Yalın dili ve farklı tarzıyla beğeni kazandı
İlk şiirlerini, 1950'de yayımlanan ''Yazma'' kitabında toplayan Yücel, 1945-1965'te "Yenilikler", "Beraber", "Seçilmiş Hikayeler", "Dost", "Sosyal Adalet", "Şiir Sanatı", "Dönem", "Yöne", "Ant", "İmece", "Papirus" adlı dergilerde yazdı.
Usta şairin, 1962'de İngiltere'deyken, 1709 yılından kalma, Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı.
1965'ten sonra siyasal konularda da eserlere imza atan Yücel, "Yeni Dergi", "Birikim", "Sanat Emeği", "Yazko Edebiyat" ve "Yeni Düşün" dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleriyle tanındı.
Can Yücel, çoğunda sevdiği insanları tarif ettiği şiirlerinde eşine, çocuklarına, torunlarına ve babasına olan sevgisini yansıttı. "Maaile" isimli bir eseri de bulunan Yücel'in, "Küçük Kızım Su'ya", "Güzel'e", "Yeni Hasan'a Yolluk", "Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim" adlı şiirleri, ailesine yazdığı şiirler arasında yer aldı.
Lorca, Shakespeare, Brecht'in oyunlarını da çeviren şair Yücel, Shakespeare'in "Olmak ya da olmamak" anlamındaki "To be or not to be" cümlesini, "Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin" şeklinde Türkçeleştirmesiyle de dikkati çekti.