Değerli Müminler!
Elbette bize düşen Rabbimizin ilâhi lütuf zamanları olarak bahşettiği, duaların kabulüne ve günahların affına vesile kıldığı üç ayların manevi ikliminden istifade etmektir. Ancak biz biliyoruz ki Allah’a kul olmak, sadece belli vakitlere mahsus değildir. Yılın hangi ayı, hangi günü ve hangi saati olursa olsun kulluk bilinciyle geçirilen her ânımız kıymetlidir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s), bir kutsî hadiste Allah azze ve celle’nin şöyle buyurduğunu bize haber vermektedir: “Ey âdemoğlu! Her durumda kendini bana kulluğa ada ki, gönlünü zenginlikle doldurup ihtiyacını gidereyim.”
Aziz Müslümanlar!
Dünya ve ahiret saadeti, Cenâb-ı Hakk’a iman eden, sadece O’nun rızasını gözeten ve her ânını salih amellerle bereketlendirenlerin olacaktır. Hutbemi Asr suresiyle bitiriyorum:
“Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip, sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka, onlar ziyanda değillerdir.”