Ferai Tınç: Avrupa yüzünü arıyor

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

LAHEY

EGEMENLİK sorunu, sadece Türkiye'nin kafasını kurcalayan bir sorun değil. Avrupa Birliği'ne tam üye olmak istemelerine rağmen birçok kişi, ulusal egemenliği, Brüksel'deki ortak egemenliğe devretmek istemiyor.

Bu sorun, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin önünde de hálá aşılması gereken bir konu.

Hollanda, Avrupa Birliği ve genişleme sürecinin kamuoyu tarafından tam olarak kavranmadığını görüp bir kampanya başlattı.

AB içinde ilk olarak Hollanda Dışişleri Bakanlığı'nın öncülük ettiği kampanyanın amacı halka, bu konuları anlatmak. Daha doğrusu, 'kalpten kalbe giden yolu döşemek.' Kampanyanın sorumlularından biri, projenin amacını böyle tarif ediyor.

'Avrupa Birliği konuları bazı gazetecileri, bürokratları ve siyasetçileri ilgilendiriyor. İnsanlar bu birliğin kendi yaşamlarında ne gibi değişiklikleri yaptığını ve yapacağını bilmiyorlar. Oysa, bu insanları birleştirmeyi, çatışmaları azaltmayı yeni bir dünya kurmayı amaçlayan bir ortaklık. Kalpten kalbe giden yolu döşemek için doğru mesajı bulmak gerekiyor.'

İlginç değil mi? Avrupa Birliği'nin kurucu ülkelerinde bile, halk hálá birliği tam olarak kavramış değil.

Hollanda işte bu yüzden kolları sıvamış arıyor. AB'nin yüzünü en insani biçimde tanımlayacak mesajı bulmaya çalışıyor.

* * *

HOLLANDA Dışişleri Bakanlığı, geçen yıl sonunda başlattığı bu kampanya çerçevesinde ilk olarak ülke çapında bir kamuoyu yoklaması yapıyor. Halka Avrupa Birliği hakkında düşünceleri soruluyor. Tabii bu kampanyanın esas amacı genişleme sürecinin alt yapısını, kamuoyu temelini hazırlamak. Bu yüzden halka Birliğe yeni katılacak olan aday ülkeler hakkındaki görüşleri de soruluyor.

Amaç verilecek mesajları doğru belirlemek.

Araştırma tamamlanmış ancak sonuçları resmen henüz açıklanmamış. Ancak ilginç sonuçlar alınmış.

Örneğin egemenlik sorunu hálá bir sorun olarak Hollandalının kafasında duruyor.

Soft uyuşturucuların kullanımı AB ülkelerinde yasak ancak Hollanda'da serbest. Ötenazi de öyle serbest değil ama yasak da değil. Hollandalılar bu uygulamaların Hollandalı hoşgörüsünü simgelediğini ileri sürüp kaldırılmasını istemiyorlar.

Bu konularda Brüksel'in aldığı ve alacağı kararlara uymayı, egemenlik haklarına müdahale olarak yorumluyorlar.

Kimliklerinin belirleyici özelliği olarak gördükleri 'hoşgörü' niteliğini kaybettirecek kararlara uymak istemiyorlar.

* * *

ARAŞTIRMANIN ilginç sonuçlarından biri de adaylarla ilgili görüşler. Örneğin Türkiye, 'demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti' ilkelerine uymadığı için şüphe uyandırıyor, üyeliğine pek olumlu bakılmıyor.

Aslında Hollandalı Avrupa'nın genişlemesine pek hevesli değil. Sınırı en fazla Orta Avrupa ülkeleri ve Malta'ya kadar uzatmaktan yana. Doğu'ya gittikçe 'Onların Avrupa'da ne işleri var?' düşüncesi güçleniyor. Türkiye bu coğrafyada olduğu için de fazla destek bulamıyor.

Ancak tatil için Türkiye'ye gelmiş olanların inançları farklı. Onlar Türkiye ile pekala ortak olunabileceğine inanıyor.

* * *

HOLLANDA'nın projesine Almanya ve Polonya da ilgi gösteriyor. 'İnsan tanımadığını sevemez, onu doğru anlayamaz' diyor bir yetkili, 'Hollanda halkı, gelecekteki ortaklarını tanımak zorunda.'

O yüzden bu kampanyanın önemli bir ayağını da aday ülkelerle görüş, fikir ve duygu alışverişi gerçekleştirmek oluşturuyor.

Avrupa Birliği sürecini 'müktesebat', 'Kopenhag', 'katılım ortaklığı' jargonlarına sıkıştırıp halktan kopartmak istemiyorsak eğer, Avrupa'nın insani yüzünü biz de bulmalıyız.

Türk halkı da ilerideki ortaklarını tanımak ve kendisini onlara tanıtmak zorunda.

Bu, yasal değişiklikleri yapmak kadar önemli ve belki de ondan bile zor.

Yazarın Tüm Yazıları