Arka Sokaklar'ın Zeliş'i Yüsra Geyik açıkladı: O sahneyi izleyemiyorum
Güncelleme Tarihi:
Arka Sokaklar'ın unutulmaz karakterlerinden Zeliş'i oynayan Yüsra Geyik hurriyet.com.tr'de Ferit Ömeroğlu'nun konuğu oldu. Diziye dair çarpıcı tespitlerde bulunan Yüsra Geyik, Oscar almak istediğini açıkladı. Arka Sokaklar Challenge kısmında ise çok konuşulacak itiraflarda bulundu.
-Bence çok önemli bir hikayen var. Ekranın önünde büyüdün ve biz bunu izledik. Birkaç tane böyle oyuncu var. Eskiden kült olan dizilerde oynamış ama bitmiş. Şu an yaşayan, devam eden, hala oynadığın ve küçüklükten bugüne geldiğin bir hikaye var. Herkes sana mikrofon uzatıp bunu soruyordur ama bizim kanalımızda da bunu anlatmanı isterim. Bu zamanlara gelmenin duygu tarifi nedir?
Aslında işin içindeyken çok fark edemeyeceğin bir durum bu. Büyük bir ihtimalle bugün dizi bitse “Biz ne kadar büyük bir iş yapmışız. Nasıl böyle bir şeye cesaret etmişiz?” diyeceğiz. 15 senedir hayatında ne değişiyorsa bu karakterin hayatında da o kadar şey değişti. Çocukluktan genç bir kadına dönüşüyorsun. Bu evrim zaten sen yaşarken çok zor. Beraberinde bu zorluğu bir karaktere daha yaşatıyorsun. Ama çok uzaktan ve objektif olarak bakamıyorum bu işe.
Arka Sokaklar'ın Zeliş'i Yüsra Geyik: Suat'ın öldüğü sahneyi izleyemiyorum Oscar almak istiyorum
Arka Sokaklar'ın unutulmaz karakterlerinden Zeliş'i oynayan Yüsra Geyik hurriyet.com.tr'de Ferit Ömeroğlu'nun konuğu oldu. Diziye dair çarpıcı tespitlerde bulunan Yüsra Geyik, oscar almak istediğini açıkladı. Arka Sokaklar Challenge kısmında ise çok konuşulacak itiraflarda bulundu. İşte o anlar...
BAKMADAN GEÇME!
-Farklı bir iş için teklif muhakkak geliyordur. O noktada karar mekanizman nasıl etkileniyor?
Bu çok gelgitli bir durum benim için. Başlarda bitmesini istemezken sonrasında “Bu sezon biter mi artık?” diye düşünüyorsun. Bazen bu tecrübeyi herkesin elde edemeyeceğini düşünüyorum ve kendime “Bunun tadını çıkar.” diyorum. Ama bir taraftan başka işlerde de oynamak istiyorsun. Kaç oyuncuya nasip olmuş bir karakterin 15 senelik gelişimini oynayabilmek?
-Senaryo gelince zorlanmak gibi bir durum oluyor mu? Karakterle bütünleşmek gibi konular artık sana sorabileceğim şeyler değil.
Bugün bir çekim yaptık biz. Pespembe bir tişört getirdim ve “Bu tişört benim değil, Zeliha’nın.” dedim. Ben Zeliha’ya alışveriş bile yapıyorum öyle düşün. Bunu size söyleyince tuhaf karşılıyor olabilirsiniz ama benim için çok önemli.
SAKİN OL BU BİR ROL
-Sohbetimizi biraz hareketlendirelim ve challenge kısmına geçelim. Arka Sokaklar hikayende ben onların kim olduğunu soracağım sen tek tek söyleyeceksin. En sinirli?
Şevket Çoruh diyeyim o beni yanlış anlamaz.
-En sorumsuz?
Sorumsuz diyebileceğim biri yok. O yüzden bu iş 15 senedir devam ediyor.
-En komik?
Özgür abi.
-Senaryo geldiğinde ertesi gün nasıl olacak diye gerildiğin bir sahne?
Suat’ın yani annemizin öldüğü sahne.
-Nasıl hissetmiştin?
Çok kötü. Ben hala her gördüğümde direkt kapatıyorum ya da “Sakin ol bu bir rol.” diyerek kendimi sakinleştiriyorum.
Sadece o ana kilitlendim. Orhan Oğuz, beni yanına çağırıp bir şeyler söylediği zaman sadece o ana kilitlenirim. Çünkü çok nadir bir şey söyler. Söylediğinde emir olur benim için.
