Güncelleme Tarihi:
Barbaroslar Akdeniz’in Kılıcı oyuncuları, yayın tarihine az bir zaman kala araştırılıyor. Midilli'den çıkan dört kardeşin, tehlikelere göğüs gererek yükselmelerini ve denizlerin fatihi olmalarını konu alan Barbaroslar Akdeniz’in Kılıcı oyuncuları arasında Engin Altan Düzyatan, Ulaş Tuna Astepe, Yiğit Özşener, Yetkin Dikinciler gibi isimler bulunuyor.
Yapımcılığını ES Film'in yaptığı, yönetmenliğini Doğan Ümit Karaca’nın üstlendiği, senaryosunu Mustafa Burak Doğu ve Ethem Arslan’ın yazdığı dizinin başrollerinde ise Engin Altan Düzyatan, Ulaş Tuna Astepe, Yiğit Özşener, Yetkin Dikinciler, Pelin Akil Altan, Melis Babadağ, İsmail Filiz, Gülcan Arslan, Devrim Evin, Caner Topçu ve Bahadır Yenişehirlioğlu yer alıyor.
Daha önce Ertuğrul Gazi'yi canlandıran Engin Altan Düzyatan, TRT 1’in yeni projesinde Oruç Reis'i canlandıracak. Ulaş Tuna Astepe Barbaros'u, Yetkin Dikinciler İshak'ı, Caner Topçu da Barbaros Hayreddin ve Oruç Reis'in bir diğer kardeşi İlyas'ı canlandıracak.
Kazandığı zaferler ve denizcilik teknolojisinde yaptıklarıyla Osmanlıların deniz imparatorluğu olmasını sağlayan Barbaros Hayrettin, Osmanlı Devleti’nin ilk Kaptan-ı Deryasıdır.
Asıl adı "Hızır Reis" olan Barbaros Hayrettin Paşa'ya, Yavuz Sultan Selim tarafından "dinin hayırlısı" anlamına gelen "Hayrettin" adı verildi.
Ağabeyi Oruç Reis'e kızıla çalan sakalı yüzünden "Barbarossa" adını veren Avrupalılar, Oruç Reis'in vefatının ardından küçük kardeşi Hızır için de bu ismi kullandı. "Barbarossa" Türkçede "Barbaros" olarak ifade edildi.
Dört kardeşin en küçüğü olan Hızır, gençliğinde yaptırdığı bir gemiyle Midilli, Selanik ve Eğriboz arasında ticarete başladı. Rodos şövalyelerine esir düşen ağabeyi Oruç’un kurtarılmasından sonra ise iki kardeş, Şehzade Korkut'un himayesine girdi.
Hızır ve Oruç Reis, 1504'ten sonra "deniz gazisi" olarak Akdeniz'de hakimiyet mücadelesi başlattı.
Ağabeyiyle Akdeniz kıyılarına düzenledikleri akınlarda önemli ganimetler elde eden Barbaros Hayrettin, İspanya, Ceneviz ve Fransa'ya karşı kazandıkları başarılarla adını duyurdu.
Barbaros Hayrettin Paşa ve Oruç Reis, 1516'da ele geçirdikleri yüklü bir gemiyi dönemin padişahı Yavuz Sultan Selim'e hediye olarak gönderdi. Osmanlı'nın desteğini arkasına alarak Kuzey Afrika'da toprak edinmeye başlayan reisler, 1516-1517 yıllarında İspanyol ve Cenevizli istilacılarla yaptıkları savaşlar sonunda Cezayir'i denetim altına aldı.
Yerlilerle anlaşan İspanyolların 1518'de İspanyollara sığınan Tlemsen Beyi'nin bir sene sonra yaptığı karşı saldırıda Barbaros Hayrettin Paşa'nın kardeşleri İshak Reis ve Oruç Reis şehit oldu.
Gösterdiği başarılı mücadeleyle bir süre daha tek başına Cezayir topraklarında tutunabilen Barbaros Hayrettin Paşa, stratejik bir kararla Yavuz Sultan Selim'e bir heyet göndererek topraklarının Osmanlı hakimiyetine kabulünü istedi. Cezayir, Osmanlı Devleti'nin bir toprağı haline geldi. Yavuz Sultan Selim adına para bastırarak, hutbe okutarak bağlılığını bildiren Hayrettin Reis, Cezayir Beyi olarak atandı.
Kendisine Anadolu’da gönüllü asker toplama imtiyazı tanınarak yeniçerilerle topçulardan oluşan 2000 kişilik bir yardımcı birlik gönderilmesi kararlaştırıldı. Böylece hutbenin padişah adına okunduğu Cezayir, Osmanlı topraklarına katılmış olduğu gibi Hızır da artık Hayreddin Paşa diye anılmaya başlandı.
Gördükleri zulüm sebebiyle Endülüs'ten ayrılmak zorunda kalan Müslümanları Türk gemileriyle Afrika sahillerine taşıyan Hayrettin Paşa, Cezayir'e yaklaşık 70 bin Endülüs Müslümanı getirdi. Ayrıca ele geçirilen ganimetlerle Cezayir zenginleşti.
Akdeniz ve Kuzey Afrika'da İspanyollara, Cenevizlilere ve Fransızlara karşı Osmanlı Devleti adına önemli zaferler kazanan Barbaros Hayrettin Paşa, başarılarıyla ününe ün kattı.Barbaros Hayrettin Paşa, Yavuz Sultan Selim'in ardından Kanuni Sultan Süleyman döneminde de büyük başarılara imza attı.
Hristiyan denizcilerin, Osmanlı Devleti'nin Mora kıyılarına saldırması üzerine Kanuni Sultan Süleyman çözümü Barbaros Hayrettin Paşa'da buldu. Kanuni Sultan Süleyman, Barbaros Hayrettin Paşa'yı 1534'te Kaptan-ı Derya ilan etti. Böylece Barbaros Hayrettin Paşa, Devlet-i Aliyye'de amiralliğe kadar yükseldi.
Osmanlı denizciliği, Barbaros Hayrettin Paşa sayesinde gücünün zirvesine ulaştı. Bir kara imparatorluğu olan Osmanlı aynı zamanda açık denizlerde de etkinlik gösteren deniz imparatorluğu haline geldi.
Barbaros Hayrettin Paşa devletin deniz politikasını belirlemesinin yanı sıra Tersane-i Amire'nin, dönemin en başarılı gemi üretim ve teknoloji merkezi olmasını sağladı.
Onun mektebinde yetişen değerli denizciler ve teşkilatlı tersane sayesinde bu deniz gücü varlığını bir süre daha devam ettirdi.
Kaynaklara göre Barbaros iri yapılı, kumral tenliydi. Saçı, sakalı, kaşları ve kirpikleri çok gürdü. Ömrü denizlerde geçtiğinden Rumca, Arapça, İspanyolca, İtalyanca ve Fransızca gibi Akdeniz dillerini iyi bilirdi. Hep denizlerde olsa da İstanbul'da bir cami, bir medrese bir de sıbyan mektebi inşa ettirdi.
Barbaros Hayrettin Paşa, Beşiktaş'ta 4 Temmuz 1546'da 68 yaşında vefat etti. Ölümünün ardından dünyada ne kadar büyük bir denizci olduğuna ithafen "Mate reisü'l-bahr." yani "Denizin reisi öldü." denildi.
Barbaros Hayrettin Paşa'nın naaşı, Beşiktaş'ta yaptırdığı medresenin yanına Mimar Sinan tarafından yaptırılan türbeye defnedildi.