Ferai Tınç: Onlar artık egemen

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

GİRNE

METE Hatay, Dome Otel'in başına geldiğinde, 1929 yılında yapılan bu tarihi bina kelimenin tam anlamıyla dökülüyordu.

Ve çok iyi hatırlıyorum özelleştirme hazırlıkları yapılıyor, sendika hop oturup hop kalkıyordu.

Dün Girne'de iki yıl içinde otelin yeniden nefes alışına tanık oldum. 1929'da inşa edilen otelin ahşap barı kadınlı erkekleri turistlerle doluydu, daha iki yıl önce insanın canı içeri girmek bile istemezdi. Yüzlerinden umutsuzluk akan birkaç insanın oturup, saatlerin geçmesini beklediği bir miskinhaneydi.

Üç yıl içinde bina yenilenmiş, yüzde 43 olan müşteri sayısı geçen yıl yüzde 62'ye çekilmişti. Bu yıl ise hedef yüzde 70'di.

Dome Otel, özelleştirilmedi ve iyi bir yönetim sonucu üstelik de şimdi kár ediyor.

KKTC'de ekonominin dibe vurduğu ve halk arasında '26 yılın suçlusunun' arandığı, hükümetle Cumhurbaşkanı arasında ilişkilerin şeker renk olduğu bir dönemde Mete Hatay, insanın içine su serpen başarının sırrını şöyle açıklıyor:

'Sendikayla anlaştık, personel giderlerini dengeye oturttuk. Kalkınma Bankası kredisiyle yatırım yaptık, pazarlamayı güçlendirdik. İngiliz piyasasını yüzde 30'dan yüzde 65'e çektik. Bu yıl İsveç piyasasını devreye soktuk. Şimdi kredi borcumuzu da ödüyoruz ve bu yıl yarım trilyon lira kár bekliyoruz.'

Mete Hatay ve otel personeli, ülkenin çok zor koşullarına rağmen başarılı olunabileceğini gösteren birçok örnekten biri.

* * *

KKTC'de neler oluyor? İki gündür buradayım. Son iki ayın sahne önündeki tüm aktörleriyle görüştüm. Siyasi aktörlerin yanı sıra, iki büyük gösterinin ardındaki kitle temsilcileri, bankazedeler ve sendikacılarla bir araya geldim. İş adamlarıyla konuştum.

Hatay gibilere pek rastlanmıyor. İnsanlar suçlu arayışına girmiş.

Ve bulmuşlar. Türkiye.

'Son iki aydır üst üste gelen olaylar, bizde bir alt kültür üretti' diyor mudilerin bir temsilcisi, 'Bütün kötülüklerin adresi var kafamızda. Türkiye.'

'Ana vatanla ilişkimizin bozulmasını isteyen yok' diye devam ediyorlar ve şunun iyi bilinmesini istiyorlar 'Biz Rumcu değiliz. Ama kendi demokratik sürecimizi yaşamak istiyoruz.'

Sendikacılar, Meclis baskınını gerçekleştiren mudileri, hükümeti devirmeye çalışan Denktaş yanlıları olarak görüyor ama onlar da, ekonomik pakete karşı çıkarken aynı şeyi söylüyorlar.

'Bu ülkeyi biz mi yönetiyoruz? Hayır. Güç Kıbrıs Türk halkında olmalı. Türkiye'nin burada, askeriyle, büyükelçiliğiyle siyaset yürütmesi yanlış.'

KKTC'nin ekonomik sıkıntılarının Türkiye'nin bugüne kadar uyguladığı ya da uygulamadığı ekonomik politikalardan kaynaklandığına inanıyorlar.

Türkiye'nin, bilinçli bir biçimde Kıbrıs Türklerine balık verdiği ama balık tutmayı öğretmediği söyleniyor.

Neden diye sorulduğunda ise yanıtı, 'bağımlı kılmak için' oluyor.

* * *

KUZEY Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, gerçek bir devlet ve millet olma sürecinde ilerliyor. Kimsenin, bunun böyle olması gerekenlerin bile beklemediği kadar güçlü bir bağımsızlık ve egemenlik talebi bu.

Bir mudinin sözleri bu talebin gücünü ortaya koyuyor:

'Biz artık egemenliğimize ve bağımsız olmamız gerektiğine inandık. Bugünkü sıkıntılarımız egemenliğimizin tam olmamasından kaynaklanıyor.'

Yazarın Tüm Yazıları