Ferai Tınç: Politikacı değil bağımsızlık savaşçısı

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

EBULFEYZ Elçibey, 1993'te Gence isyanını bastıramayacağını anlayınca yakınlarına şöyle demişti:

‘‘Önümüzde bu ülke için yapılacak bir hizmet daha var. İktidardan el çektirilsek bile, Ermenilerle savaş halinde olan, binbir emekle kurduğumuz bu devleti iç savaşın içine çekmeyeceğiz. Hiçbir halde iç savaşa yol vermeyeceğiz.’’

Sovyet Yönetimi'ne karşı yaşamı boyunca kafa tutmuş ve kah legal, kah illegal yollardan mücadele etmiş olan Elçibey, Keleki'deki köyüne giderken kendi geleceğini değil gerçekten de Azerbaycan Cumhuriyeti'nin devamını düşünüyordu.

Her zaman iflah olmaz bir idealistti, siyasetçi olamadı.

Elçibey ile son olarak Bakû'de görüştüm. Üç yıl önceydi, Halk Cephesi'nin merkezindeki sohbetimizde hálá şaşkınlığını üzerinden atamamıştı.

Şaşkındı, çünkü Keleki'deki sürgünü sona ermişti. Halk Cephesi Başkan Yardımcısı Ali Kerimli'nin Parlamento'daki konuşmasının ardından dönüşüne izin verilmişti. Bir yıl içinde Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacaktı ve Aliyev, adaylığını koyacağını bile bile Elçibey'in dönüşüne ‘‘hayır’’ dememişti.

‘‘Bakû'ye gelebilmem anlaşılmaz bir şey, şimdiye kadar da anlamış’’ değilim diyordu.

Sohbetimiz sırasında Elçibey, siyasi görüşlerini korkusuzca açıklıyor, Aliyev yönetimini Karabağ politikaları nedeniyle eleştiriyor ancak hiç de saldırgan bir üslup kullanmıyordu. Bu tavrı dikkatimi çekti.

Sordum.

‘‘Benim evimde, Atatürk'ün resminin yanında Haydar Aliyev'in de resmi vardır’’ diyordu. Çünkü ‘‘O da bir Türk büyüğüdür’’ diye açıklıyordu bunu.

Aliyev'in Sovyetler Birliği döneminde Azerbaycan Türkleri için önemli işler yaptığını söylüyordu.

Cumhurbaşkanı olduktan sonra iyi işler yapmadı mı?'' diye sorduğumda verdiği yanıt ise Elçibey'in içten pazarlığı olmayan, dürüst ve açık kişiliğini yansıtıyordu: ‘‘Yaptı tabii ama artık onun rakibiyim, söylemem doğru olmaz.’’

Gerçekten iflah olmaz bir idealistti Elçibey, politikacı olmadı.

HAYALLERİ KORKUTTU

Sovyetler Birliği döneminde, 1975-76 yılları arasında ‘‘milliyetçilik’’ suçundan hapis yatan Elçibey, Azerbaycan bağımsızlık hareketinin gerçek lideriydi.

1989'da, Halk Cephesi kurulduğunda üç hedef koymuştu. Azerbaycan'ın tam bağımsızlığı, Karabağ'ın Ermenilerden temizlenmesi ve güney-kuzey Azerbaycanların birleşmesi.

Bu hedefleriyle sadece Rusya, Ermenistan ve İran'ı karşısına almakla kalmadı, Cumhurbaşkanı olur olmaz Türkiye ile Bakû-Ceyhan anlaşmasını imzalayarak dev petrol şirketlerini ve dünyayı da korkuttu.

Bakû'den uzaklaşırken yapalnızdı.

Bugün ise Türk dünyasının kalbi onunla birlikte Bakû'ya dönüyor.

Yazarın Tüm Yazıları