Sonuç olarak günümüzde Batman Nehri, Batman Köprüsü ve Batman Barajı isimleri yerli yerinde ve doğru kullanılmıştır. Halk arasında sadece bir söylentiden ibaret olan ve batmaktan geldiği söylenen Batman isminin yöreye verilmiş olduğu hikâyesinin hiçbir bilimsel kanıtı yoktur. Bu sadece bir söylentidir. Ancak Batman isminin kaynağıyla ilgili ne zaman bir araştırma yapmak için tarihi kaynaklara başvurulursa yukarıda isimleri verilen eserlerde 14. asırdan bu yana karşımıza “Batman” ismi çıkacaktır. Batman’ı çevreleyen Dicle Nehri, Batman Çayı ve Garzan Çayı sadece tarımsal anlamda değil bu akarsular kıyısında kurulmuş olan tarih öncesi ve sonrası medeniyetler, bir hayat kaynağı olarak bu akarsulardan beslenmişlerdir. Bu durum Batman turizminin gelişmesi için her anlamda ele alınarak değerlendirilmelidir. Batman’da turizm olgusunun geliştirilmesi için elbette ki kentin sahip olduğu ve çağdaş yaşam için gerekli olan sosyal ve kültürel canlanmaya ek olarak yöre tarihinin araştırılması ve tarihi dokusunun ortaya çıkarılması gerekmektedir. Eğer Batman ilini Kuzey Mezopotamya da yer alan bir il olarak ele alıyorsak o zaman zengin bir tarihe sahip olduğunu da bilmeliyiz. Yukarıda da ifade edildiği gibi, Orta Çağda bu bölgede dolaşan Evliya Çelebi, Şerefhan Bitlisi, İbnül Ezrak ve Moltke gibi Müslüman ve Ecnebi Gezginlerin tümü, yazdıkları gezi notlarında ve yayınladıkları eserlerde, Batman isminden sıkça bahsetmektedirler. Bu gezi notları ve eserlerde Batman Nehri kenarındaki Batman Köyü, Batman Eyaleti veya Batman Beyliği gibi yerleşim biriminden söz ettiklerini biliyoruz.
Bu bilimsel kanıtların dışında tarihi kaynaklar incelendiğinde, insanların ilk defa yerleşik hayata geçiş yaptığı ve akabinde medeniyetler kurduğu yerlerin başında Mezopotamya havzasını teşkil eden Dicle ve Fırat Nehirleri arasında kalan bol alüvyonlu ovalar ve bereketli topraklar geldiği görülecektir. Kuzey Mezopotamya’yı sulayarak geçen Dicle Nehri ve onun yan kolları olan iki büyük nehir konumundaki Batman ve Garzan çaylarının Batman il sınırları içinde akması ve her üç nehrin Batman’daki toplam 200 Km. uzunlukta olması, tarihi süreç içinde Batman’a büyük avantajlar sağlamıştır. Özellikle bu nehirlerin akış güzergâhı olan Dicle Vadisi, Garzan Vadisi ve Sason Vadisinde çok zengin bir tarihi doku mevcuttur. Bu vadiler içinde binlerce yıldan beri akan nehirler kıyısında detaylarına inilerek, bilimsel açıdan yapılacak yüzey araştırmalarında, çok sayıda tarihi eserin bulunarak gün yüzüne çıkarılması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü yukarda isimleri zikredilen vadilerde akan nehirlerin kıyısındaki yerleşimin tarihi, Neolitik (Yontma Taş Devri) döneme dayandığı bilinmektedir. Bölgenin arkeolojik açıdan ne kadar zengin olduğu yıllar önce ABD uyruklu Prof. Dr. Michael Meir Rosenberg’in yaptığı yüzey araştırmalarında ortaya çıkmıştır. Adı geçen ilim adamı 1991–1994 yılları arasında Kozluk İlçesine bağlı Kaletepe Köyü sınırları içinde kalan Batman Çayı kıyısındaki Hallan Çemi Höyüğünde yaptığı kazılarda çok miktarda Neolitik döneme ait buluntu elde ederek Diyarbakır Müzesine teslim etmiştir. Ayrıca Hallan Çemi Kazısından elde edilen buluntuların yapılan incelenmesinden sonra yayınlanan kazı raporlarında yörenin tarihi doku zenginliği açısından çok önemli olduğu bildirilmektedir.
Bundan ayrı olarak Batman İlinin diğer bölgelerinde görülen kültür ve tabiat varlığı niteliğindeki tarihi eserler, höyükler, Tümülüsler, kaya mezarları ve mağara konutlar, insanların bu nehirler kıyısındaki on bin yıllık yerleşimlerinin bir kanıtı ve göstergesi olarak önemle üzerinde durulmalıdır. Görüldüğü gibi Güneydoğu Anadolu bölgesinin tipik bir kenti olan ve on bin yıllık bir kültür birikimine sahip olan Batmana bağlı yerleşim alanlarında çok sayıda kültür ve tabiat varlığı niteliğinde olan tarihi ve turistik alanlar vardır. Ancak, Batman kent merkezi yukarıda da ifade edildiği gibi kuruluş tarihi itibariyle genç bir yerleşim yeri olmasından dolayı merkezde İluh Tepesinden turistik değer taşıyan ve turistlerin ilgisini çekebilecek herhangi bir kültür ve tabiat varlığı niteliğinde eser bulunmamaktadır. Batman ilinin sahip olduğu coğrafi alanda bulunan kırsal kesimdeki tarihi doku zenginliğini bir kenarda bırakarak bu günlere gelindiğinde, Batman ilini çağdaş bir gözlemle incelemek istersek şöyle bir bakış açısıyla Batman’a bakmak gerekmektedir.