Ferai Tınç: İran garabeti

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Gündem müthiş bir hızla değişse de gerçek devam ediyor. İran ile ilgili ortaya atılan iddialar hiçbir yere varmadan buharlaşırken, dün Amerikan CBS televizyonunun haberi gündeme düşüyor. İran'ın Türkiye dahil dış terör politikalarının başı Ahmet Behbahani'nin Türkiye'de bir mülteci kampında olduğu ileri sürülüyor. Ve bu kişiden hiçbir Türk yayın organının haberi olmazken Amerikan televizyonu gelip onunla röportaj yapıyor.

Oysa iki gün önce Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili ile aramızda çok ilginç bir konuşma geçmişti.

Soruyorum: İran ile ilgili yeni bir gelişme var mı?

Yanıtlıyor: Son durumla ilgili Dışişleri'ne henüz bir şey gelmedi. Temaslar devam ediyor.

Soruyorum: Temasların içeriği hakkında bilgi alabilir miyim?

Yanıtlıyor: İran ile eski ve yeni sorunları basiretle ele almamız ve aradaki pürüzlerin üzerine giderek hallolmasını sağlamamız lazım.

Soruyorum: Sorunları biraz açar mısınız?

Yanıtlıyor: PKK'ya destek sürüyor, irticaya destek sürüyor.

‘Hımmm...’ diyorum soruyorum:

Ama İran'a karşı çok ciddi suçlamalar var. Bunlar kamuoyuna açıklandı.

Devam ediyor: Hariciye'nin görevi aradaki sorunları çözmek. Sorunları büyütmek değil. Elimize belgeler gelince gereken yapılacak.

Israr ediyorum: Türkiye'nin İran politikası İçişleri Bakanlığı'na mı bırakıldı? Öyle bir görüntü var ortada. Türkiye-İran arasındaki deklarasyon trafiği İçişleri kanalıyla yürüyor sanki. İçişlerinden bir açıklama yapılıyor, Tahran'dan ona yanıt geliyor.

Yanıtlıyor (sesi yükseliyor): Yok hálá belge elimizde! Bugün itibariyle hálá belge yok! Siz ciddi bir insansınız ilişkilerimizde akılcılık, itidal ve soğukkanlığı tercih etmeliyiz.

* * *

DEMEK, İran terör elebaşısı olduğu ileri sürülen kişi Türkiye'de olmasına rağmen hálá İçişleri'nden Dışişleri'ne net bir belge ulaştırılabilmiş değildi.

Yetkilinin sözleri, son zamanlarda Dışişleri'nin uğradığı hücumlara karşı isyan tonu taşıyordu ve çok da haklıydı.

Pekiyi neden kimse çıkıp da kimse bir şey söylemiyor? Türk medyasına sımsıkı kapanan kapılar neden Amerikan televizyonuna açılıyor?

Neden bunca kıyamet koptu? Eğer dişe dokunur bir kanıt hálá bulunamadıysa neden bu durum açıklanmıyor? Biraz deşmeye kalkınca da herkes sorumluluğu medyanın kucağına bırakıyor.

‘Siz büyüttünüz. İran bağlantısını siz öne çıkardınız’ deniyor.

Bırakın bu ciddiyetsizliği!

Bir yandan Türkiye'de, İran'a karşı nefret atmosferi yaratılıyor, aynı sıralarda sınır kapılarının 24 saat açık kalması da dahil çeşitli anlaşmalara imza atılıyor.

Sonra da suçlamalar, iddialar bıçakla kesilir gibi kesiliyor.

Kamuoyunun kafası karışıyor.

Kimin ne yapmak istediği belli değil. Bu karmaşa, ince politikaların ürünü mü? Hayır. Hükümet politikalarındaki tutarsızlığın sonucu.

Artık birilerinin çıkıp, İran ile ilişkiler konusunda nelerin olup bittiğini halka açıklaması gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları