Fikir babası Hisarcıklıoğlu

24 Eylül 2001 tarihli gazetelerde bir ilan yayınlanıyor. TOBB, TÜSİAD, TİSK, TESK, Türk-İş, DİSK, Hak-İş imzalı ilan şöyle:

"Atatürk’ün Türk Milletine hedef gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyini yakalamak ve demokrasi, barış, özgürlük içerisinde yaşayan, insan haklarına saygılı, yüksek yaşam düzeyine, eğitim, sağlık ve çevre kalitesine, rekabet gücü yüksek bir ekonomiye ulaşmış, güçlü ve güvenli bir ülke olma yolunda adım atmak için, Anayasanın değiştirilmesine EVET."

Yukardaki imzaların bazılarının katıldığı önceki günkü toplantı ve açıklamanın ilk tohumu bu ilanla altı yıl önce atılıyor. Olayın şimdi güncel hale gelmesi, yeni Anayasa çalışmalarıyla bağlantılı.

TOBB’UN KALEMİ

Düğmeye TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu basıyor. Fikir babası o. Sivil toplum örgütlerinin Anayasa’da yer alması gerektiğine inandıkları ilkelerin yer alacağı bir çalışma başlatıyor. Bir ay önce.

Bu çalışmadan Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan’ın haberi var. Onların bundan memnun olduklarını sanmıyorum.

Önceki gün yapılan açıklamayı TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu kaleme alıyor. Atatürk ilkeleri ve laikliğin vurgulandığı açıklama.

Önceki günkü açıklamada imzası bulunan, AKP’ye yakınlığı ile bilinen Hak-İş Başkanı Salim Uslu’yu arıyorum dün. Uslu:

"Yeni Anayasanın türban ve laiklikle sınırlanması yanlış. Anayasanın ilk üç maddesi zaten değiştirilemez. Laiklik ve Atatürk ilkeleri tartışma konusu olamaz."

Hisarcıklıoğlu’nun yazdığı ve diğer örgütlerin katıldığı açıklama, küçük bir ek dışında, aynen benimseniyor. Hak-İş dahil.

ÜÇ ÜLKE ANAYASASI

Şimdi daire genişliyor. Açıklamada yer alan örgütlere yenileri ekleniyor. Tabipler Birliğinden Noterler Birliğine, MÜSİAD’dan TMMOB’ye, Barolara, Bankalar Birliğine uzanan halkada, Anayasa önerileri hazırlanacak.

İlk toplantı 2 Ekim’de. Muhtemelen kasım sonunda netleşecek önerileri, bu geniş halka Meclis Başkanı ile siyasal partilere sunacak. Tam bir sivil girişim.

Bir aydır TOBB içinde yürütülen ön çalışmalarda üç ülke anayasası gözden geçiriliyor. İspanya, Polonya, Güney Afrika. Yeni anayasa yapmış ve demokratikleşme sürecinden geçmiş üç ülke.

Türkiye normal anayasa yapmış bir ülke değil. 1921 ve 24 Anayasaları Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet ilanı gibi, devrimlerden sonra yapılıyor. 61 Anayasası 27 Mayıs, 82 Anayasası 12 Eylül ürünü. Darbe sonralarında. 2003 ve 2004’te ise, AB uyum sürecinde Anayasada değişiklikler var.

İLK KEZ NORMAL

İlk kez, normal yollardan yeni bir Anayasa söz konusu. Toplumun hemen tüm kesimlerinin katılacağı, sivil bir platform gerekli. TOBB öncülüğündeki çalışma onun için önemli.

Oysa, AKP hala altı öğretim üyesine hazırlattığı taslakla yol almaya çalışıyor. Kendi ideolojisini anayasal kurala dönüştürmek çabasında. Tepki, onun için bu kadar büyük.

Rifat Hisarcıklıoğlu çevresine sürekli pozitif enerji yayan bir kimlik. Türkiye ile temsilcisi olduğu özel sektör adına, yurt içinde ve dışında, oradan oraya koşuyor ve olumlu sonuçlar alıyor.

Umarım, anayasa önerileri de, bunlardan biri olur.

Amerikan nasihatleri

YOĞUN gündem arasında kaynıyor. Oysa, ABD Dışişleri Bakanlığı siyasi müsteşarı Nicholas Burns’ün Ankara’daki görüşmeleri, ABD’nin Türkiye’ye bakışını yansıtan ciddi mesajlarla dolu. Örneğin, Burns:

"Kongrenin, Ermeni soykırım tasarısını kabul etme eğilimini doğru bulmuyoruz. Siz en iyisi, Ermenilerle ilişkilerinizi düzeltin."

Yönetim kabulü doğru bulmasa bile, Burns yine de, "Ermeni soykırımı" deyimini kullanıyor. Niyet belli. İkinci nasihat ilkinden farksız:

"PKK terörünü önlemek için, siz en iyisi Kuzey Irak’taki yerel yönetimle işbirliği yapın."

Irak yönetimi ile değil, Barzani ile. Sanki ABD Irak’ta değil. ABD, PKK ile ilgili kılını kıpırdatmayı düşünmüyor. Niyet belli.
Yazarın Tüm Yazıları