Artı bir azim sıfır engel
Güncelleme Tarihi:
Bugün Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü... Bugünkü haberimizde Ankara’dan üç farklı hikâye var. Down sendromlu Rümeysa, Cengizhan ve Mustafa, çabalarıyla engellerin nasıl aşılabileceğini ortaya koyuyor. Gençler, başarılarıyla da toplumun vazgeçilmez birer parçası olduklarını kanıtlıyor.
Kendi ayaklarının üzerinde durabilmek, bağımsız olmak, eğitim almak, sosyalleşmek, iş hayatına dahil olmak... Bunlar bizim için belki rutin ancak artı bir farkla dünyaya gelenler için zorlu uğraş. 46 yerine fazladan bir kromozomla down sendromlu olarak doğanların azimle hayata tutunmaları, başarıları herkese umut oluyor. Ankara’da yaşayan Rümeysa Yurt, Cengizhan Dönmez ve Mustafa Özer de down sendromlu bireylerin toplumun vazgeçilmez birer parçası olduğunu kanıtlayan üç genç. İşte hikâyeleri.
HAYALLERİNİN PEŞİNDE TEZGÂHININ BAŞINDA
Rümeysa Yurt(20), üç yıl önce Altındağ Belediyesi Mevlana Kadın Eğitim Kültür Merkezi’ndeki kurslarda keşfettiği yeteneğiyle bugün hem hayallerini gerçekleştirmenin gururunu yaşıyor hem de sosyalleşme imkânı buluyor. Rümeysa, Altındağ Belediyesi’nin Hamamönü ve Altınköy’de tahsis ettiği tezgâhında iki yıldır kendi tasarladığı el emeği ürünlerinin satışını yapıyor. Her sabah en sevdiği takıları ile en özel kıyafetlerini giyerek tezgâhını açan Rümeysa, “Burada çok mutluyum. Takı yapmak, konuşmak, insanlardan teşekkür duymak çok güzel” diyor.
BAKMADAN GEÇME!
TASARLAYARAK İÇ DÜNYASINI YANSITIYOR
Abla İrem Yurt, kardeşinin tasarım yaparak düşünme yeteneğinin, satış yaparak ise iletişim becerilerinin gelişme gösterdiğinin altını çiziyor. Abla Yurt, şunları söylüyor: “Kursa giderek yeteneğini keşfettikten sonra, kendi gelişimi için önemli bir yol kat etti. Kendi tasarımlarıyla iç dünyasını yansıtıyor. Rümeysa’nın ne kadar hayat dolu ve eğlenceli biri olduğunu, tasarımlarına bakarak hissedebiliyoruz. Tasarladığı ürünler el becerisini de arttırdı ve onu hayata daha sıkı sıkıya bağladı. Satış sırasında İnsanlarla yaptığı konuşmalar iletişim becerilerine de oldukça olumlu yansıyor. Ailesi olarak kursa başladığı ve tezgâh açtığı günden bu yana Rümeysa’daki gelişmenin en yakın takipçiyiz. ‘Keşke daha önce başlasaymış’ diyoruz.”
Rümeysa, Altınköy’deki müşterilerine kendi tasarladığı ürünlerin detaylarını anlatıyor ve zaman zaman fiyat pazarlığı da yapıyor.
BAKMADAN GEÇME!
BAŞARIYA KULAÇ ATIYOR
Gazi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Matbaacılık bölümü mezunu olan Cengizhan Dönmez(32) Türkiye Noterler Birliği İlkokulu’nda memur olarak sürdürdüğü iş hayatının yanı sıra uluslararası yüzme şampiyonalarında ülkemizi temsil ederek başarıdan başarıya kulaç atıyor. Pandemi nedeniyle şampiyonalara ara verilirken son olarak Fransa’nın başkenti Paris’te organize edilen 2017 Down Sendromlular Avrupa Açık Yüzme Şampiyonası’nda 800 metre serbest stilde Avrupa 3’üncüsü olarak bronz madalya alan Cengizhan, “16 yıldır Türkiye’de beni geçen olmadı. Amacım ay-yıldızlı bayrağı katıldığım her şampiyonada göndere çektirmek” diyor.
