Ferai Tınç: Miloseviç gitmedi ki

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

MİLOSEVİÇ, yine doğru bir zamanlama ile manevrasını yaptı ve Çavuşesku'nun kaderini paylaşmaktan kurtuldu.

Benzer bir manevrayı 1997 yılında yerel seçimler sonrası da yapmıştı. Önce muhalefetin kazandığı bölgelerdeki listeleri kabul etmemiş, yüzbinlerce kişinin yılmadan usanmadan hergün Belgrad sokaklarında düdüklerle, kaynana zırıltılarıyla yaptığı gürültülü patırtılı gösterilerin kendi sonunu hazırladığına kanaat getirince geri adım atmıştı.

Seçim sonuçlarına ‘‘pekiyi’’ demiş, muhalefeti uzlaşma masasına oturtmuştu.

Tansiyon düşmüş ve Belgrad halkı 75 gün yürüdüğüyle kalmıştı.

Ondan sonra halk için yaşam daha da zorlaştı. Ambargolar sürdü, NATO uçaklarının hedefi oldu Belgrad.

Baskılar arttı, akıbeti bilinmeyen kayıplar listesinde Sırbistan eski devlet başkanı İvan Stambolic'in adı bile yer aldı.

Cuma akşamı Kostunica (okunuşu Kostunitza)'nın zaferini kutlarken, ‘‘11 yıllık yükten kurtuldum, torunum Marco ile daha fazla meşgul olacağım’’ diyordu Miloseviç.

Bir süre dinlendikten sonra partisini yeni seçimlerde zafere ulaştırmak için çalışacağını vurguluyordu.

Oysa Belgrad'da gerçek bir devrim olsaydı, bırakalım savaş suçlusu olarak uluslararası bir mahkemeye teslim edilmesini, Miloseviç'in en azından siyasetten çekildiğini açıklamak zorunda kalması gerekmez miydi?

* * *

MİLOSEVİÇ'in siyasete dönmesi zor ama Miloseviç döneminin tamamen kapanması da zaman alacak. Ne olursa olsun, onun güçlü gölgesi Sırbistan siyaset sahnesinin üzerinde bir süre kalacak.

Uluslararası mafyanın Balkanlardaki en güçlü kalelerinden olan Belgrad'ın, aşırı milliyetçiliğe sırtını dayayan mafya-devlet ilişkilerinden bir gecede temizlenmesi mümkün mü?

Mümkün değil.

Zaten Kostunica'nın Miloseviç ile görüştükten sonra halka yaptığı açıklamada, ‘‘İktidarın el değiştirmesi barışçı ve gerilimsiz olmalıdır’’ sözleri de bunu kanıtlıyor.

Kostunica, parlamentoyu yakmaya kalkışan bir öfkeyi denetim altına almaya çalışırken Miloseviç'in yandaşlarını, orduyu ve de polisi huzursuz etmeden bir denge sağlamak istiyor.

Bu politikayı Rusya da destekliyor.

* * *

KOSTUNİCA, bir zamanlar Balkanların en güçlü ve büyük devleti olan Yugoslavya'nın son kozu.

Sırp milliyetçiliğinin baskı ile korumaya çalıştığı toprak bütünlüğü, sonunda etnik temizliğe varan aşırılıklarla paramparça oldu.

Kosova, kağıt üstünde olmasa da ruhen bağımsızlığını ilan etti, Karadağ gitti gidecek.

Yugoslavya'nın, milliyetçi yeni devlet başkanı misyonunu tarif ederken bu gerçeği ortaya koyuyor.

‘‘Ülkenin sınırlarını güvence altına alan, bölünmelere son veren ve şu anda sadece lafta hükümranlık altında olan topraklar üzerinde Yugoslavya'nın hükümranlığını güçlendiren yeni bir anayasaya ihtiyacımız var’’ diyor.

Bu yaklaşım, Kosova'da yeni gerginlikler olasılığını akla getiriyor.

Batı, bölünmesi için asıldıkça Yugoslavya'da aşırı milliyetçilik ve Miloseviç döneminin sonu kolay gelmeyecek gibi görünüyor.

Yazarın Tüm Yazıları