Güncelleme Tarihi:
Microsoft'un kurucu ortağı Bill Gates, ABD'nin koronavirüs salgınında çok zorlu bir aşamayla karşı karşıya olduğunu belirterek önümüzdeki dört-altı ayın en ölümcül dönem olabileceği uyarısında bulundu.
CNN'e konuşan Gates, "Üzülerek söylüyorum ki, gelecek dört ila altı ay pandeminin en kötü dönemi olabilir. IHME (Sağlık Ölçümleri Değerlendirme Enstitüsü) tahminleri 1 Nisan 2021'e kadar 200 bin kişinin daha ölebileceğini gösteriyor. Maske ve sosyal mesafe kurallarına uyarsak, bu ölümlerin büyük bir kısmını önleyebiliriz" dedi.
2015 yılında böyle bir salgın olasılığından bahsettiğini hatırlatan Gates, şöyle devam etti:
"ABD'nin salgını daha iyi yönetebileceğini düşünüyordum. 2015'te tahminlerimi yaparken ölü sayısının daha yüksek olacağından söz etmiştim. Virüs şimdikinden daha ölümcül olabilir. En kötüsü gerçekleşmedi. Ama salgının ABD ve dünyaya ekonomik etkisi beş yıl önceki tahminlerimi aştı."
ABD Başkanı Donald Trump'ın aşı dağıtımında önceliğin Amerikalılara verilmesine ilişkin kararnamesiyle ilgili bir soruyu yanıtlarken de "ABD tüm insanlığa yardım etmeli. Dünya ekonomisinin dönmesini istiyoruz. Ölümleri asgariye indirmek istiyoruz. Temel teknoloji bir Alman şirketine ait. Bu nedenle uluslararası paylaşımı ve iş birliğini engellemek bir hataydı" dedi.
Bill Gates, "Tüm aşıların kapasitesini artırmalıyız. Önümüzdeki aylarda onay alacak, üretiminin artırılması daha kolay olan birkaç aşı daha olacak. ABD diğer ülkelerin çalışmalarından yararlandı. Bu nedenle tamamen bencil olmamalıyız" diye konuştu.
ABD'nin eski başkanları Bill Clinton, George Bush ve Barack Obama gibi aşıyı gönüllü olarak halkın önünde yaptırabileceğini söyleyen Gates, bunun kamuoyunun aşıya güvenini artıracağını belirtti, "Ben de aynısını yapacağım. Sıram geldiğinde yan çizmeyeceğim. Zamanı geldiğinde aşıyı görünür bir şekilde yaptıracağım. Çünkü hastalığı başkalarına geçirmemek herkesin yararına" dedi.
Diğer yandan İngiltere'de bilim insanları yeni tip koronavirüsü etkisiz hale getirdiği iddia edilen bir maske geliştirildi.
İngiltere'de Kovid-19 ve grip dahil temas halinde virüsleri öldürdüğü öne sürülen maske geliştirildi. Maskenin, nano-bakır antiviral bir katman dahil 5 katlı olduğuna dikkat çekilerek, standart maskelerin üç katlı olduğu belirtildi.
Mirror gazetesinin haberine göre, yeni antiviral yüz maskesi, Nottingham Trent Üniversitesinde görevli bir bilim insanı tarafından hazırlandı.
Maskenin, nano-bakır antiviral bir katman dahil 5 katlı olduğuna dikkat çekilerek, standart maskelerin üç katlı olduğu belirtildi.
Kullanılan nano-bakır materyalin, partiküllerle temas ettiğinde virüsün ölmesini sağlayan ve çoğalmasını engelleyen iyonlara sahip olduğu ifade edildi.
Deneylerde maskenin 7 saatten uzun süre Kovid-19 ve grip virüslerinin yüzde 90'ından fazlasını öldürebildiği, yüzde 99,98 oranında filtreleme özelliğine sahip olduğu gözlendi.
