Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre, en az kırk kişi bulunmalıdır (Nevevî, el-Mecmû’, IV, 487; İbn Kudâme, el-Muğnî, III, 202-203). Mâlikî mezhebine göre ise on iki kişinin bulunması şarttır (Haraşî, Şerhu Muhtasar, II, 76-77).Hz. Peygamberin (s.a.s.) Medine’ye hicretinden önce Nakîu’l-Hadamat’ta kılınan cuma namazında kırk kişi hazır bulunmuştu (İbn Mâce, İkâmetu’s-Salât, 78). Ancak daha az kişi ile cuma namazı kılındığı da bilinmektedir. Nitekim Hz. Peygamberin (s.a.s.) emri ile Mus’ab b. Umeyr Medine’de 12 kişiye cuma namazını kıldırmıştır (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 255).
Resûlullah (s.a.s.), cuma namazını kıldırırken, ticaret kervanının geldiğini haber alan cemaatten on iki kişi dışında hepsinin dışarı çıktığı rivayeti de sahih hadis kaynaklarında yer almaktadır (Buhârî, Cumua, 38). Öte yandan Hz. Peygamber (s.a.s.), bir yerleşim biriminde sadece dört kişi bulunsa bile, cuma namazının farz olduğunu bildirmiştir (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 255).
Görüldüğü üzere Hz. Peygamberden (s.a.s.) gelen rivayetler, biri imam olmak üzere en az dört kişinin bulunduğu yerde cuma namazının kılınabileceğini göstermektedir. Bu da cuma namazının kılınabilmesi için gerekli kişi sayısının alt sınırını belirler.