Galatasaray'ın kredibilitesi kalmadı
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 31, 2007 15:36
QVT Financial LP üst yöneticisi (CEO) Angelo Moskov, Galatasaray'ın, D-Smart'tan alacağı yaklaşık 10 milyon doların doğrudan kulüp üzerine kaydedildiğini belirterek, her kulübün bunu yapması durumunda, sportif şirketlerinin yaratılmasının temel ilkesinin çürütülmüş olacağını kaydetti.
Angelo Moskov, Galatasaray Sportif AŞ'nin ortaklarından QVT Financial Fund'un Galatasaray ile ilişkileri, Futbol Federasyonu'nun yayın haklarıyla ilgili kararı ve fonun Türkiye piyasasındaki yatırımları hakkında bir basın toplantısı düzenledi.
Moskov, toplantıdaki konuşmasında, Sermaye Piyasası Kurulunun (SPK), Galatasaray'ın birleşmesi için küçük hissedarların hisselerini satın alması gerektiği yönündeki kararının kendileri için şaşırtıcı olmadığını ve işleri olması gerektiği şekilde düzenlediğini belirtti.
Son dönemde Galatasaray'ın gelirlerini Galatasaray Sportif AŞ dışına aktarma gibi bir takım girişimler bulunduğunu dile getiren Moskov, Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) yayın hakkı gelirlerinin Galatasaray Sportif'e kaydedilmesi ve şirket hissedarlarına temettü olarak ödenmesini gerektiren bir kuralı olduğu halde bunun aksi bir durumun gerçekleştiğini kaydetti.
“Şu anda detaylarını öğrenmeye çalıştığımız bir duruma göre, Galatasaray'ın, dostluk maçlarının yayın hakkını alan D-Smart'tan alacağı yaklaşık 10 milyon dolar, doğrudan kulüp üzerine kaydedildi. Eğer her kulüp bunu yaparsa, sportif şirketlerinin yaratılmasının temel ilkesi çürütülmüş olacak. Bu çok endişe verici bir durum” diyen Moskov, böyle bir işlemin gerçekleştiğine dair kesin bilgi edinmeye çalıştıklarını, böyle bir işlemle, vergiden muaf bir kuruma gelir kaydedildiğini, bunun düzenlemeler açısından bir sorun olarak ortaya çıkacağını anlattı.
GALATASARAY KULÜBÜNE BORÇ VERİLMESİ
Galatasaray Kulübü ile Galatasaray Sportif AŞ arasında artan borçlanma ilişkisinin de kendileri açısından endişe verici olduğunu ifade eden Moskov, Galataray Sportif'in kulübe verdiği borç miktarının 2004 yılında 14 milyon YTL iken, 2006 sonunda 90 milyon YTL'ye yükseldiğini ve her yıl yükselen bu borçların bu sene 100 milyon YTL'yi aşabileceğini aktardı.
Angelo Moskov, şunları kaydetti:
"Galatasaray Sportif AŞ, gelirleri üzerinden temettü vermek yerine, kulübe yüzde 20 faiz oranıyla borç veriyor. Temettü öderse, bizim gibi yatırımcılara da para ödemesi gerekecek, ancak borç verdiklerinde küçük yatırımcılara herhangi bir ödeme yapmaları gerekmiyor. Bu, ekonomik açıdan mantıklı görünebilir. Ancak borç miktarı çok artıyor. Kulüp 90 milyon YTL'yi öngörülebilir bir gelecekte geri ödeyemez. Böyle bir durum Galatasaray Sportif AŞ'yi iflasa sürükleyebilir."
Moskov, hissedarlara 2002-2005 arasında yüzde 80-90 aralığında temettü ödemesi yapıldığını, 2006 yılında ise bu oranın yüzde 45'e düştüğünü belirterek, bir şirketin gelirinin bir kısmını çeşitli şirketlere borç vermesinin normal olduğunu, ancak kaynakların büyük kısmının, yeterli kaynağı olmayan tek bir kuruma borç verilmesinin şirketi tehlikeye sokabileceğini, bu konuda hukuki yola dahi başvurulabileceğini anlattı.
Galatasaray yönetiminin bu konuyu önemsemediği düşüncesinde olduklarını dile getiren Moskov, “Bence temettüleri saklamak ve şirketi riske atmak bir tür kumar oynamaktır” diyerek, böyle bir durumda Galatasaray Sportif AŞ'nin elindeki tek varlığın kulübe verilmiş büyük bir borç olacağını söyledi.