BAKMADAN GEÇME!
-Sen dizide bizim mesleğimizi yapıyorsun değil mi?
Evet ve çok sevdim. Bir olaya çok farklı açılardan bakıyorsunuz. Bende o göz yokmuş şimdi yazılanlardan dolayı oluşuyor. Hiç olaysız bir şeyde olay nasıl yaratılır onu kavradım. Her şey olabilir eğer bir gazeteci istiyorsa. Senin elinde mükemmel bir güç var. Sen neyi istiyorsan onu verebilirsin haber olarak.
-Kimse bilmiyor ama aslında ………… olmuştu.
Babamın biz hastanedeyken valizlerimi önüme atıp çok sakin bir şekilde “Artık benim kızım değilsin.” dediği bir sahne vardı. Ben o sahneden sonra çok ağlamıştım. O an o kadar duygulu gözüktüm mü bilmiyorum. O an olaya şok olduğum tarafımı gösterdim.
-En son en çok istediğin şey neydi?
Oscar almak istiyorum.
-Ona aslında öyle olmadığını anlatır mısın?
Uzun süreler boyunca benim değişimim ile alakalı çok konuştuk ve tartıştık. Ben çok değişken ve farklı kararlar almaya meyilli bir insan olduğumdan dolayı benim de kabulüm ile bir iletişim sorunu geçirdik. Fakat bugün anlıyoruz ki aslında ben çok olduğum gibi biriyim. Sen bu durumdan memnun değilmişsin. Sen aslında hiçbir zaman olduğun gibi olmamışsın. Bugün bunu anlayabiliyoruz ve ben sana bunu ancak buradan anlatabiliyorum.
-Kendini affettireceğin bir andasın şu anda ve seni dinliyor. Anlatır mısın?
Beni çok yanlış anladın. Aslında ben kendimi yanlış anlatıyor olabilirim. Bir elektriksel uyumsuzluk yaşanıyor ve ben bunun neden yaşandığını anlamıyorum. Geldiğimiz durumda sen biraz benim büyüğüm olduğun için ben kendimi affettirmek istiyorum. Bir şeyler yapmaya çalıştım ve elime yüzüme bulaştırdım. Özür dilerim.
-Bana onu nasıl sevdiğini anlatır mısın?
Sevmek nasıl bir şey biliyor musun? Milim oynamaz aklından, kalbinden, elinden, kolundan, saçından, yüzünden… Yüzünden gitmez ifadesi.
-Ona hiç sürpriz yapmaz mısın?
Sürprizden anlayacak bir durumda değil. Köpeğimden bahsettim sevgiyi tarif ederken. Aşık olmak dersen başka bir şey söylerim ama sevmek dersen aklıma köpeğim geliyor. Annem, babam…
-Ben konuklarımın aşkı nasıl hissettiğini de merak ediyorum. O yüzden biraz ondan bahsetmeni istiyorum. Midende kelebekler mi? Yemek yeme ihtiyacı mı? Koşmak ya da eğlenmek mi?
Tam tersi başıma ne gelirse gelsin direkt olarak yemek yemeyi kesiyorum. Aşk benim için bir sanat gibi. Renklerin canlanması ya da bir melodi... Duyduğun her şeyin farklı bir anlama geliyor olması, yoldan biri geçse ondan sana mesaj getiriyor gibi hissetmektir.
BAKMADAN GEÇME!
-Dilediğin bir soruyu dilediğin bir kişiye 83 milyonun izlediği bir programda sorma imkanı verildi sana... Bu kim olurdu ve ne sorardın?
Bir süredir şunu düşünüyorum. Azınlıklar ile alakalı ciddi bir sıkıntı yaşanıyor. Biz büyük bir memnuniyet ve istekle bunun yanında yer alıyoruz. Kim nasıl istiyorsa, nereliyse, nasılsa, ne renkse, cinsiyeti neyse… Bunlardan çok bağımsız bir şekilde insanın insan olan haline önem veriyoruz. Biz konuşuyoruz, biz görüyoruz, biz duyuyoruz. Ama birileri konuşamıyor, göremiyor ve duyamıyor. Biz birbirimiz ile konuşabiliyoruz, bakarak anlaşabiliyoruz ve ses veriyoruz. Duyamayan biri bizim mimiklerimize bakıp ne anlatmaya çalıştığımızı düşünüyor. Bu beni çok düşündürüyor. Sen böyle bir soru sordun. Eğer bana böyle bir hak verilseydi durup uzun uzun 83 milyona bakmak isterdim.
BAKMADAN GEÇME!
