Çinlilerin öykündüğü rüya köy: HALLSTATT
Güncelleme Tarihi:
Avusturya’nın Hallstatt Köyü’nü her ne kadar Çinli mimarlar taklit etmeye çalışsa da ‘orijinal’i gezgincilerin fotoğraf çekmeye doyamadığı küçük bir köy. Dünyanın en güzel köyü olarak nitelendirilen UNESCO dünya mirası listesinde yerini alan Hallstatt, National Geographic’in bir araştırmasına göre de dünyada en çok fotoğrafı çekilen 5 yerden birisi. Bence siz de fotoğraf çekmeye doyamayacaksınız bu yüzden yanınıza yedek şarj aleti almayı unutmayın!
Hallstatt Köyü’nün son yıllarda popülaritesinin artmasının ve bu kadar tanınmasının başlangıç noktası; bu köye yıllar önce gelen bir grup Çinli mimarın köyü çok beğenerek köyün aynısını kendi ülkelerinde inşa etmeleri.
Her ne kadar çılgın bir fikir gibi görünse de işin gerçeği bu. Bu Çinli mimarlar yıllarca köye gelip, sokakların, meydanların, evlerin ve hatta çatılarının kiremitlerine kadar gizlice ölçümler yaparak köyün orijinalini mümkün olduğunca doğru bir şekilde kendi ülkelerinde yeniden yaratmak için olağanüstü çaba göstermişler.
BAKMADAN GEÇME!
Bütün bu uğraşların sonunda, Çin’in Guangdong Eyaleti’ndeki ‘sahte Hallstatt’ kenti 2012 yılında açılmış ve hatta açılışına Hallstatt’ın Belediye Başkanı da bizzat giderek geleneksel bandosunu da birlikte götürmüş.
‘Sahte Hallstatt’ı Çin’de ziyaret edenler; sahtesinin insanda bir tür ‘eğlence parkı atmosferi’ yarattığını ama yine de özellikle köyün pazar yerinin orijinaline kafa karıştırıcı bir şekilde benzediğini ve ayrıntılardaki küçük hatalara rağmen son derece eğlenceli bir stil karışımının ortaya çıktığını söylüyorlar. Tabii ki hal böyle olunca Avusturya’daki ‘orijinal Hallstatt’ köyünün son yıllarda kelimenin tam anlamıyla her mevsimde gerçek bir Çin istilasına uğradığını da tahmin edersiniz.
BAKMADAN GEÇME!
Ben yıllar önce gittiğim ‘Hallstatt’la, -ki o zamanlar bu kadar tanınmadığı için gerçek anlamda bir cennetti- şimdiki Hallstatt arasında sırf bu inanılmaz turist yoğunluğu nedeniyle aynı zevki alamadım. Olay öyle bir hale gelmiş ki özellikle yüksek sezon döneminde nerdeyse elinizi sallasanız bir Asyalı turiste çarpıyorsunuz. Yine de bütün bu turist yoğunluğuna rağmen kesinlikle her gezgincinin görülmesi gereken yerler listesinde üst sıralarda yer alması gereken bir köy.
Avusturya Alpleri’nin eşsiz manzarasına sahip Hallstatt Köyü, 7 bin yıllık bir geçmişe ve geleneklere sahip. Hallstatt’ın inanılmaz manzarasının insanda yarattığı büyülü hissin yanı sıra diğer dikkat çekici bir özelliği de Dünya’nın ilk tuz madenine ev sahipliği yapıyor olması.
BAKMADAN GEÇME!
Hallstatt, masmavi bir dağ gölü, gölün ortasında yüzen kuğuları ve rengarenk çiçeklerle bezenmiş pitoresk evleriyle tam bir kartpostal tadında. Yaklaşık 800 kişilik bir nüfusa sahip olan ve Avusturya’nın en eski köyü olan Hallstatt, bu muhteşem doğal güzelliği ve görselliğiyle UNESCO dünya mirası listesinde hakkıyla yerini almış.
