“Baskül Ailesi” dizisinin Fidan’ı Gamze Gözalan yıllar sonra ortaya çıktı
Güncelleme Tarihi:
Gamze Gözalan, 90’larda ünlenen “Baskül Ailesi” dizisinin Fidan’ı olarak akıllara kazındı. Gözalan, şimdilerde nefes koçluğu yaparak kişisel gelişim dersleri veriyor. Oyunculuğu bıraktığını söyleyen Gözalan, “Kilolarım hayatımdan 15 yılı aldı götürdü. Oyunculuğu tamamen bıraktım çünkü sektöre küstüm” dedi.
Hazal Kaya’nın “Dizi sektörü kilolu diye kadına başrol vermiyor” açıklaması gündem oldu ve neredeyse çoğu oyuncu kendisiyle aynı fikirde olduğunu söyledi. 1997 yılına döndüğümüzde Türkiye televizyon tarihinin en enteresan yapımlarından biriyle karşılaşırız: Baskül Ailesi... Sadece 13 bölüm ekrana gelen bu kült dizide, obez bir ailenin başından geçen komik ve dramatik olaylar anlatılıyordu ayrıca seyyar bir satıcının onlara zayıflama ürünleri satmaya çalışmasını izliyorduk. Dizide evin büyük kızı Fidan rolünü Gamze Gözalan canlandırıyordu.
5 yaşında oyunculuğa başlayan Gözalan, ilk sahneye çıkışını şöyle anlatıyor:
“İstanbul Radyosu Çocuk Saati ve Türk Ticaret Bankası Keloğlan Çocuk Tiyatrosu’yla profesyonel olarak oyunculuğa başladım. Bu meslekten 5 yaşında ilk paramı kazandım. Dedem ve babaannem İsmail Dümbüllü oyuncularındandı. Evimizin üst katında oturan komşularımız da tiyatro yapıyordu. O zaman Direklerarası’nın son dönemleriydi ve bana yardımcı oldular. Çok etkin bir çocuktum. Hep bir kapı, bir başka kapıyı açtı.
Dublaj da yapmaya başladım. Sonra televizyon ve sinema geldi. Beraber rol aldığım Kemal Sunal, Adile Naşit, Suna Pekuysal, Ayşen Gruda hem arkadaşım hem de ustam oldu. Kimsenin yanına yanaşamayacağı ve o dönemin iyi oyuncularıyla hep bir aradaydım.”
BAKMADAN GEÇME!
‘Baskül Ailesi’ndeki başrol kilom sayesindeydi
Gamze Gözalan’ın televizyon macerası ise “Kuruntu Ailesi” ile başlıyor.
Oyuncu, “14-15 yaşındaydım ve Türkiye’nin tüm devleri o dizideydi. 75 bölüm boyunca Zihni Göktay’ın kızını oynadım.
Belli bir döneme kadar tiyatro ve televizyonu bir arada götürdüm. Ardından birkaç diziden sonra ‘Baskül Ailesi’ hayatımıza girdi” diyor.
“Şişman bir aileyi anlatan ‘Baskül Ailesi’ şu an ekrana gelse ciddi anlamda eleştirilir ve tartışmalara neden olur muydu?” diye sorduğum Gözalan, şu cevabı veriyor:
“Sosyal medyada kesinlikle infial yaratabilirdi. Kilom sayesinde o diziden başrolü aldım. ‘Baskül Ailesi’, hiç unutulmadı. Sit-com’un da dönüş noktasıdır. Kilo, bizim sektörde çok önemli. Hayatımı bitiren ve bu meslekte istediğim noktaya gelmemi engelleyen kilolarım ve bana verdiği sıkıntıdır. Çünkü ben ne kadar kendimle barışık gözüksem de hiçbir zaman barışamadım. Hep güzel kadın olmak istedim. O çirkin kızlar üstüme basa basa, beni ezip geçip gitti.
BAKMADAN GEÇME!
Şimdi ise ‘Baskül Ailesi’ndeki o kız olduğuma inanamıyorlar. Şişmanlıkla ilgili çok az film yapıldı ama ‘Baskül Ailesi’ gibi bir şey de olmadı. Zaten Hazal Kaya’nın dediği gibi kadınlar kilo alınca başrolü oynatmazlar.”
Kilolar en güzel yıllarımı aldı
Bir dönem 160 kiloya kadar çıkan Gamze Gözalan, mide kelepçesi, gastrik bypass ameliyatı dahil birçok operasyondan sonra 86 kiloya iniyor ve daha sonra NLP yöntemiyle şimdiki haline yani 59 kiloya kadar düşüyor.
BAKMADAN GEÇME!
Gözalan’a “Baskül Ailesi gibi bir yapım ekranda yok. Sizce ekrandaki espri anlayışı mı değişti yoksa kadın vücuduna bakış mı?” diye soruyorum. Oyuncu ise kilo hakkında konuşmayı çok sevmediğini söylüyor ve ekliyor: “Çünkü kilolarım hayatımın çok önemli 15 yılını alıp götürdü... Eskisine nazaran ekran bir parça değişti. Ama yine de engel.
Ben Hazal Kaya’ya katılıyorum. Bir şişmanın başrol oynadığı rol de mutlaka şişmanlıkla ilgilidir. Kendi adıma çok güzel roller oynadım. O konuda içim rahat.
