Ferai Tınç: Yoksa DSP Avrupa'yı istemiyor mu?

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Karakoldan Filistin askısı çıkmasını değil de çıkartılmasını feci halde onur kırıcı bulan, milli bilinç ve ‘vatanın gerçek sahibi’ kişiler sonunda imajı düzelttiler.

İnsan Hakları Komisyonu Başkanı DSP milletvekili Sema Pişkinsüt görevden alındı.

Pişkinsüt görevini yaparken asla militan bir hava vermedi. Hatta aşırı temkinli ve içine kapanık bile davrandı. Ama yetmedi. Koalisyon ortakları komisyon başkanlıklarını yeniden paylaşırken, İnsan Hakları Komisyonun ki sessiz sedasız MHP'ye geçti.

Bana ürkütücü gelen bu sessizlik oldu. Birkaç milletvekili ve bazı meslektaşlarım dışında çıt çıkmadı.

Bir de Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği KADER bir bildiri ile kararı kınadı.

‘Demokratikleşme iddiasındaki ülkemizde Türkiye’nin çıkarlarına yönelik cesur ve korkusuzca müdahalelerde bulunan bir kadının görevinden alınmasını anlamak mümkün değildir' dediler.

En çarpıcı tepki Diyarbakır'dan geldi. İnsan Hakları Üst Kurulu'nun geçen hafta sonu Diyarbakır'da yaptığı toplantıya halkın ilettiği mesajlarda, işkenceye son verilmesi isteniyor ve Sema Pişkinsüt'ün görevden alınması ‘çirkin’ bulunuyordu.

* * *

PİŞKİNSÜT'ün görevden alınması çirkindir. Bu kararın nedeninin açıklanmaması daha da çirkindir.

Sedat Ergin'in dün sütununda belirttiği gibi Pişkinsüt, hem Susurluk hem de İnsan Hakları Komisyonu'ndaki çalışmalarıyla ‘kişilerin görevlerinin hakkını verdikleri takdirde pekálá çok şeyi değiştirebileceklerini kanıtlayan’ bir politikacı.

MHP, en yetkili ağızlardan yapılan açıklamalara göre insan hakları komisyonu başkanlığına talip olmadı. Pişkinsüt'ü DSP'nin istemediğini söyleyen de MHP.

DSP Pişkinsüt'ü o kadar istemiyor ki, komisyon başkanlığından bile vaz geçiyor.

Burada şu soruyu sormak gerekiyor. DSP ne dir? DSP, Ecevit ve yakın çevresidir.

Anlaşılan, Ecevit ve yakın çevresi insan hakları ihlallerinin fazla deşilip kanıtların ortaya dökülmesinden haz etmiyor.

* * *

AVRUPA Birliği, önümüzdeki hafta ortalarında Türkiye ile ilgili çok önemli belgeler yayınlayacak. Katılım Ortaklığı Belgesi ve Türkiye raporu.

Böylesine kritik bir dönemeçte Başbakan Ecevit'in manevralarını anlamak çok zor. Hele de onun, Türkiye'ye adaylık statüsü tanınması için bir buçuk yıl önce Schröder'e yazdığı gizli mektupta verdiği demokratikleşme vaatlerini hatırlayınca bugünkü tavrını anlamak daha da zor.

Yoksa DSP Avrupa Birliği'ni istemiyor mu?

Yoksa Türkiye'nin demokratikleşme ve Avrupa yolunda lokomotifi olması beklenen DSP, bir Filistin askısını bile karakoldan çıkartıp ‘işkence kanıtı’ diye ortaya koyamayacak kadar statükocu mu?

Yoksa Yunanistan Avrupa'ya adımını attığı zaman Türkiye'ye de yapılan katılım teklifini geri çeviren Ecevit aslında hiç mi değişmedi?

Bu sorular karanlıkta kalmamalı.

DSP açıklamalı. Hem Pişkinsüt'ün neden başkanlıktan uzaklaştırıldığını açıklamalı, hem de İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı'nın, istemediği halde neden MHP'ye verildiğini.

Bu arada, Mesut Yılmaz'ın da sanki bir başka ülkenin, bambaşka bir hükümetin Avrupa Birliği'nden sorumlu bakanı gibi olan bitenle hiç ilgilenmemesi de dikkat çekici değil mi?

Yazarın Tüm Yazıları