Kulluğumuzun en önemli nişanesi olan şükür, nimetten evvel onu vereni görmek ve düşünmektir. Yüce Mevla’nın lütuf ve ihsanını ikrar etmek, verdiğine rıza göstermektir. Nimetlerin kadir kıymetini bilmek, onlara kör ve sağır kesilmemektir.
Kıymetli Müslümanlar!
Şükür, sadece dildeki hamd ü sena değildir. Şükür, kalpte iman ve teslimiyet, akılda tefekkür ve ibret, uzuvlarda ibadet ve itaattir. Evet, dildeki “Elhamdülillah” şükürdür. Bütün nimetlerin Allah’tan geldiğini bilmek ve nimetlerin en küçüğüne bile rıza göstermek şükürdür. İhlasla işlediğimiz her hayırlı amel şükürdür. Allah’ı anma vesilesi, samimiyet ifadesi namazlarımız şükürdür. Kötülük ve günahlara karşı kalkan olan oruçlarımız şükürdür. Tevhit aşkını ve ümmet olma bilincini kuşandığımız haclarımız şükürdür. Yüce Yaratanımıza sadakatimizin tezahürü zekât, sadaka ve kurbanlarımız şükürdür. İman, ibadet ve itaatimizi güzel ahlakla kemale erdirmek şükürdür.
Değerli Müminler!
Yüce Rabbimiz “Şekûr”dur, kulunun salih amellerine fazlasıyla karşılık verendir. O halde, şükürle Cenab-ı Hakkın rızasına ve sevgisine talip olalım. Ömrümüze şükürle bereket katalım. “Nihayet o gün nimetlerden elbette sorguya çekileceksiniz.” ilahi fermanına cânıgönülden kulak verelim. Hesap günü gelmeden evvel şükreden bir kul olmaya gayret gösterelim. “Hani Rabbiniz, ‘Eğer şükrederseniz size nimetimi daha çok vereceğim, nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım pek şiddetlidir!’ diye bildirmişti.” ayet-i kerimesini çokça tefekkür edelim. Bize yakışanın şükür olduğunu ve şükrün nimetleri artırdığını unutmayalım. Nankörlükten, şükürsüzlükten ve kanaatsizlikten Allah’a sığınalım. Peygamber Efendimizin bize öğrettiği şu duayı dilimizden düşürmeyelim: “Allah’ım! Seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet etmek için bana yardım eyle!”