Sabah "Şuradan telefonla oda servisini ara da, şöyle iki dost, güzel bir kahvaltı yapalım" diyor Ertem bey. Nahit bey ise "Dost Kahvaltı" diyor, kapatıyor telefonu. Ertem bey şaşkın "Ne anlayacak adamlar bu siparişinden" diyor, Nahit bey "Aşk olsun Ertemcim, bir kere dost demek İspanyolca iki demek. Kahvaltıyı da onlar anlar artık, hem sabahın bu saatinde iki adam başka ne isteyecek ki" Sahiden de on dakika sonra geliyor kahvaltılar, Ertem bey bir kez daha şaşkın, Nahit Bey bak diyor "Nasıl da anladılar ama" Kahvaltıları getiren Süleyman önce bir gülüyor sonra dönüyor, "Telefona bakan ben olmasaydım, "..." yapardınız siz bu "Dost Kahvaltı"sını. Hey gidi koca çınarlar, rahmet istediler yine. Güzel yıllar, güzel anılar bunlar. Mekanları cennet olsun iki ortağın da..