Ferai Tınç: İnsan Hakları Bakanı neden çalışamadı?

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

ANKARA

İnsan Hakları Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik'in istifasını sadece Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında Başbakan Ecevit'in, milletvekillerinin oylarına ipotek koymak istemesine bağlamak doğru olmaz.

İnsan Hakları Bakanı İrtemçelik, uzun zamandan beri hükümet ile kan uyuşmazlığı çekiyor ve bunu da çeşitli çıkışlarıyla ortaya koyuyordu.

Helsinki'de Türkiye'nin aday gösterilmesinden sonra Başbakan Ecevit'e giderek, Türkiye'nin diğer adaylardan daha farklı bir konumu olduğunu bunun için çok iyi bir hazırlık gerektiğini söyledi ve hazırlık örgütlenmesine ilişkin kendi önerlerini sundu. Kabul edilmedi. İrtemçelik, Avrupa Bakanlığı sorumluluğunu sıfatından kaldırdı.

Bu sessiz bir protestoydu. Kimse de bir şey demedi. Başta kendi lideri Mesut Yılmaz olmak üzere Ecevit de ses çıkartmadı.

Sonra, insan hakları konularında çeşitli çalışmalar yaptı. Hiçbirine bir yanıt alamadı. Bunları sisteme bir türlü sokamadı.

Başbakanlığa bağlı İnsan Hakları Başkanlığı kurulması için hazırladığı yasa taslağı, Başbakanlık'ta bekletildi. Hükümetin önüne bile gelmedi.

Türkiye'nin demokratikleşmesi için yapılması gerekenleri alt alta sıraladığı 11 madde, kimsenin ilgisini çekmedi.

'İnsan hakları insan olanlar içindir' diyen Kayseri Valisi'ne karşı sesini yükseltirken de tek başına kaldı.

'Değil desteklenmek, kösteklendiğimi hissediyorum' diyordu İrtemçelik.

Üstelik insan hakları ve demokratikleşme konularında somut adım atılmasını sağlamak için Başbakan Bülent Ecevit nezdinde yaptığı tüm girişimler boşa çıktı.

* * *

BAŞARIYLA yürüttüğü diplomatik kariyerini terk edip siyasete atılan Mehmet Ali İrtemçelik'e bir gün sormuştum, 'Sizin bu kadar çok devlet deneyiminiz var. Bu sistem içinde İnsan Hakları konusunda bir şeyler yapabileceğine gerçekten inanıyor musunuz?' demiştim.

Umutluydu. Dışişleri Bakanlığı'nın kozası içinde Türkiye'nin değerler hiyerarşisinin nasıl altüst olduğunun farkında mı değildi bilmiyorum. Ama yapılması gerekeni yaparak bir şeylerin değiştirilebileceğine inanıyordu.

Üstelik, yapılması gerekenin yapılabileceğine de inanıyordu.

İşler hesapladığı gibi olmadı ve İrtemçelik, dışarıdan gelen eleştirileri savmak için Türkiye'nin vitrinine çıkartılmış bir İnsan Hakları Bakanı olmak istemedi.

* * *

İRTEMÇELİK istifa etti mi, ettirildi mi? Dün Ankara'da en çok bu soruya yanıt aranıyordu.

İrtemçelik, Anayasa oylaması sırasında Ecevit'i kabile demokrasisi uygulamakla suçladıktan sonra Mesut Yılmaz'a giderek, istifa etmeye hazır olduğunu bildirdi, hem de bu mesajın Başbakan'a ulaştırmasını istedi kendisinden. Belki de, İrtemçelik'in talebi kabul edildi. 'İstifa ederseniz iyi olur' mesajı geldi.

Kendisi bu soruma 'Hayır' diyor.

Ama Yılmaz'ın, dünkü tavrından, istifadan memnun olduğu anlaşılıyor. Helsinki Zirvesi'nden sonra İrtemçelik'i Avrupa konusunda yalnız bırakan Yılmaz'ın yine aynı tavrı gösterdiği anlaşılıyor.

Ankara kulislerinde, 'Yılmaz Dışişleri Bakanı olmak istiyor. Ama bu zor. Geriye bir tek Avrupa ve İnsan Hakları Bakanlığı' kalıyor yorumları yapılıyor.

Arka planda ne olursa olsun iki gerçek var ortada. Biri, İrtemçelik'in bakanlığının ilk günlerinden beri elinin kolunun bağlanması ne Avrupa Birliği ne de İnsan Hakları konusunda rahat çalışamaması.

İkinci gerçek ise Türkiye'nin AB adayları arasında, İnsan Hakları Bakanı istifa etmek zorunda kalan Avrupa Birliği'ne aday tek ülke konumuna düşmesi.

Ecevit ve Yılmaz bu istifayı susarak geçiştiremezler.

Yazarın Tüm Yazıları