Ferai Tınç: Kutsal topraklar

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

BÜYÜKLER küçüklere hep o toprakları, o topraklardaki mucizeleri anlatageldiler.

Vaat edilmiş topraklarda kurtuluş vaatleri süsledi çocuk masallarını.

Şimdi kimden geldiğini hatırlamadığım bir kartpostal almıştım yıllar önce, Kudüs'ün anlamını bir bakışta kavratıyordu insana.

Mavi stilize dalgaların ortasında bir çiçek çarpıyordu göze. Üç kıtayı simgeleyen üç yaprağı vardı çiçeğin. Bir yaprağı yeşil, üzerinde gotik harflerle ‘‘Asya’’ yazıyor, somon rengi olan Avrupa'yı temsil ediyordu, sarısı da Afrika'ydı.

Çiçeğin tam ortasındaki minik yuvarlağın içinden üç dinin kutsal mekanları yükseliyordu. Kudüs.

Kudüs merkezdi. Dünyanın merkezi.

Dinlerin merkezi olduğu kadar siyasetlerin, siyasi oyunların da merkezi.

* * *

HIRİSTİYAN Kiliseleri Tarihi konusunda çalışan İsrailli Profesör Haim Wardi, ‘‘Osmanlı döneminde kutsal yerler sorunu’’ adlı makalesinde, ‘‘19'uncu yüzyılın sonlarında artık Avrupalı devlet adamları Kutsal topraklar sorununun bir Pandora Kutusu olduğunu anlamışlardı. En doğrusu, statüko'yu olduğu gibi korumaktı’’ diyor.

Kudüs'ün statükosu, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşüne kadar 1852 ve 53 fermanlarına dayanıyor. Yani bölgedeki Ortodoks Kiliselerinin hamiliği Rusya'ya bırakılıyor ama egemenlik Osmanlı'da. Osmanlı, İslamiyet'in kutsal yerlerindeki egemenliğinden en zayıf dönemlerinde bile vazgeçmiyor.

20'inci yüzyılda pandora kutusu açılıyor, kutsal topraklarda acı bir türlü dinmiyor.

Tam yeni bir statü kurulurken patlak veren şiddet, barış sürecinin püf noktasında egemenlik meselesinin durduğunu gösteriyor.

Filistin'in toprakları üzerindeki egemenliği, tüm İslam dünyasının hassasiyetini oluşturuyor. Arafat'ın bu noktadan geri gitmesi mümkün değil.

İsrail'in buna göre bir sınır çizmesi ise pek kolay görünmüyor.

İsrail Parlamentosu Knesset'te 120 parlamenterden sadece 30'unun Barak'ın yanında durması, Ariel Şaron'a desteğin artması bunu gösteriyor.

* * *

MISIR'da bugün ya da yarın toplanması beklenen zirvede iki liderin durumu da zor. Onlar anlaşsa da, etkinlik sorunuyla karşı karşıya bulunuyorlar.

Bu kadar yıpranmış ve ancak radikal dalgaya kendilerini bırakınca ayakta durabilen iki liderle Kudüs sorununu çözmek çok güç.

En iyimser beklenti, statükoya dönüşün sağlanması olabilir. O bile güç görünüyor.

Yazarın Tüm Yazıları