Ancak köyün biraz önce de bahsettiğim gibi bir sorunu var; yaklaşık 800 kişilik nüfusa sahip köyü her yıl bir milyon turist ziyaret ediyor, yüksek sezonda günlük tahmini ziyaretçi sayısı ise 7 bin.
BAKMADAN GEÇME!
Hallstatt’ın her mevsim farklı bir havası ve güzelliği var. Gideceğiniz mevsim biraz da sizin geçirmek istediğiniz tatilin konseptine bağlı. Mesela bu mevsimde Hallstatt, kış romantizmini yaşamak ve karlarla kaplı bembeyaz bir doğanın tadını çıkarmak için tam da biçilmiş kaftan.
Yüksek sezondaki turist yoğunluğu da nispeten daha az ama kış sezonu nedeniyle çevresindeki gezilecek yerlerin bazılarının kapalı olduğunu hatırlatmak isterim. Ben bu köyü kış mevsiminde de yaşamak istediğim için bu mevsimi tercih ettim. Münih’ten önce trenle Salzburg’a gittim.
BAKMADAN GEÇME!
Salzburg Haubtbahnof tren istasyonunun önünden kalkan 150 numaralı otobüsle 1.5 saat süren hayran kalınacak bir doğa yolculuğu eşliğinde son durak olan Bad Ischl tren istasyonuna ulaştım. Tekrar trenle 20 dakikalık bir seyahatten sonra Hallstatt ana tren istasyonundaydım. Önemli bir bilgi: 150 numaralı otobüse bindiğinizde şoföre Hallstat’a gideceğinizi söylerseniz 14.5 Euro’luk bilet tren aktarmasında da geçerli oluyor. Tren istasyonundan indikten sonra gölün karşısına geçmek için tek bir seçeneğiniz olacak; tek yön 2.5 Euro vereceğiniz, 5 dakikalık ve tren saatlerine göre düzenlenmiş minik bir tekneyle Hallstatt’a ulaşıyorsunuz.
Her mevsim ayrı bir güzelliği olan romantik köyü aslında bir günde de rahatlıkla gezebilirsiniz. Gerçekten de çok küçük bir köy ve özellikle kışın yarım günde görülecek her yerini görebilirsiniz.
BAKMADAN GEÇME!
Ama ben gittiğim yerlerin akşam ışığını ve gecesini de yaşamak istediğimden bir gece kalmayı tercih ettim. Göle açılan terasların birinde kahve keyfi yaparken gölde yüzen kuğuları izleyip akşamında sıcak bir şarap eşliğinde battaniyelerin altında yağan karı izlemenin keyfi bir başka.
Günübirlik gitmeyi tercih ediyorsanız bilmeniz gereken en önemli nokta, Hallstatt’tan tren istasyonuna giden son teknenin saatinin 18.15 olması. Bu yüzden Hallstatt’ta daha fazla vakit geçirmek isterseniz, Salzburg’dan sabah 05.50 otobüsüyle yola çıkıp saat 08.30 gibi Hallstatt Köyü’nde olmak en doğru seçim olacaktır. Hallstatt’a hangi mevsimde giderseniz gidin o kadar çok fotoğraf çekeceksiniz ki yanınıza mutlaka yedek şarj aleti almayı unutmayın derim.
BAKMADAN GEÇME!
Hallstatt’ta yüksek sezon döneminde açık olan görülmesi gereken yerler: Beinhaus (Kemik evi): Ölülerin konulduğu evler eskiden Alpler’in doğusunda çok yaygınken evlerin çoğu zamanla yok olmuş. Hallstatt’taki kemik ev ise en sonunculardan biri ve içinde bin 200’e yakın kafatası bulunuyor. Bu kemik ev köyün tepesinde görülen St Michael Kilisesi’nin girişinde bulunuyor. Tarihi 12. yy’a kadar dayanan kilise, 2000 yılında yenilenmiş. Kilisenin bahçesindeki mezarlıklar görülmeye değer.
