Almanlar yavaş, Türkler hızlı karar alıyor
Güncelleme Tarihi:
MR Plan Group uluslararası bir mühendislik şirketi. Oto endüstrisinden yüksek teknolojili enerji sektörüne kadar birçok alanda dünya markalarına hizmet veriyor. Kısacası, adrese teslim fabrika inşa ediyor. Bavyera merkezli şirket son iki yıldır Türkiye pazarında da aktif. Özellikle Alman şirketlerine Türkiye’ye yatırım yapmaları konusunda tavsiyelerde bulunuyor. Şirketin CEO’su Claus R. Mayer ile Berlin’in en prestijli yerlerinden Gendarmenmarkt’taki ofisinde görüştük.
Şirket olarak faaliyet alanınız çok bilinmeyen bir sektör. MR Plan Group tam olarak nasıl hizmet veriyor? Ne zamandan beri faaliyettesiniz?
Dünya çapında çalışıyoruz ve komple bir fabrikanın planlamasını yapıyoruz. İnşa edilecek bir fabrikanın teknoloji, üretim, montaj, lojistik gibi alanlardaki planlama sürecini organize ediyoruz. Müşterilerimiz adına dünyanın neresinde olursa olsun iş fikrinden başlayıp işin start alıp prodüksiyona geçişine kadar müşteri için tüm süreci hazırlayıp teslim ediyoruz. Birçok farklı sektörde hizmet veriyoruz ancak ağırlığımız oto endüstrisi, havacılık, klasik makine sanayisi ve teknoloji ile enerji sektörü.Şirketimiz 1992’de kuruldu. Aile şirketiyiz. Dünya çapında 300 mühendis bizimle çalışıyor. Merkezimiz Bavyera’da. Macaristan’da bir şirketimiz var. Burada Doğu Avrupa pazarını koordine ediyoruz. Merkezi Şangay’da bulunan Çin’de bir şirketimiz var ve biri Pekin olmak üzere Çin’de iki ofisimiz bulunuyor. Rusya’daki müşterilerimiz için otomotiv ve havacılık sektöründe, ABD ve Güney Afrika’da otomobil branşında hizmet veriyoruz.
Türkiye’de yatırımlarınız var mı veya açılma planlarınız?
Son yıllarda Türkiye’de çok sıkı bağlarımız var. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yaklaşık iki yıl önce Berlin ziyareti sırasında Alman iş insanı bir grupla yaptığı toplantıda kendisiyle tanışma fırsatımız olmuştu. Şu aşamada Alman şirketlerine Türkiye’deki teknoloji projelerine katılmayı ve yatırım yapmayı tavsiye ediyoruz, onlara bu süreçlerinde eşlik ediyoruz.
BAKMADAN GEÇME!
Türkiye’yi yatırım açısından nasıl görüyorsunuz?
Yatırımlar için cazip bir ülke. Çünkü Türkiye, Avrupa’nın üçüncü büyük sanayi ülkesi. Bir Avrupa ülkesi olarak, AB’de, Almanya ve Fransa’dan sonra üçüncü büyük sanayi ülkesi. Türkiye, sanayi büyümesinde bazı avantajlar sağlıyor. Neden? Çok iyi eğitimli genç nüfusu var. Bunlar ekonomik anlamda büyümek için çok büyük motivasyona sahipler. İkinci avantaj ise konumu. Türkiye’nin neresinde olursanız olun, Arap ülkelerine ve diğer ülkelere, ürünlerinizi kolaylıkla ulaştırabiliyorsunuz. Üstelik o ülkelerle rahatça ekonomik ilişkiler kurabiliyorsunuz. Bu sanayi üretiminde çok büyük bir avantaj.
Türk-Alman ilişkileri son zamanlarda zor dönemlerden geçti. Sizce bu durum yatırımcıları ürküttü mü? İki ülke arasındaki ilişkilerin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Ben iki ülke arasındaki ilişkilerin, Türkiye’de yatırım yapmayı riskli hale getirecek şekilde kötü olduğuna inanmıyorum. Bu his, bazen medyada yer alıyor. Ben Türk-Alman ilişkilerinin medyada yer aldığından çok daha iyi durumda olduğuna inanıyorum. Türkiye’nin Avrupa ve Almanya’ya ihtiyacı var. Ama aynı zamanda Avrupa ve Almanya’nın da Türkiye’ye ihtiyacı var. Bu nedenle aynı göz hizasında ilişki yürütmek herkesin çıkarınadır.Temel konu iş. Kimse para kazanmayacağı yere yatırım yapmaz. Medya dilinde başlıklarda zaman zaman yanıltıcı manşetler kullanılmış olabilir. Ama bu sadece Almanya-Türkiye arasındaki bir durum değil. Almanya-ABD ilişkilerinde de böyle. Eğer bana 15 yıl önce ABD ile Avrupa arasındaki ilişkilerin bozulabileceğini söyleseydiniz, size “Hiçbir şeyden anlamıyorsunuz” derdim. Çünkü bu düşünülemezdi bile. Öte yandan Avrupa ve Rusya 25 yıl önce daha iyi ilişkilere sahipti. Gorbaçov Avrupa dostuydu. Ama şimdi rakip gibi görünüyor. Ben, ‘Siyaset siyasettir, iş iştir” diyorum.
BAKMADAN GEÇME!
Türkiye’de hangi alanlarda yatırımları tavsiye edersiniz?
Öncelikle Türkiye’nin hangi imkânları sunduğuna bakmak gerekir. İkinci konu, bu ülkeden nasıl büyüyebileceğinize bakmalısınız. Her yatırımcı ekonominin doğası gereği nereye yatırım yapacağını bilmek ister ve iyi araştırır. Ben Türkiye’ye yatırımın riskli veya tehlikeli olacağına inanmıyorum.Otomotiv ve özellikle oto yan sanayisi, yeşil enerji yani güneş ve rüzgâr enerjisi, havacılık sektörü, klasik makine sanayisi ve teknoloji alanları yatırım için cazip olabilir.
Türk girişimcilerle Almanların iş mantalitesi arasında ne gibi farklılıklar görüyorsunuz?
Öncelikle şunu belirteyim. Türkiye’deki partnerlerim dürüst, işlerinde yetenekli ve dost canlısı insanlar. Türkler, dünyanın neresinde olursa olsun çok duyusal yaşıyorlar. Bu bana büyük bir mutluluk veriyor ve biz Almanlar için hele de benim gibi Bavyeralılar için bazen şaşırtıcı ve ilginç oluyor. Ama insanlar birbirini tanıdıkça daha çok güven duyuyor. Biz Almanlar doğru kararlar alıyoruz ama bunu alıncaya kadar çok zaman harcıyoruz. Türk girişimciler ise çok daha hızlı karar alabiliyor. Tabii ki ileride bu kararla ilgili düzeltme gerekebiliyor. Ama hayatta hiçbir şey siyah veya beyaz değildir. Her zaman gri alanlar vardır.
BAKMADAN GEÇME!
Korona salgını işlerinizi olumsuz etkiledi mi?
Salgın özellikle havacılık sektörünü çok olumsuz etkiledi. Otomobil endüstrisi dizel skandalının ardından yeni teknolojiye yönelmek zorunda kalmıştı. Tam bunun üstesinden gelirken salgın patlak verdi. 2020’de salgın nedeniyle işler çok durgunlaştı ancak 2020’nin son çeyreğinde rekor düzeyde talep aldık. İş hayatımızın hiçbir döneminde bu kadar teklif almamıştık.