım günümdür. Dinlendirici bir müzik eşliğinde saç bakımımı yaparım. Saç konusunda çok hassasım, çünkü benim vazgeçilmezim, en sevdiğim aksesuvarım uzun ve güçlü saçlarım. Saçlarım istediğim gibi olunca daha motive oluyor ve kendimi daha güçlü hissediyorum. Bence hepimiz için bu geçerli. Saçlarımız iyi göründüğünde kendimizi daha iyi hissediyoruz. Her anın daha da keyfini çıkarıyoruz, modumuzu yüksek tutuyoruz. Benim için saçlarımın iyi görünmesi demek uzun ve güçlü olması demek. Sağlıklı uzasın diye kestirmek zorunda kalmamak demek. Bir uzun saç tutkunu olarak, istediğim modeli özgürce yapabilmek demek.
◊ Pantene aracılığıyla ayrıca Pi Kadın Kanserleri Derneği’yle de işbirliği yapıyorsunuz. İşbirliği kapsamında marka derneğe peruk desteği de veriyor. Yüzü olduğunuz markanın bu şekilde sosyal sorumluluğa yönelmesi sizin için ne kadar önem taşıyor?
Kadınların hayatına her anlamda dokunabilmek bana inanılmaz mutluluk veriyor ve gurur duyuyorum. Pantene ile sürdürdüğümüz tüm iletişimimizde kadınları hayallerindeki saçlara kavuşturarak, daha iyi ve güçlü hissetmelerini sağlıyoruz.
Şimdi Pi Kadın Kanserleri Derneği ile çıktığımız uzun ve güçlü yolculukta bu zorlu süreçte saçlarını kaybetmek zorunda kadınlara peruk bağışında bulunarak onlara destek oluyoruz. “Birlikte daha güçlüyüz!” diyerek çıktığımız bu uzun ve güçlü yolda, zorlu süreci yaşayan kadınlarımızın yanlarında olarak kendilerini daha güçlü hissetmelerini sağlamayı amaçlıyoruz.
Çünkü Pantene ile yaptığımız çalışmalardan biliyoruz ki kadınlar saçları iyi, bakımlı ve güçlü olduğunda kendilerini daha iyi hissediyorlar.
Aynaya bakmaya zorlandıkları bu süreçte bağışladığımız peruklar ile tedavi sürecinde saçlarını kaybeden kadınların saçlarına yeniden kavuşana kadar aynaya her baktıklarında kendilerini daha iyi hissetmelerini ve yaşadıkları zorlu sürece rağmen içlerindeki gücü dışarıya yansıtmalarını istiyoruz. Maalesef bu zorlu süreç hepimizin başına gelebilir.
Her ne kadar uzak gözükse de yarın bizim bu süreci yaşamayacağımızın garantisi yok. O yüzden ben ilk önce her kadının kendilerini ihmal etmeden rutin kontrollerini yaptırmalarını istiyorum. Özellikle 20 yaşın üzerinde olan her kadın evde kendi kontrollerini çok rahat yapabilir. Sürecin başında olanlar da bilsinler ki yalnız değiller.
Kendi kontrolleri dışında birçok durum gerçekleşecek ama içlerindeki o güce sıkı sıkıya sarılsınlar. Her zaman biz yanlardayız ve birlikte daha güçlüyüz! Bunu hiç unutmasınlar.
◊ İtalya’daki Canale 5’te yayınlanan Verissimo programına konuk oldunuz. İtalyanların ilgisini nasıldı?
- İtalyanların ilgisi beni gerçekten çok şaşırttı. Sosyal medyada tabii ki birbirimizle etkileşimdeydik. Onların yazdığı yorumları okuyordum ama oraya gittiğimde gerçekten çok güzel şeyler yazdılar. Orada bir restorana yemek yemeye ya da programa gittiğimde, insanlardan çok güzel geri dönüşler aldım. Sonuçta ne olursa olsun sosyal medya bir yere kadar sizi inandırıyor ama orada gidip canlı görmek insanı gerçekten çok gururlandırıyor.
◊ Part Magazine’e verdiğiniz röportajda güven konusunda hassas olduğunuzu söylemişsiniz. Bu durum herkes için geçerli mi yoksa sadece aşkta mı geçerli bu düşünceniz?
- Herkes için geçerli güven konusu. Bence herkes bu konuda çok temkinlidir. Ne olursa olsun tam olarak güven sağlanmadan başlayan arkadaşlıklar, iş ilişkileri ileride hayal kırıklığına uğratabiliyor. O yüzden temkinli bir şekilde ama sevgi vermekten kaçınmadan ilerlemek gerekiyor bence.
◊ Yer aldığınız “Doğduğun Ev Kaderindir” dizisinde baskıcı bir erkekle karşı karşıyasınız. Canlandırdığınız rol gerçek hayatta ne hissettiriyor?
- Sosyal medyada veya çevremizde böyle örneklere hatta daha da korkunç hikayelere şahit oluyoruz. O yüzden bu rolü canlandırırken bir sorumluluk alıyormuşum gibi hissediyorum. Dolayısıyla bir sahneyi çekerken “Burada ne söylesem kadınların kendilerini korumalarına veya cesaretlenmelerine katkı sağlarım” diye düşünüyorum.
◊ Dans yeteneğiniz de sık sık gündeme geliyor. Hatta “Sen Kiminle Dans Ediyorsun” filmiyle bu yeteneğinizi sergilediniz. Yine bu tarz roller geliyor mu?
- Dansa ara ara devam ediyorum. Bence insanların bir tane mesleği olmak zorunda değil. Birden fazla keyif aldığı hobisi, yapmak istediği meslekler olabilir. O yüzden ben dans ederken çok keyif alıyorum. Zaten benim mesleğimdi. Filmin üzerinden birkaç yıl geçti. Okuduğum bir proje yok dansla ilgili ama birkaç hayalim var.