Güncelleme Tarihi:
Neukölln ilçesi Johannisthaler Chaussee Metro istasyonu önünde başlayan anma etkinliğine yaklaşık 150 kişi katıldı. Burak Bektaş’ın annesi Melek ve babası Ahmet’in çocuklarıyla ön saflarda yer aldığı yürüyüşe, yakın akrabaları ve sivil toplum örgütleri de destek verdi.
“Bugün yaşasaydı 31 yaşında olacaktı” diyen gözü yaşlı anne Melek Bektaş, şunları söyledi: “Oğlumuzun acısı dinmiyor, ilk günkü gibi hâlâ yüreğimiz yanıyor. Bu acı asla geçmeyecek biliyorum, ancak oğlumuzun katili ya da katilleri bulununcaya kadar mücadelemiz devam edecek. Alman adli makamlarıyla 9 yıldır süren ve hâlâ aydınlatılamayan bu davanın takipçisi olmaya devam ediyoruz. Bugün burada bize destek veren herkese teşekkür ederiz.”
Oğlu Burak’ın herkes tarafından ‘sevgi ve neşe dolu bir genç’ olarak anlatıldığını belirten Ahmet Bektaş ise şöyle konuştu: “Allah kimsenin başına böyle bir acı vermesin. Konuştuğumda, düşündüğümde hep içim parçalanıyor ama elimizden hiçbir şey gelmiyor. Cinayeti kimin işlediği konusunda da emin değiliz. Şüpheli olan bir kişi var ancak bu şahıs başka bir cinayetten tutuklu olduğu için sorgulanması yapılmıyor. Avukatlarımız halen tutuklu olan bu kişinin, oğlum Burak’ın cinayetinden de sorumlu olabileceği nedeniyle savcılığa pek çok kez başvuruda bulundu. Ancak hiçbir gelişme yok. 9 yıldır çaresiz bir şekilde bekliyoruz. Adalet istiyoruz.”
Etkinliğe katılanlar ‘Burak’ı Unutma, Hatırla ve Aydınlat!’ şeklinde dövizlerle Rudower Strasse ve Möwenweg caddelerinin kesiştiği noktaya kadar polisin güvenlik kordonunda ilerledi. Burak Bektaş için dikilen anıtın önünde bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Miting alanında yapılan Türkçe ve Almanca konuşmalarda, “Irkçı cinayetler göçmen topluluklarını korkutmayı hedeflemektedir. Aynı zamanda neonazi sahnesini ve toplumda ırkçı bir ruh halini güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle ırkçıların aramızdaki insanlara yönelik tehdit ve saldırılarını görmezden gelmemeliyiz” denildi.
‘Burak Bektaş Cinayetini Aydınlatma İnisiyatifi’ adına konuşan Selim Ay ise, “Cinayetin işleniş şekli ve olayın akışı NSU cinayetleriyle korkunç paralellik gösteriyor. Bu nedenle soruşturma başından itibaren ırkçı bir motif olasılığıyla ele alınmalıydı. Ne yazık ki Burak cinayetinin soruşturulmasında ırkçı motifin doğrulanması asla bir öncelik olmadı” dedi.
Burak Bektaş cinayetinden üç yıl sonra 20 Eylül 2015’de yine Neukölln ilçesinde İngiliz vatandaşı 31 yaşındaki avukat Luke Holand’ın da silahlı saldırıda hayatını kaybettiğini belirten Selim Ay, cinayetlerin aynı kişi tarafından işlenmiş olabileceğine dikkati çekti.
Luke Holland cinayeti davasından yargılanan ve 11 yıl 7 ay ceza alan Rolf Z.’nin isminin ilk kez Burak Bektaş cinayetiyle ilgili soruşturmada ortaya çıktığını belirten Ay, şöyle dedi: “Luke’un katili olan bu şahsa daha öncesinde de Burak cinayetinden dolayı yönlendirme yapan tanıklar var. Luke Holland’ın ailesi soruşturma makamlarına şöyle dedi: ‘Şayet Burak Bektaş cinayeti daha yoğun şekilde araştırılsaydı, oğlumuz bugün hayatta olabilirdi! Ancak polis, iki cinayet arasında bağlantı görmek istemiyor.’ Luke’un annesi Rita Holland, oğlunun ölüm acısına dayanamayarak 21 Ekim 2019’da yaşamına son vermiştir. Dolayısıyla Rolf Z., onun ölümünden de sorumludur.”
Yaklaşık 3 saat süren miting sonrasında katılımcılar 8 Nisan 2018 tarihinde Burak Bektaş’ı anmak üzere dikilen anıtın önüne çiçekler bıraktı. Öte yandan anıtın hemen arkasında asılı duran ‘Burak Bektaş ve Luke Holland Cinayetleri Aydınlatılsın!’ yazılı afişle de, ‘cinayetlerin ırkçı motif iddialarına’ bir kez daha vurgu yapıldığı görüldü.
22 yaşındaki Burak Bektaş, 9 yıl önce arkadaşlarıyla sohbet ettiği sırada Neukölln ilçesinde silahla vurularak öldürülmüş, iki arkadaşı ağır yaralanmıştı. Görgü tanıkları, orta yaşın üzerindeki beyaz tenli saldırganın, gençlere ateş açtıktan sonra sessizce olay yerinden uzaklaştığını ifade etmişti.
Failin henüz bulunamadığı saldırıyı soruşturan Alman polisi, cinayetin ardından hiçbir iz bulunamadığını açıklamıştı. Burak Bektaş için 8 Nisan 2018’de öldürüldüğü yerin yakınında bulunan Rudower Strasse ve Möwenweg caddelerinin kesiştiği parkta anıt dikilmişti.