Peygamberler tarihi açısından önemli bir gün olup, Arapçada on anlamına gelen "aşara" kelimesinden türeyen Aşure Günü, hicri yılın ilk ayı muharremin onuncu gününe denk geliyor.
"Saygı gösterilmesi gereken dört aydan biri"
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. Cenksu Üçer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İslam inancına göre muharremin saygı gösterilmesi gereken dört aydan biri olduğunu belirtti.
Muharremin, savaşın yasaklandığı haram aylardan biri olduğuna işaret eden Üçer, Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye bu ayda hicret ettiğini anımsattı.
Üçer, muharremin onuncu günüyle ilgili iki ana anlayışın bulunduğuna dikkati çekerek, peygamberlerin kurtuluşunu ifade eden bütün unsurların bugün gerçekleştiğini kaydetti.
Hz. Hüseyin ve 72 yakınının Kerbela'da bugün şehit edildiğini hatırlatan Üçer, "Bu, aynı zamanda Kerbela şehitleriyle beraber bütün şehadet tarihini anlamamız ve Kerbela'yı daha iyi kavramamız için ne tür bir gayret ortaya koymamız gerektiğini anlatan da bir gündür." diye konuştu.
Aşure aşı sembolik bir değer
Üçer, aşure yapma ve dağıtma geleneğine ilişkin, "Aşure aşı aslında mümin olmanın, peygamberlerin çağrısına kulak vererek kurtulmanın sembolik bir değeridir." ifadesini kullandı.
Üçer, toplumların, aynı ortamda yaşamasına rağmen farklı yaratılış, milliyet ve dini algılarda olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Aşurenin bize sembolik bir mesajı var. Nasıl ki aşurede farklı farklı nimetler kendi özelliklerini korumak suretiyle aşure kazanına ve aşureye ayrı bir tat katıyorsa, burada farklı farklı dini algılarınız, milliyetleriniz, görüşleriniz, düşünceleriniz olsa da bu farklılıklarınızı muhafaza edin ama topluma o aşure aşındaki kıvamı ve tadı verin. Bu anlamıyla bir sembolik değeri görmemiz gerekiyor.
Farklılıklarımızı bir ayrıştırma vesilesi değil, bir zenginlik olarak görmenin de ötesinde, toplumu daha iyiye daha ileriye taşımak adına hayırda yarış vesilesi kılmalıyız.",
Safer Ayı nedir?,
Safer, kamerî/hicrî takvimin Muharrem ayından sonra gelen ikinci ayıdır. Safer ayının uğursuz olduğu ve bu ayda bela ve musibetlerin çokça meydana geldiği şeklinde bir anlayış Cahiliye dönemine ait olup (Ebû Dâvûd, Tıb, 24), dinimizde yeri yoktur. Dolayısıyla böyle bir anlayış hurafedir. Bu ayın diğer aylardan hiçbir farkı yoktur. Hz. Peygamber (s.a.s.) böyle bir anlayışı reddetmiş ve “Safer ayında uğursuzluk yoktur” buyurmuştur (Buhari, Tıb, 19).,
Safer ayında nasıl ibadet edilir?,
Yine Diyanet’ten alınan bilgilere göre Safer ayına has özel bir dua veya ibadet şekli de yoktur. Hz. Peygamberin (s.a.s.) yaptığı günlük ibadet ve dualar, bu ayda da yapılır.,