Maskeyi tasarlayan bilim insanı Dr. Gareth Cave, "Maskenin temas halinde virüsleri etkisiz hale getirdiği kanıtlandı. Antiviral katman ve filtre katmanları virüsü yok ediyor." ifadelerini kullandı. Maskenin aralık ayında satışa sunulması amaçlanıyor.
Salgınla birlikte Türkiye dahil pek çok ülkede maske takmak artık zorunlu. Ancak maskelerle ilgili önemli bir uyarı da var.
Dünya genelinde etkisini sürdüren koronavirüs salgını nedeniyle ülkemizde de maske takmak zorunlu. Ancak maskeler konusunda pek çok vatandaşın bilmediği önemli bir ayrıntı var.
Popular Science'ta yer alan habere göre 'valve mask' olarak da adlandırılan N95 tipi maskeler, salgın sonrasında sürekli önerilen ve kullanılmak istenen bir maske türü oldu. Ancak bu maskeler ciddi bir tehdidi de beraberinde getiriyor.
Uzmanlara göre bu maskeler kesinlikle koronavirüs salgın özelinde geliştirilmiş değil; bu nedenle de virüse karşı koruma insanları korumadığı gibi salgının yayılmasına da neden olabilir. Peki ama neden?
N95 tipi maskeler hava partiküllerinin yaklaşık yüzde 95'ini filtreleyerek takan kişinin virüse maruz kalma ihtimalini azaltıyor. Ancak asıl sorun kullanıcının nefesini vermesiyle başlıyor.
Üzerinde bulunan valflerin kullanıcının nefesini filtre etmeden dışarı vermesi nedeniyle virüsü yayma ihtimali artıyor. Yani filtre bazında tek yönlü bir hava akışı olmasından olayı koronavirüse karşı hiçbir işe yaramıyor.
Bu tip maskeler ağırlıklı olarak kullanıcının ortamdan korunmaya ihtiyaç duyduğu endüstriyel ortamlarda fayda sağlıyor. Yine de koronavirüs söz konusu olduğunda potansiyel enfeksiyonlu insanların çevreye mikrop yayma riskini de artırıyor
Ancak insanlar bu maskelere güvenerek birbirlerine daha fazla yaklaştığında tehdidin boyutu da artıyor. Çözüm ise basit bir cerrahi maske ya da vatandaşların kendi yaptıkları maskeleri kullanmak.
Bugüne dek üretilen ve kullanılan maskelerin temel amacı, salgını önlemek ve temiz hava solumaktı. Şimdi ise yepyeni bir maske tipi geliyor.
ABD ve Japonya ortaklığında üretilen ve UVMask adını taşıyan bu özel maskeler, N95 tipi maskelerden bile iyi. Sebebi ise ultraviyole ışınıyla anlık olarak havadaki partikülleri temizlemesi...
Ultraviyole ışın temizleme teknolojisini kullanan bu özel maske iki adet 25,000µW/cm2 UV-C LED aydınlatma ile solunan havayı anında temizliyor.
Bu iki katmandan ilki yüzde 95 oranında partikülleri temizlerken ikinci olan UV-C katmanı ile bu oran yüzde 99.99’a çıkıyor. Maske 0.1 mikron büyüklüğünde partikülleri filtreleyebilirken bu oran N95 maskesinde 0.3 mikron.
Bu maskenin kullanılabilmesi için içerisinde batarya bulunuyor ve ultraviyole ile temizlik bu batarya sayesinde oluyor. Batarya ise 6 saat ömre sahip. 6 saatin sonunda maskenizi şarj etmeniz gerekiyor.
Oldukça hızlı şarj olan maske, pek çok cihazda bulunan USB-C tipi giriş kullanıyor ve maskenin şarj olması için çok beklemiyorsunuz.
Maskenin içindeki fitreler değiştirilebiliyor ve aylık 2$ gibi bir maliyet çıkarıyor. Ürün henüz seri üretime geçmiş değil; ancak Ağustos ayında 99 dolardan satışa sunulacak.
Diğer yandan uydudan gelen son görüntüler, İtalya'daki inanılmaz değişimi gözler önüne serdi. Ocak ayı ortalarında çekilen bu görüntü, artık çok daha farklı bir halde!