"GALATASARAY YÖNETİMİNİN KREDİBİLİTESİ KALMADI"
Moskov, Galatasaray yönetiminde bir değişikliğin, bu sıkıntılı durumdan çıkışa yardımcı olabileceğini ifade ederek, şu anda kulüp yönetiminin kredibilitesinin kalmadığını, bu nedenle kaynak bulamadığını, yeni bir yönetimin yeni bir başlangıç yaparak bankalardan ve yatırımcılardan kaynak sağlamayı başarabileceğini savundu.
Galatasaray'dan Riva'daki araziyi QVT'ye satmasını isteyip istemedikleri yönündeki bir soru üzerine Moskov, böyle bir istekleri olmadığını ifade ederek, hissedarı oldukları Ottoman Fund'ın da kendilerine arazi ile ilgilenmediklerini, zaten 1 milyon metrekare araziye sahip olduklarını ve bunu iki katına çıkarma gibi bir düşüncelerinin olmadığını bildirdiğini belirtti.
Moskov, Galatasaray'ın kendi hisselerini almak istemesi durumunda sorun çıkarmayacaklarını kaydederek, “Koşulları karşılarlarsa hisseleri satabiliriz. Onlar da birleşme işlemine devam edebilirler. Ancak bu bir finansman meselesi” diye konuştu.
Aksi durumda hisse temettülerini almaya devam edebileceklerini, Galatasaray Sportif AŞ'den aldıkları temettülerin piyasaya göre yine de iyi olduğunu, ancak şu anda Galatasaray Sportif hissesi almaya devam etmediklerini anlattı.
MAÇ YAYIN HAKLARINA İLİŞKİN SÖZLEŞMENİN UZATILMASI
Angelo Moskov, maç yayın haklarına ilişkin olarak sözleşmenin 31 Mayıs 2008'de dolacağını hatırlatarak, 2004 yılında 4 yıllık sözleşme yapıldığında Türkiye'nin ekonomik sıkıntılarından yeni yeni kurtulmaya başladığına ve fiyatların düşük bir düzeyde kaldığına dikkati çekti.
Moskov, “Şimdi yayın haklarının fiyatları yükseldi. Ancak TFF, kulüplerin görüşünü almadan, eski fiyat üzerinden anlaşmayı 2 yıl uzatma kararı aldı. Bu TFF'nin tek taraflı bir kararıdır ve yalnızca karşı taraf olan Digitürk ile yapılan bir anlaşmaya dayanmaktadır” ifadelerini kullanarak, böyle bir durumda TFF'nin düzenleyici kurallarına göre yasal bir sürecin de oluşabileceğini aktardı.
Kulüplerin buradan elde edecekleri kaynaklara bakıldığında fiyatlarda yüzde 50 artış olursa 100 milyon YTL, yüzde 100 artış olursa 200 milyon YTL gelir artışı kaydedileceğine işaret eden Moskov, örneğin maç yayınlarından şu anda 40 milyon YTL kazanan Galatasaray ve Fenerbahçe gibi kulüplerin, yeni bir ihale yapılması durumunda gelirlerini 2 katına çıkarma şansları bulunduğunu vurguladı.
Moskov, sözleşmenin, bitiş tarihinden neredeyse bir yıl önce uzatılması kararı alındığını, bu durumun hissedarı oldukları bütün kulüplerin finansman kaynakları açısından önemli sonuçları olduğunu söyledi.
"GAYRİMENKUL ALANINDA GERÇEK PATLAMA GERÇEKLEŞMEDİ"
QVT'nin Türkiye'deki diğer yatırımlarının durumu hakkında da bilgi veren Moskov, Ottoman Fund'da yüzde 26 hisseye sahip olduklarını hatırlatarak, Türkiye'de gayrimenkul sektörünün, faiz oranları azaldıkça daha da ilgi çekici hale geleceğini belirtti.
Angelo Moskov, Türkiye'de tutsat piyasasının henüz yeni oluşmakta olduğunu ve gayrimenkul alanında gerçek patlamanın henüz gerçekleşmediğini, ancak bu alanda önemli bir gelecek gördüklerini anlattı.
Moskov, Tire Kutsan ambalaj şirketindeki hisselerine ilişkin olarak, benzer şirketlerde de hisseleri bulunduğunu, bu tür şirketlerin büyük potansiyelleri, yüksek kapasiteleri ve yabancı yatırımcılar için iyi hedefler olmaları nedeniyle ilgilerini çektiğini ifade etti.
Şu an için büyük miktarlı satın alma gerçekleştirmeyi düşündükleri bir şirket bulunmadığını söyleyen Moskov, “İşler genel olarak iyiye gidiyor. Piyasadan, istikrardan memnunuz” dedi.