HER ZAMAN İYİMSER
Yeni madalyalar kazanmak için haftanın üç günü antrenörü Ercüment Kanter ile antrenman yapan engelsiz sporcu, iyi bir hazırlık süreci geçirerek önümüzdeki şampiyonalarda da iddiasını sürdürmek istiyor. Antrenör Kanter ise Cengizhan’ı, “Sporun olumlu etkisini Cengizhan’da net bir şekilde görebiliyoruz. İnsanlarla iletişimi oldukça iyi. Hem iş hem sosyal hayatıyla diğer down sendromlu bireylere de örnek oluyor. Hayata hiçbir zaman küsmedi. Başarıları da ona güç verdi. Çok hırslı” sözleriyle anlatıyor.
BAKMADAN GEÇME!
Baba Naci Dönmez ise Cengizhan’ın sporu çok sevdiğini belirterek şunları söylüyor: “5-6 yaşlarındayken can simidiyle denizde yüzüyordu. Birden can simidini çıkardı ve kendisi yüzmeye başladı. O gün yüzmeyi çok severek yapacağını hissettim. Ardından antrenmanlara başladı ve bu sevgisini madalyalarla taçlandırmaya başladı. Evde, ulusal ve uluslararası yarışmalarda kazandığı 100’ün üzerinde madalyası var. Hayatın içinde kalmasında en büyük etken spor. Eğitim ve iş hayatında da başarılıydı. Çok sosyal bir çocuk, her zaman iyimser. Gülümsemeyi çok seviyor.”
Cengizhan, Çayyolu’ndaki Gençlik ve Spor Bakanlığı Olimpik Yüzme Havuzu’nda kendisi gibi idman yapan küçük sporculara da taktikler vererek destek olmaya çalışıyor.
BAKMADAN GEÇME!
13 YILDIR GÖREVİNİN BAŞINDA
Mustafa Özer(36), 13 yıldır Kahramankazan Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü evrak biriminde çalışıyor. Özer, tecrübesiyle bir yandan mesai arkadaşlarına destek olurken bir yandan da kendi ayaklarının üzerinde durabilmenin gururunu yaşıyor. İş arkadaşlarının ‘çalışkan, azimli ve disiplinli’ olarak anlattıkları Özer, başarısını şu sözlerle anlatıyor:
“İşimi severek yapıyorum. Evde oturmaktansa hem kendime hem de bir belediyeye katkı sağlamak bana gurur veriyor. Doğduğum ilçeye katkı verecek bir iş yapıyorum. İşimi severek yaptığım için beni zorlayan hiçbir şey olmuyor.”
BAKMADAN GEÇME!
KATKI SAĞLAMAK GURUR VERİYOR
Koyu bir Beşiktaş taraftarı olan Özer, en büyük tutkusunun Beşiktaş olduğunu söylüyor ve geçen yıl tuttuğu takımı Süper Lig şampiyonu yapan Teknik Direktör Sergen Yalçın’la tanışmanın hayalini kuruyor. İş arkadaşları da “Matematiği iyi olduğu için bize yardımcı oluyor. El yazısı çok güzel. Yazı işlerini Mustafa üstleniyor. Hafızası da çok kuvvetli. Defter doldururken atladığı ve unuttuğu bir nokta olmuyor. Ekibimiz onunla artı bir daha güçlü” diyor.
HASTALIK DEĞİL FARKLILIK
Down sendromu, genel yanlış yargının aksine bir hastalık değil, genetik farklılık. Vücudumuzda olması gereken kromozom sayısı 46 iken bu sendromda sayı 47. Bu farklılığın nedeni de iki adet olması gereken 21. kromozomdan üç adet bulunması. Birleşmiş Milletler de down sendromlu bireylerin sorunlarına dikkat çekmek ve toplumda farkındalık yaratmak amacıyla 21 Mart’ı ‘Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü’ olarak tanıyor.