Ferai Tınç: Bakü-Ceyhan masalları

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

SON beş yıldır olayı adım adım izlememe rağmen, onları dinlerken bazen ben bile dalıp giderim. Ne de güzel konuşurlar!

Her yıl mutlaka büyük bir törenle imza atarlar ve ‘Bakû-Ceyhan tamam’ derler.

Ne tamam, ne tamam değil, ne kadar yol gidildi daha ne kadar yol var gidilecek? Bunları anlamak kesinlikle mümkün değildir.

Sap ve saman birbirinin içindedir, oyunun büyük aktörleri de bundan memnundur.

Çünkü petrol karadır ve kaypaktır.

Yine öyle oldu. Geçen hafta Bakü-Tiflis ve Ankara'da törenler düzenlendi ve imzalar atıldı. Hep bir ağızdan tekrarlandı ‘Bakü-Ceyhan tamamdır.’

Benim içimi en fazla cız ettiren, babam ve amcalarımın Robert Kolej'den arkadaşı olan Başbakanımızın konuşmasıydı. Sanıyorum kendisine yanlış metin vermişlerdi, çünkü Başbakanımız kürsüye çıktı ve ‘21’inci yüzyılın en büyük projesi artık hayata geçirilmeye hazırdır' dedi. Eline baktım kazma var mı diye. Çünkü o konuşma, Bakü-Ceyhan temel atma töreni öncesi yapılması gereken konuşmaydı. Neyse, izanlı davranmışlar kazmayı vermemişlerdi.

* * *

GEÇEN hafta imzalanan anlaşmaların niteliğini anlamak için David K. Woodword'un Bakü'deki imza töreninde yaptığı konuşmaya bakmakta yarar var.

Woodword kim? David Woodword, Azerbaycan petrollerini üreten şirketlerin oluşturduğu ve Bakü-Ceyhan'ın kaderini belirleyecek olan uluslararası işletme konsorsiyumu (AIOC) nin Başkanı. Aynı zamanda petrol devi BP-AMOCO'nun önemli isimlerinden. AIOC, Bakü-Ceyhan'ı ticari açıdan cazip bulmaz ve ürettiği petrolü buradan geçireceğini garanti etmezse bu iş olmaz.

Woodward konuşmasında, önce umut ve cesaret verici güzel sözler ettikten sonra ‘gelecekte aşılması gereken önemli merhaleler olduğunu’ söylüyor ve ‘önümüzdeki sekiz ay proje için dönüm noktası olacak’ diyor.

Nedenlerini de şöyle açıklıyor:

‘Bu süre içinde projenin mühendislik ve teknik açıdan yaşama kabiliyetinin ne olduğu konusunda daha açık bir anlayış geliştireceğiz. Boru hattının mühendislik ve müteahitlik bedeli hakkında net bilgimiz olacak.’

Yani boru hattının kaça malolacağı Konsorsiyum açısından daha belli değil. Atılan imzalardan biri bu çalışmaların yapılmasına olanak sağlayacak. Fiyat şimdiye kadar ileri sürülenin 2.4 milyar tahminini aşarsa Türkiye bunu ödeyeceğini garanti ediyor. Ama boru hattının Azerbaycan ve Gürcistan'da kaça mal olacağı ve bunun nasıl karşılanacağı henüz belli değil. Şirketler de sorumluluk üstlenmek istemiyorlar.

* * *

ÖNÜMÜZDEKİ sekiz aylık kritik sürecin tek sorunu maliyet değil. Daha önemli bir şey var. Bakın ne diyor Woodword:

‘Bu süre içinde Bakü-Ceyhan’ı ticari olarak kabul edilebilir bir proje haline getirecek olan yeterli miktarda petrolü Azerbaycan ya da Hazar'ın bir başka bölgesinden sağlayıp sağlayamayacağımızı göreceğiz.'

Konuşmasının bir başka yerinde bu konuya tekrar dönüyor:

‘Azeri, Çırağan ve Güneşli (Hazar’da IAOC'nin işlettiği petrol yatakları) ile Bakü-Tiflis-Ceyhan arasında ilişkinin başındayız. Eminiz ki Azerbaycan ve Hazar'da başka petrol kaynakları da bulunup geliştirilecek ve böylece Bakü-Ceyhan dünya pazarları için de cazip bir yol olacak...'

Kısaca sevgili okuyucularım, AIOC Başkanı, ‘Ek petrol bulmadan Bakü-Ceyhan olmaz’ diyor.

* * *

NİHAİ adım gibi sunulan anlaşmalar, bu yolda önemli bir adım. Ama yolun yarısı bile değil. Birbirimize masal anlatmayalım. Kimseleri de kandırmayalım. Ne kendimizi ne de Başbakanımızı.

Yazarın Tüm Yazıları