Ferai Tınç: Tahammülün sınırı






Ferai TINÇ
Haberin Devamı

KOPENHAG kriterlerinden biri de ekonomik kriterlerdir. Avrupa Birliği'ne üye olabilmek için bir ülkenin ekonomisinin, AB üyesi ülkelerin ekonomisiyle rekabet edecek seviyede olması gerekir.

İstediğiniz kadar Kürtçe televizyon kanalına izin verin, istediğiniz kadar demokrasi adımları atın, eğer fakirseniz, eğer yolsuzlukların üzerinden gelemiyorsanız, ekonominiz bir hapşırıkta yere yapışıyorsa, siz Avrupa rüyası göremezsiniz.

İstikrar programının iflası, bu açıdan da değerlendirilmeli.

* * *

BAŞBAKAN Bülent Ecevit'in MGK kriziyle ilgili dünkü açıklaması çok ilginçti. ‘Son gelişmeler gösteriyor ki, aslında ekonomik bir sorun vardı. Yoksa, olay bu kadar etki göstermezdi.’

O zaman Sezer ile kapışma işin bahanesi miydi? Kayıtdışı ekonomi konularında uzman olan Ekonomist Prof Osman Altuğ, sonucu ‘tam bir basiretsizlik örneği’ olarak yorumladı dünkü konuşmamızda.

Şöyle diyordu Prof. Altuğ: ‘Hiç insan bütün borçlarını aynı tarihe koyar mı? Bunu zamana yaymaya gayret eder. Türkiye 21 Şubat’ta tarihinin en büyük borç ödemesini yapmak zorundaydı. Hükümet hiç takvime bakmamış anlaşılan. Para bulamayınca, Cumhurbaşkanı'na fatura etmeye kalktı.'

Başbakan'ın, MGK toplantısından Mesut Yılmaz tarafından çıkartılması, Hüsamettin Özkan'ın içeride kalıp ‘hesabı görmesi’ gerçeği apaçık ortaya koyuyor.

Ecevit dolduruşa geliyor ve o ortalığı karıştıran ‘Cumhuriyet tarihinin en büyük siyasi krizi’ açıklamasını yapıveriyor.

Sonrası malum.

* * *

BAŞBAKAN Ecevit, dünkü açıklamasında halktan destek istiyor, ‘Bize güvenin’ diyordu. ‘Ekonomimizin esenliğe çıkışını kolaylaştıracak bu güven.’

13 aydan beri, güvenmese de sabır gösterdi, destek verdi Türkiye.

Günlük hayata yansımasa da enflasyon düşecek umuduyla ses çıkmıyordu. İnen kepenklere, işsizliğe, yüzde onlar civarında sürünen maaş artışlarına rağmen destek verildi programa.

‘Aman, istikrarı bozmayın. Hükümeti eleştirmeyin. Bu hükümet bozulursa istikrar programı çöker’ dediler. Karşı çıkan olmadı.

* * *

HÜKÜMET güven ve destek istiyor.

Başarısızlığın hesabını vermeden mi?

Halk, üzerine düşeni yaptı. Şimdi sıra hükümette.

Bugüne kadar yapılan yolsuzluk operasyonlarında iş siyasilere gelince müthiş bir direnç gösteren hükümetin, ekonomik programın siyasi sorumluluğunu almasını beklemek hayalcilikten öte gitmez. Biliyorum.

Ama, halkın tahammül sınırını da fazla zorlamamak gerekiyor.

Koalisyonda uyum ve istikrar tam. Ya Türkiye? Onu düşünen var mı?

Bu hükümet, Türkiye'yi 21'inci yüzyıla taşıyabilecek enerjiye artık sahip gözükmüyor.

Yazarın Tüm Yazıları