Şimdi ise oyunculukta bambaşka bir sistem var. Hikayeler iki çok güzel insanın üzerine kurulu. Çevresindekiler sadece karakter oyuncusu. Oysa eskiden dizilerin içindeki her karakter başrol gibiydi.
BAKMADAN GEÇME!
itelligence Türkiye ile pandemi sonrası dijital dönüşüm ve yetenek yönetimi
Pandemiyle birlikte ezberler bozuldu, A’daz Z’ye iş yapış şekilleri değişti, dijital dönüşümün önemi hiç olmadığı kadar arttı. Hız, çeviklik, dayanıklılık ve deneyim bu dönemde kurumların en önemli özellikleri olarak belirdi. Hem finansal, hem operasyonel hem de insan gücü anlamında gerekli dayanıklılığa sahip olanların geleceğe emin adımlarla ilerleyeceği açık. Bir kez daha görüldü ki yetenek yönetimini başarıyla gerçekleştirenler ve koşullar ne olursa olsun istihdamı sağlamayı sürdürenler, başarıda sürdürülebilirliği yakalıyor. Bunları başarıyla uygulayan, bugün 25 farklı sektörden kurumların dijital dönüşüm yolculuklarına uçtan uca çözümler sunan ve onlara yol arkadaşlığı yapan itelligence Türkiye'nin CEO’su Dr. Abdülbahri Danış ile yaşanılan süreci, iş dünyası ve kurumlar açısından değerlendirdik. (Sponsorlu İçerik)
Seda Sayan’la ‘Evimiz Olacak mı?’ diye bir dizi çektik. Seda Sayan başrolde, Güven Kıraç onun kocasını oynuyordu. Şimdiki televizyon oyuncu sisteminde Güvenç Kıraç’ı onun karşısına jön diye koyarlar mı?”
BAKMADAN GEÇME!
Yeni sisteme ayak uyduramadım
Oyunculuğu tamamen bıraktığını ve sektöre de küstüğünü söyleyen Gamze Gözalan, şimdilerde bir akademide nefes terapisti, NLP eğitmeni ve yaşam koçluğu yapıyor. 57 yaşındaki oyuncu, çocukluğundan beri yaptığı bu mesleği bırakma nedenini ise şöyle anlatıyor:
“Son rol aldığım ‘Doksanlar’ dizisi bitince her şeyi bıraktım. O dizinin setine ilk gidişimde ‘İnanamıyorum olmak istediğim yerdeyim’ demiştim ve çok mutluydum. Dizi final yapınca, çok üzüldüm. Onun arkasından da hiçbir menajerde dikiş tutturamadım. Çok fazla menajerle çalıştım. Çünkü bu sistemi bilmiyordum.
BAKMADAN GEÇME!
Gençler menajerlik sisteminin içinde yetişti. Ben eski ve yeni arasında kaldığımdan bu işi beceremedim. 4 yıl önce de son tiyatro oyunumun turnesinde çok acayip bir tartışma yaşadım. Eşim beni Afyon’daki otel odasından gelip aldı ve o gün dedim ki ‘Artık bu işi bırakıyorum.’ Geçmişe baktığımda gözlerim dolar. Çok kırgın ve yorgunum. Ayakta kalmak ve bu hayatı tek başına yürümek beni çok yordu.”
“Peki, yeniden bir rol gelse oynar mısınız?” sorusuna ise Gözalan, “Bir sürü rol için ‘Bunu ben oynamalıydım’ diyorum. Ama artık o grupların hiçbirinin içinde değilim. Şimdi bir kitap yazıyorum, ‘Ah Benim 50 Yaşım’ diye. Orada her şeyi anlatıyorum, bu geçiş dönemini de... Benim ruhumu okşayacak bir şey olmadıktan sonra olmaz” cevabını veriyor.
BAKMADAN GEÇME!
Hayatını 180 derece değiştiren Gözalan, öğrencileri olduğunu ve koçluk yaptığını söylüyor: “NLP dersleri aldım hatta özel eğitmen olmak için uzun süre bunun kurslarına gittim. İlişki, yaşam, nefes koçluğu gibi yüzlerce eğitim ve atölyeye gidip sertifika aldım.
Şu an bir akademide nefes hocalığı yapıyorum. Mide ameliyatı geçirdikten sonra kilo alan çok insan var. Bu insanların düzenli zayıflaması için NLP çalışmaları düzenliyorum. Ben zannettim ki kilo vereceğim ve her şey bir sihirli değnek değmiş gibi düzelecek. Hiç öyle olmuyormuş.”
BAKMADAN GEÇME!
İçimde hep incecik bir kadın vardı
Gamze Gözalan, eski arkadaşlarından ise Ayşegül Çıdamlı, Ayşe Erbulak, Oya Küçümen, Parla Şenol, Derya Şensoy’’la hâlâ iletişim halinde olduğunu söylüyor. Oyuncu, kilosu ile takıntıları olan genç oyunculara ise şu öneride bulunuyor: “Benim içimde hep incecik, zayıf ve güzel bir kadın vardı. Hep bu tarz rolleri oynamak istiyordum ve hiç çirkinleşmeyi kabul etmiyordum. Bu, oyuncu olarak en büyük yanlışımdı. Eğer kilolarını takıntı yapıyorlarsa kesinlikle zayıflasınlar. Ama şunu da es geçmemem lazım, en güzel rollerimi kiloluyken oynadım.”