Türkiye'ye yatırımcı olarak 1996 yılında geldiklerini ve aralarında Galatasaray, Trabzonspor, Fenerbahçe'nin de yer aldığı yaklaşık 20 şirkette hisseleri bulunduğunu kaydeden Moskov, şu anda İMKB'de yaklaşık 180 milyon dolarlık yatırıma sahip olduklarını kaydetti.
Moskov, toplantıdaki konuşmasında, Sermaye Piyasası Kurulunun (SPK), Galatasaray'ın birleşmesi için küçük hissedarların hisselerini satın alması gerektiği yönündeki kararının kendileri için şaşırtıcı olmadığını ve işleri olması gerektiği şekilde düzenlediğini belirtti.
Son dönemde Galatasaray'ın gelirlerini Galatasaray Sportif AŞ dışına aktarma gibi bir takım girişimler bulunduğunu dile getiren Moskov, Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) yayın hakkı gelirlerinin Galatasaray Sportif'e kaydedilmesi ve şirket hissedarlarına temettü olarak ödenmesini gerektiren bir kuralı olduğu halde bunun aksi bir durumun gerçekleştiğini kaydetti.
“Şu anda detaylarını öğrenmeye çalıştığımız bir duruma göre, Galatasaray'ın, dostluk maçlarının yayın hakkını alan D-Smart'tan alacağı yaklaşık 10 milyon dolar, doğrudan kulüp üzerine kaydedildi. Eğer her kulüp bunu yaparsa, sportif şirketlerinin yaratılmasının temel ilkesi çürütülmüş olacak. Bu çok endişe verici bir durum” diyen Moskov, böyle bir işlemin gerçekleştiğine dair kesin bilgi edinmeye çalıştıklarını, böyle bir işlemle, vergiden muaf bir kuruma gelir kaydedildiğini, bunun düzenlemeler açısından bir sorun olarak ortaya çıkacağını anlattı.
GALATASARAY KULÜBÜNE BORÇ VERİLMESİ
Galatasaray Kulübü ile Galatasaray Sportif AŞ arasında artan borçlanma ilişkisinin de kendileri açısından endişe verici olduğunu ifade eden Moskov, Galataray Sportif'in kulübe verdiği borç miktarının 2004 yılında 14 milyon YTL iken, 2006 sonunda 90 milyon YTL'ye yükseldiğini ve her yıl yükselen bu borçların bu sene 100 milyon YTL'yi aşabileceğini aktardı.
Angelo Moskov, şunları kaydetti:
"Galatasaray Sportif AŞ, gelirleri üzerinden temettü vermek yerine, kulübe yüzde 20 faiz oranıyla borç veriyor. Temettü öderse, bizim gibi yatırımcılara da para ödemesi gerekecek, ancak borç verdiklerinde küçük yatırımcılara herhangi bir ödeme yapmaları gerekmiyor. Bu, ekonomik açıdan mantıklı görünebilir. Ancak borç miktarı çok artıyor. Kulüp 90 milyon YTL'yi öngörülebilir bir gelecekte geri ödeyemez. Böyle bir durum Galatasaray Sportif AŞ'yi iflasa sürükleyebilir."
Moskov, hissedarlara 2002-2005 arasında yüzde 80-90 aralığında temettü ödemesi yapıldığını, 2006 yılında ise bu oranın yüzde 45'e düştüğünü belirterek, bir şirketin gelirinin bir kısmını çeşitli şirketlere borç vermesinin normal olduğunu, ancak kaynakların büyük kısmının, yeterli kaynağı olmayan tek bir kuruma borç verilmesinin şirketi tehlikeye sokabileceğini, bu konuda hukuki yola dahi başvurulabileceğini anlattı.
Galatasaray yönetiminin bu konuyu önemsemediği düşüncesinde olduklarını dile getiren Moskov, “Bence temettüleri saklamak ve şirketi riske atmak bir tür kumar oynamaktır” diyerek, böyle bir durumda Galatasaray Sportif AŞ'nin elindeki tek varlığın kulübe verilmiş büyük bir borç olacağını söyledi.
"GALATASARAY YÖNETİMİNİN KREDİBİLİTESİ KALMADI"
Moskov, Galatasaray yönetiminde bir değişikliğin, bu sıkıntılı durumdan çıkışa yardımcı olabileceğini ifade ederek, şu anda kulüp yönetiminin kredibilitesinin kalmadığını, bu nedenle kaynak bulamadığını, yeni bir yönetimin yeni bir başlangıç yaparak bankalardan ve yatırımcılardan kaynak sağlamayı başarabileceğini savundu.
