"Hastalık, damlacık yoluyla yayılıyor"
Hastalığın nasıl bu kadar hızlı yayıldığı sorusuna Emiroğlu, şu yanıtı verdi:
"Hastalık, damlacık yoluyla yayılıyor. Çok küçük parçacıklar bunlar. İnsanlar konuşurken ya da öksürürken çıkardığı her zaman göremediğimiz, grip gibi hava yoluyla bulaşan hastalıklardan biraz daha farklı. Ağır olduğu için bu damlacıklar çok uzun mesafe katedemiyorlar. En fazla gittiği 1-1,5 metre mesafe. O anlamda önerdiğimiz o mesafeyi koymak önemli. Ya da öksürürken, yüzü kapatmak önemli. Semptomları bilmek çok önemli. En fazla gördüğümüz bulgular, ateş, kuru öksürük, nefes darlığı, yine gripte olduğu gibi. Burun, solunum yolu akıntısı daha az görüyoruz. Bunlara karşı bilinçli olmaları, kendilerini ve sadece kendilerini değil, riskli grubu korumaları açısından da çok önem arz edecek."Dr. Emiroğlu, kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı, solunum yolu gibi kronik hastalıkları, immün yetmezliği olan kişilerin özellikle daha dikkatli olmaları, kendilerini korumaları gerektiğini vurguladı.
- "Aşıyla ilgili 20 kadar çalışma var"
Emiroğlu, DSÖ’nün dünyadaki bütün kanalları kullanarak özel sektör, akademi, araştırma enstitüler dahil Ar-Ge anlamında sadece aşı değil, etkin tedavi yöntemlerinin koordinasyonu yönettiğini aktardı.
Bu koordinasyonla dünyadaki bütün kaynakların bir araya toplanıp, Ar-Ge'nin hızlandırılmasının amaçlandığını anlatan Türk yetkili, "Aşıyla ilgili 20 kadar çalışma var. İlk deneysel çalışma ABD’de bir gönüllüye yapıldı. Tabii aşı üretimi, önceki hastalıklarla karşılaştırdığımızda rekor düzeyde hızla geliştirildi. Genelde aşı üretimi epey bir zaman alır. Bu yine en üst düzeyde bu işin önemini ve kararlılığını gösteriyor. Ama tabii aşının etkinliği nedir, zararlı bir yan etkisi var mı, bunlar klinik araştırmalarla belirlenecek. Bu süreç, normalde oldukça uzun zaman alıyor diğer hastalıklara baktığınız zaman18-20 ay gibi. Umarım, Kovid’e karşı bu koordinasyonla biraz daha hızlanacağını ümit ediyorum." ifadelerini kullandı.
- DSÖ'ye yönelik eleştiriler
Grip ve Ebola salgınından sonra DSÖ’nün acil durumlar programının oldukça güçlendiğini ifade eden Emiroğlu, "Onun olumlu etkilerini görüyorum. DSÖ, başından itibaren stratejileri çok net belirledi. Şu anda az gelişmiş ya da orta düzeydeki ülkelerde sağlık sistemlerini hem hizmet anlamında hem ülkelerin hastalığı tespit edip, temasları takip etme aşamasında destek olabilecek tüm aktiviteleri yapıyor. Şu anda hemen hemen bütün ülkelerde hastalığın laboratuvar teyidi yapılabiliyor." dedi.
"Pandemi ilanında geç mi kalındı" sorusunu Emiroğlu, "Pandemi ilan edilse de edilmese de tüm hazırlıklar, yapılan tüm stratejiler ve çalışmalar hiçbir değişiklik göstermedi. Pandemi ilanının bir avantajı ülkelerdeki politik kararlılığı ve diğer sektörlerin biraz daha dahil olmasına destek oldu. Açıkçası ben bu anlamdaki eleştirilerin çok haklı olduğunu düşünmüyorum. Hepimiz aynı hastalığa karşı mücadele veriyoruz. Bu dönem birleşme dönemi. Herkesin birlikte çalışması gereken bir dönem. Sonra tabii geriye dönülüp bakılacak, ileride böyle bir olayla karşılaştığımız zaman daha hızlı daha etkin nasıl bir yanıt verebiliriz." şeklinde yanıtladı.
- "Milyar dolarlık soru"
Kovid-19 salgınına ilişkin öngörüsü de sorulan Dr. Nedret Emiroğlu, şunları kaydetti:
"Bunu, milyar dolarlık soru diye yanıtlıyorum. Önlemlerle salgın eğrisini düzleştirmeye çalışıyoruz. Bir anda vaka sayısının çok fazla artıp, sağlık sistemlerinin onlara yanıt veremez hale gelmesini engellemek için bütün bu evde oturmalar, okul kapatmalar, toplu etkinliklerin yasaklanması, özel riskli gruplara yönelik önlemlerle vaka sayılarını azaltmaya çalışıyoruz ve zaman kazanmaya çalışıyoruz bir yandan. Özellikle toplumda enfeksiyon zincirini kırarak, yani hasta kişi kim ve toplumda temasları kim, bunları nasıl birbirinden ayırabiliriz, bu önlemleri yerine getirmek, sonucu belirleyecek. Olumlu bir örneğimiz var: Çin bunu 2 ayda bitirdi. Çin, enfeksiyon zincirini kırdı, tamamladı. Umarım diğer yerlerde de etkin çalışmalarla bunu yapabiliriz."