Ferai Tınç: Avrupa ile ilişkilerde yaratıcı çözüm önerileri

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Her Avrupa Zirvesi'nin ardından yaşanan hayalkırıklığı son yıllarda Türkiye'yi Avrupa'dan uzaklaştırdı, Avrupa'ya ilgisizleştirdi ama bu kronik bir süreklilik gösteremez.

Ya geri adım atılacak ve Türkiye Avrupa'dan tamamen kopacak. Ya da ileri gitmenin yolları aranacak.

Avrupa'nın Balkan ülkelerine adaylık yolunu açtığı bu günlerde, ABD'nin kanatları altına sığınarak Kosova'ya girmek için nasıl çırpındığımızı gördükçe ileri adım atılması gerektiğinin önemi daha iyi anlaşılmıyor mu?

Hele, Prizren'de Türk askerleri için ayrılan bölgenin Ruslara verilmesine ne demeli? Bu durum, Amerikan kanatlarının da her zaman sığınılacak en güvenli yer olmayabileceğini göstermiyor mu?

Artık geri adım atılamaz. Çünkü Türkiye'de Avrupa ile entegrayon konusunda siyasi irade vardır.

Ve Meclis'in, tarihimizin darbeli yıllarından miras kalan DGM'lere oybirliği ile ‘dokunması’ aslında Avrupa değerlerine uyum ve Avrupa ile entegrasyon konusunda Türkiye'de sanıldığından daha güçlü bir siyasi irade bulunduğunun ortaya çıkmasından başka bir şey değildir.

* * *

ŞİMDİ Türkiye'de, Lüksemburg sonrası ilişkileri dondurma yaklaşımı ile her şeyi adaylık perspektifine endeksleme kıskacı dışında yeni bir yol aranıyor. Bunun başını da İnsan Hakları ve Avrupa'dan sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik çekiyor.

İrtemçelik'in, son günlerdeki açıklamaları önemli. ‘‘Türkiye ile Avrupa arasındaki ilişkiler, sürekli patinajdan zarar görebilir. Mevcudu koruyalım. 1963'den başlayarak kat ettiğimiz yol var. Bunu semizleştirelim’’ diyor İrtemçelik.

İrtemçelik'in yaklaşımı ile ‘‘AB olmazsa biz de ABD ile bütünleşiriz’’ diyen zihniyet arasındaki farkın da altını çizmek istiyorum.

İrtemçelik, ‘‘Avrupa ile ilişkilerde adaylığı takıntı haline getirmeden ama adaylıktan da vazgeçmeden’’ var olan kanalların canlandırılması ve güçlendirilmesinden söz ediyor.

Gümrük Birliği'nin yaygınlaştırılmasını, hizmetlerin dolaşımı, bilim teknik, tarımsal konulardaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için çalışmaların başlatılması gerektiğini söylüyor ve işbirliğine start verilmesini istiyor İrtemçelik.

Bu bir anlamda Avrupa'ya meydan okuma. ‘‘Tamam madem adaylık konusunda tıkanıyorsun, o zaman var olan kanalları canlandıralım’’ çağrısı.

Belki de Türkiye'de var olan siyasi iradenin kendilerinde yeterince olmadığını anlayacak Avrupa.

* * *

ESKİ dışişleri bakanlarından ve Gümrük Birliği anlaşmasının altında imzası bulunan Murat Karayalçın da bu tartışmaya katılıyor.

Karayalçın, ‘‘AB ile yeni bir dönem başlatılmalı. Bugüne kadar sürdürülen ilişki biçimi tahrip edici’’ diyor.

Türkiye ile Avrupa arasındaki her temasın yeni bir krize neden olduğunu ve bunun önüne geçilmesi gerektiğini söyleyen Karayalçın da, Gümrük Birliği'nin canlandırılıp geliştirilmesi gerektiğini savunuyor. İşadamlarının vize sorunu, malların yanı sıra hizmetlerin serbest dolaşımı sorunlarının da önümüzdeki dönemde aşılması gerektiğini söylüyor.

Karayalçın, ‘‘Onlar bizi tanımıyorsa, biz de onları tanımayız tavrı yanlış. Bizim kazanılmış haklarımız var. İnsan hakkından vaz geçer mi?’’ diyor ve ekliyor: ‘‘Gümrük Birliği'nde sıkıntılar varsa hükümet oturup konuşsun. Roma anlaşmasının tam üyelik öngören 28. maddesi çerçevesinde girişim yapılabilir, diplomatlar adaylık yolunu açacak yeni kanallar üzerinde çalışsınlar. 21'inci yüzyıla böyle girmeyelim.’’

Avrupa tartışması önümüzdeki günlerde derinleşerek devam edeceğe benziyor.



Yazarın Tüm Yazıları