ESA'nın dünyaya yolladığı Şubat ayını kapsayan görüntülerde de çok büyük değişiklik yok; ancak kırmızı bölgenin ufak da olsa azaldığı dikkatlerden kaçmıyor.
Mart ayında salgının ülkeyi vurmasıyla birlikte ise kırmızı bölge iyiden iyiye azaldı. Benzer bir durum Çin'de de yaşandı. Dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip ülkenin uydu görüntüsü ise NASA'dan geldi.
Virüs tehdidi nedeniyle fabrikaları kapatan Çin'de de haritadaki kırmızı renk kayboldu. Yani hava kirliliği iyiden iyiye düştü. Ancak NASA'nın dünyaya yolladığı tek görüntü bu değildi.
Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), keşif aracı Curiosity'nin Kızıl Gezegen Mars'ta çektiği şimdiye kadarki en detaylı panoramik görüntüyü yayınladı. Ancak fotoğraftaki detay şaşkınlık yarattı.
NASA'dan yapılan açıklamada, panoramik görüntünün 24 Kasım-1 Aralık 2019'da Curiosity'nin çektiği 1000'in üzerinde fotoğrafın birleşiminden oluştuğu belirtildi. Kompozitin, Mars manzarasının 1,8 milyar piksellik görüntüsünü sağladığı kaydedildi.
Curiosity, 2012'de Mars'ın Gale Krateri'ne inmişti. Gezginci robot, keşif faaliyeti süresince Kızıl Gezegen'in geçmişte mikrobiyolojik canlı yaşamına ev sahipliği yapmış olabileceğine dair çok sayıda kanıt topladı.
Ancak uzun süredir Mars üzerinde araştırmalar yürüten NASA'nın Kızıl Gezegen'deki göz bebeği Curiosity'den gelen son görüntüler NASA'yı kara kara düşündürüyor.
NASA açıklamasına göre kırmızı gezegende beklenenden iyi iş çıkaran aracın daha önce tespit edilen; ancak gittikçe büyüyen altı alüminyum tekerleğinden birinde iki ayrı yerde kırıklar ve boşluklar var.
Mars'ın engebeli arazilerinde yıllardır fotoğraf çeken ve bu görüntüleri Dünya'ya gönderen Curosity karşılaştığı zor koşullar dolayısıyla tekerleklerindeki delikler gittikçe büyüyor.
Zigzag biçimli dış kaplamada yaşanan bu parçalanma şimdilik kontrol altında olsa da ilerde nasıl bir seyir izleyeceği bilinemiyor.
NASA açıklamasına göre Curiosity’nin hala uzun süre dayanma kapasitesi var ve toplam 15 km’den fazla yürüyüş gerçekleştirmiş olsa da 10 km daha gidebileceği düşünülüyor.
Bu da Curiosity'nin tekerleğinin iç cephesinden görüntüsü... Her yeri delik deşik... Ancak NASA buna çözüm bulmuşa benziyor; tekerleği yeniden icat eden NASA bakın yeni canavarı için ne yaptı?
Engebeli yüzeylerde daha rahat ve hızlı yol almayı sağlayan yeni tasarımda kullanılan zincir şeklinde örülmüş tekerlekler, engebeli yüzeyden geçtikten sonra eski şeklini alabiliyorlar.
Uzayda sıradan bir lastik, berbat bir anlam ifade eder. Fakat bu durum artık sorun olmaktan çıkıyor. NASA’nın araştırmacıları, gelecekteki gezegen kaşifi araçlar için tekerleği yeniden icat ettiler.
Mars’ın ya da Ay’ın yüzeyinde kayaların üzerinden geçtikten sonra orijinal şeklini hatırlayabilen bir tekerlek. Dünyada gerçekten de bir ilk!
NASA’ya göre bu lastikler daha ağır yükleri, daha yüksek hızlarda taşıyabilecek kapasiteye sahipler. Böylece gelecekteki keşif araçları uzayda daha fazla yüzeyi keşfedebilecekler.