Ferai Tınç: Tarabya'da hüzün veren hazırlık

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

BOĞAZİÇİ'ni İstanbullu'nun yaşamına geri döndürmek. Bunu çok istiyorum. Usulsüzlüğün mubah, yasadışılığın doğal, hesap sormanın ayıp, isyanın yasak olduğu bir Türkiye'de önce o bozuldu.

Yukarıdaki resim, çaresiz bir çabanın hüznünü taşıyor.

50'li yılların İstanbul'unda, Boğaziçi'nin en şık plajıydı Tarabya.

Yabancıların, eşleriyle çocukları yazlığa gittiği için İstanbul'da hafta içi yalnız kalan işadamlarının, akşam üzerleri mutlaka uğrayıp serinledikleri Tarabya Plajı.

Kasım Gülek de buranın müdavimlerinden biri. Plaja girdiğinde herkesin elini tek tek sıkıp hatır soran, kendi çevresinde bir hava yaratan usta politikacı.

* * *

ADINI, yaz aylarındaki o muhteşem esintisinden alıyor bu koy. Therapia. Poyraz, yaz aylarında bambaşka bir serinlik ve hafiflik veriyor buraya. Tedavi edici bir özelliği var sanki. II. Selim de fark ediyor bunu ve Sokullu'ya talimat veriyor. Daha önce sadece balıkçı kulübeleri olan bu koyda bir kasaba kuruluyor.

Cuma sabahı, kimsesiz plajda görevlilerle konuşuyorum. Mustafa Bey'in çocukluğu buralarda geçmiş.

Acıklı öyküler anlatıyor.

‘‘Gençliğimizde buralara avlanmaya gelirdik. Kekikler, yaban láleleri, benzersiz bir bitki örtüsü vardı. Yüzlerce yılda oluşan makileri bir iki yılda kazıdılar, imara açtılar. Artık her yer beton.’’ Dalan'dan söz ediyor. Öfke içinde.

Tarabya sırtlarını gösteriyor ‘‘Şu tepelerde bir ırmak vardı. Eğilip suyunu içerdik. Bugün ne durumda biliyor musunuz? Köpük köpük kanalizasyon akıyor şimdi oradan.’’

Bir coğrafyayı mahvetmek için ne kadar az zamana ihtiyaç var. 40 yıl yetiyor. Ya düzeltmek?

Tarabya Plajı hálá duruyor ama denizi yok artık. Yukarıdaki resimdeki çaba bu çaresizliği yansıtıyor.

İki çocuk deterjanla plajı temizlerken, bir tanesi kıyıdaki pisliği ve midyeleri ayıklıyor.

Bir yanda başa çıkılması zor bir kirlilik, bir yanda deterjanlı temizlik. İstanbul'un çaresizliğinin çarpıcı örneği.

Cuma sabahı bu resmi çektiğim sıralarda, İstanbul Belediyesi açıklama yapıyor: ‘‘Biz bütün Boğaz sularını temizlesek de Tuna nehrinden ve Rusya'dan Karadeniz'e gelen kirlilik Boğaz'ı kirletiyor. Boğaz'daki kirliliğin yüzde 75'i Eski Doğu Bloku kökenli.’’ Ve İstanbullu'yu denize girmemesi için uyarıyor.

* * *

İSTANBUL'un Boğaziçi'ne kavuşması için belediyelerin çabası yeterli görünmüyor. Ulusal ve uluslararası planda etkili olabilecek bir komisyon kurulması gerekiyor. İlgili bakanlıklar, belediyeler ve halkın katılımıyla, Boğaziçi'ni ve kültürünü yaşama geri döndürmek için.

Türkiye'yi avcunun içine alan, önce Boğaziçi'ni ve denizini kurutan bu pisliğe deterjan yetmiyor.

Yazarın Tüm Yazıları