Rahip olmaya nasıl karar verdiğini ise Maşalyan şu sözlerle anlattı: "Gençlik insanın yolunu aradığı zaman ve bizim gençliğimiz çok politize olmuştu. Hayatı sorgulamayan, politik görüşü olmayan bir kişi genç sayılmazdı. Onun için bir şekilde düşünüyorduk. Düşünen bir gençliktik. Daha çok okumaya zamanımız vardı. Sosyal medya yoktu. Ufkumuzu bu sorgulamalar doldurdu. Ve benim için hayatın ne olduğu, ne için dünyaya geldiğim, niçin öldüğüm, öldükten sonra ne olduğu soruları benim için önemli sorulardı ve bir şekilde bu soruların araştırılmasında yollarım beni günün patriği Şınorhk Kalustyan ile karşılaştırdı. Amerika'dan gelen bir rahip vardı. Onunla dersler yapardık burada. Ders bittiğinde bana seninle konuşmak istiyorum dedi. Sene olacaksın diye sordu. Biliyorsun mühendis olacağım dedim. Sonra… sonra… yaşlanırız, sonra ölürüz… Sonra dedim imanımız var Allah'ın ellerinize kalırız. "Şimdiden istemez misin onun ellerine kalmakö dedi. Ben seni gözlemliyorum, senden iyi bir öğretmen, vaiz olur dedi. Bu diyalog bugün bir beni şaşırtıyor. Bir şey açıldı benim gözümde. Hayatı bir ışıkla görmeye başladım. Bazıları buna aydınlanma diyorlar. Ve ben tamam dedim o anda. Rahip şaşırdı, herhalde hayatında bu kadar çabuk yakaladığı ilk balık bendim. Yolculuğum bu şekilde başladı. Patrikhaneye yerleştim ve bugüne adar seçimimden pişman değilim. Rahiplik hayatı bana istediğim şeyi verdi"