1700’lü yıllarda zamanla mezarlıklarla dolduğu için ölülerin kafataslarını ve kemiklerini çıkarıp kurutmuşlar, temizlemişler ve kafataslarını motiflerle boyamışlar. Bu kafataslarının çoğu 18. yüzyılın sonlarına doğru boyanmış, bazısı ise 20’nci yüzyılda hala boyanmaya devam edip sergilenmiş. Buradaki en son konulan kafatası ise 1983 yılında ölen bir kadına ait.
BAKMADAN GEÇME!
Kendisi ölmeden önce kemiklerinin ve kafatasının oraya konulmasını istemiş. Buraya giriş ücreti 5 Euro ama gözünüzde büyütmeyin çünkü gerçekte küçücük bir oda içeriye 10 kişi zor sığıyor.
Tuz Madenleri: Dünyanın en eski Tuz Madenleri gezilecek yerlerin başında geliyor. Buraya çıkmak için iki seçenek var; 1 saatlik bir yürüyüş parkuru veya 3 dakikalık bir füniküler macerasıyla gidiş-dönüş yaklaşık 30 Euro’ya hem ulaşım hem de Tuz Madenleri’ni geziyorsunuz.
BAKMADAN GEÇME!
Tuz Madenleri her yaşa hitap edecek eğlenceli özellikle tuz üzerinize yapışmasın diye giydirdikleri kıyafetlerle ve bir sonraki madene geçmek için kullanılan kaydıraklarla unutulmaz birkaç saat geçirebilirsiniz. Tuz Madenleri ve yukarı çıkan füniküler aralık ayından nisan ayına kadar kapalı.
4 Mart’tan itibaren fünikülerle yukarı çıkıp Skywalk’u (Gözlem Noktası) gezebilirsiniz. 1 Nisan’dan itibaren ise Tuz Madenleri’ni ve Skywalk’u (Gözlem Noktası) gezebilirsiniz. Fünikülerle yukarı çıktığınızda Gözlem Noktası’na giderek meşhur üçgen panoramik görüşün olduğu yere geliyorsunuz.
BAKMADAN GEÇME!
Evangelist Kilisesi: Hallstatt’ın simgesi haline gelmiş, fotoğrafların olmazsa olmazı ve kasabanın hemen girişindeki bu kilisenin, çekeceğiniz fotoğrafların ana temasını oluşturacağından emin olabilirsiniz.
1785 yılında, ibadet merkezi olarak açılan ve kasabanın tam merkezindeki bu kilise, İmparator 1. Franz Joseph’in talimatıyla tüm evanjeliklere dini ve siyasi yaşamda vatandaşlık ve eşitlik hakkı verildikten sonra 5 yıl süren inşaat çalışmasıyla 1863 yılında kiliseye dönüştürülmüş.
BAKMADAN GEÇME!
Hallstatt Market Meydanı: Kasabanın ana merkezindeki bu meydanda cafe ve restoranlarla birkaç mağaza var. Meydanın ortasında bulunan Holy Trinity (Baba, Oğul, Kutsal Ruh) sütununun önünden gölü, sütunun sol çaprazında ise Evangelist Kilisesi’ni görüyorsunuz.
Sağa dönüp dar sokaktan ilerleyince Hallstatt Kültür Miras Müzesi’ne oradan da otobüslerin park ettiği alana ulaşabilirsiniz.
BAKMADAN GEÇME!
Yaz dönemi Hallstatt’taysanız, Salzkammergut Gölü’nde kano veya kayaking keyfi yapın derim.
Bot veya tekne kiralayıp köyün çevresini gezebilirsiniz. 2 kişilik bir botu 1 saat için yaklaşık 14 Euro’ya, 3 kişilik bir botu 20 Euro’ya kiralayabilirsiniz.
BAKMADAN GEÇME!
Büyük gruplar içinse mayıs-ekim ayları arasında günlük tekne turları var. Tur 1 saat kadar sürüyor ve Hallstatt-Obertraun arası gidip geliyor. Tek yön kişi başı 9.50 Euro ama vaktiniz varsa bu turu da yapmanızı tavsiye ederim.
Hallstatt’a kadar gitmişken Avusturya’nın en güzel yerleşimlerinden biri olan Salzburg’a da en az bir gününüzü ayırmanızı öneririm.