Galatasaray'dan Riva'daki araziyi QVT'ye satmasını isteyip istemedikleri yönündeki bir soru üzerine Moskov, böyle bir istekleri olmadığını ifade ederek, hissedarı oldukları Ottoman Fund'ın da kendilerine arazi ile ilgilenmediklerini, zaten 1 milyon metrekare araziye sahip olduklarını ve bunu iki katına çıkarma gibi bir düşüncelerinin olmadığını bildirdiğini belirtti.
Moskov, Galatasaray'ın kendi hisselerini almak istemesi durumunda sorun çıkarmayacaklarını kaydederek, “Koşulları karşılarlarsa hisseleri satabiliriz. Onlar da birleşme işlemine devam edebilirler. Ancak bu bir finansman meselesi” diye konuştu.
Aksi durumda hisse temettülerini almaya devam edebileceklerini, Galatasaray Sportif AŞ'den aldıkları temettülerin piyasaya göre yine de iyi olduğunu, ancak şu anda Galatasaray Sportif hissesi almaya devam etmediklerini anlattı.
MAÇ YAYIN HAKLARINA İLİŞKİN SÖZLEŞMENİN UZATILMASI
Angelo Moskov, maç yayın haklarına ilişkin olarak sözleşmenin 31 Mayıs 2008'de dolacağını hatırlatarak, 2004 yılında 4 yıllık sözleşme yapıldığında Türkiye'nin ekonomik sıkıntılarından yeni yeni kurtulmaya başladığına ve fiyatların düşük bir düzeyde kaldığına dikkati çekti.
Moskov, “Şimdi yayın haklarının fiyatları yükseldi. Ancak TFF, kulüplerin görüşünü almadan, eski fiyat üzerinden anlaşmayı 2 yıl uzatma kararı aldı. Bu TFF'nin tek taraflı bir kararıdır ve yalnızca karşı taraf olan Digitürk ile yapılan bir anlaşmaya dayanmaktadır” ifadelerini kullanarak, böyle bir durumda TFF'nin düzenleyici kurallarına göre yasal bir sürecin de oluşabileceğini aktardı.
Kulüplerin buradan elde edecekleri kaynaklara bakıldığında fiyatlarda yüzde 50 artış olursa 100 milyon YTL, yüzde 100 artış olursa 200 milyon YTL gelir artışı kaydedileceğine işaret eden Moskov, örneğin maç yayınlarından şu anda 40 milyon YTL kazanan Galatasaray ve Fenerbahçe gibi kulüplerin, yeni bir ihale yapılması durumunda gelirlerini 2 katına çıkarma şansları bulunduğunu vurguladı.
Moskov, sözleşmenin, bitiş tarihinden neredeyse bir yıl önce uzatılması kararı alındığını, bu durumun hissedarı oldukları bütün kulüplerin finansman kaynakları açısından önemli sonuçları olduğunu söyledi.
"GAYRİMENKUL ALANINDA GERÇEK PATLAMA GERÇEKLEŞMEDİ"
QVT'nin Türkiye'deki diğer yatırımlarının durumu hakkında da bilgi veren Moskov, Ottoman Fund'da yüzde 26 hisseye sahip olduklarını hatırlatarak, Türkiye'de gayrimenkul sektörünün, faiz oranları azaldıkça daha da ilgi çekici hale geleceğini belirtti.
Angelo Moskov, Türkiye'de tutsat piyasasının henüz yeni oluşmakta olduğunu ve gayrimenkul alanında gerçek patlamanın henüz gerçekleşmediğini, ancak bu alanda önemli bir gelecek gördüklerini anlattı.
Moskov, Tire Kutsan ambalaj şirketindeki hisselerine ilişkin olarak, benzer şirketlerde de hisseleri bulunduğunu, bu tür şirketlerin büyük potansiyelleri, yüksek kapasiteleri ve yabancı yatırımcılar için iyi hedefler olmaları nedeniyle ilgilerini çektiğini ifade etti.
Şu an için büyük miktarlı satın alma gerçekleştirmeyi düşündükleri bir şirket bulunmadığını söyleyen Moskov, “İşler genel olarak iyiye gidiyor. Piyasadan, istikrardan memnunuz” dedi.
Türkiye'ye yatırımcı olarak 1996 yılında geldiklerini ve aralarında Galatasaray, Trabzonspor, Fenerbahçe'nin de yer aldığı yaklaşık 20 şirkette hisseleri bulunduğunu kaydeden Moskov, şu anda İMKB'de yaklaşık 180 milyon dolarlık yatırıma sahip olduklarını kaydetti.