Güncelleme Tarihi:
Liderlerin varlığı 1-2 Kasım tarihleri ile sınırlı olsa da 31 Ekim’den 12 Kasım’a kadar sürecek BM Glasgow Konferansı, 2005 yılındaki Paris Konferansı’ndan bu yana yapılacak en önemli iklim zirvesi. Konferansa yaklaşık 200 ülkeden temsilcilerin yanı sıra bilim insanları ve çevre örgütleriyle beraber binlerce kişinin katılması bekleniyor.
Liderler iklim değişikliğiyle mücadelede atılacak adımları ele almak üzere 1995’ten beri düzenli olarak bir araya geliyorlar. Pandemi nedeniyle geçen yıl yapılamayan zirve, ‘26’ncı BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı’ kısaca COP26 olarak adlandırılıyor. İlk COP 1995 yılında Berlin’de yapılmış, 2015’teki COP21’de ise Paris Anlaşması imzalanmıştı.
Konferansta gözler, en büyük emisyon üreticilerinin üzerinde olacak. Göreve geldiği ilk gün selefi Donald Trump’ın çıktığı Paris Anlaşması’na dönüş kararını imzalayan Joe Biden, ABD’yi bizzat temsil edecek. En büyük emisyon üreticisi Çin’in Devlet Başkanı Şi Cinping ve önemli fosil yakıt üreticisi Rusya’nın lideri Vladimir Putin konferansa video mesaj ile katılacak.
Paris Anlaşması ile yüzey sıcaklığı artışının 1.5 derecede tutulması hedefleniyor. Fakat Dünya’nın sanayi öncesi döneme kıyasla halihazırda 1.2 derece daha sıcak olduğuna dikkat çeken iklim bilimciler, sadece 10 yıl daha bugünkü gibi devam edilmesi halinde bu hedefi tutturmanın olanaksız olduğunu söylüyor.
COP26; Türkiye dahil tüm Akdeniz, ABD’nin batı kıyıları ve hatta Sibirya’da görülen devasa orman yangınları ile Belçika ve Almanya’da yüzlerce insanın ölümüne neden olan büyük selleri izliyor. Bilim insanlarına göre iklim değişikliği artık geleceğin değil, bugünün meselesi.
Glasgow müzakerecilerini şu üç tartışmalı başlık meşgul edecek:
BM, zengin ulusları 2030’a kadar enerji üretiminde kömür kullanmaktan vazgeçmeye çağırıyor. Ancak doğalgaz ve petrol fiyatının rekor seviyeye tırmandığı bir dönemde kömürden vazgeçmek zor görünüyor.
Zengin ulusların diğerlerine sözünü verdiği yıllık 100 milyar dolarlık iklim yardımı bir kez daha ele alınacak. Geçen yıl toplanmış olması gereken fonun, 2025’e kadar tamamlanamayacağı hesaplanıyor.
Hedeflerinin gerisinde kalan ülkelerin, başarılı olanlardan para karşılığı “emisyon kredisi” almalarına olanak sağlayan denkleştirme uygulaması bir diğer zor konu. Kredilerin nasıl hesaplanacağı ve bunun iklim taahhütlerine etkisi tartışma konusu.
İklim politikasını somutlaştırmak adına son haftalarda üst üste önemli adımlar atan Türkiye, konferansa Paris Anlaşması’nı onaylamış ve 2053 için karbon nötr hedefi açıklamış olarak katılacak. Fakat halihazırda mutlak azaltım yerine emisyon artışından yüzde 21 düşüş vaat eden Türkiye, yetersiz önlem almakla eleştiriliyor.
BBC Türkçe’ye konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı ve İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Mehmet Emin Birpınar, hedeflerin iyileştirilmesinin planlandığını ancak bunun Glasgow’a yetişmediğini ve en az bir yıllık çalışma gerektiğini söyledi.
Son 10 yılda kömür üretimine hız verilmesi Türkiye’ye yöneltilen bir başka eleştiri olurken, burada da yenilenebilir enerji maliyetlerindeki düşüşe işaret eden Birpınar, kömür yatırımlarının artık dezavantajlı hale geldiğini belirterek bunun yatırımlara yansıyacağını ifade etti.
Amerikan TIME dergisi, BM İklim Konferansını kapağına taşıdı. ‘Son Çağrı’ yazılı kapakta, doktor tavsiyesi nedeniyle konferansa katılamayan Kraliçe 2. Elizabeth, kağıt maket şeklinde resmedildi. Liderler, bir kısmı yanan bir kısmı da donan bir iklimde gösterildi.