Ferai Tıbç: Kıbrıs'ta çıkarlar para ile korunabilir

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

BU hükümet, Türkiye'yi yeni yüzyıla taşıyacak nitelikte olmadığını, Helsinki'den bu yana yaptıkları daha doğrusu yapamadıklarıyla ortaya serdi.

İktidar süresi normal olarak dört ya da beş yılla sınırlı olan bir hükümet, ülkesinin en önemli gelecek projesi konusunda bir yıl kayda değer bir adım atamadıysa eğer, diğer yapılanlar bölük pörçük çabalar olmaktan fazla bir anlam ifade etmez.

Kıbrıs konusunda, bundan önce birçok kez denenmiş ama hiçbir olumlu sonuç getirmemiş olan görüşmeleri keserek masadan kalkma kararı, hükümetin Avrupa konusundaki isteksizliği ya da yetersizliğini, Kıbrıs sorununun ardına gizleme çabası gibi duruyor.

Evet, Avrupa uğruna Kıbrıs'ı feda etmek olmaz, ama Kıbrıs'taki haklarını pazarlıklarla korumayı beceremediği için Avrupa projesini feda etmek de, Atatürk ve İnönü'nün Lozan'da örneğini verdikleri ‘devlet ciddiyetine uygun kararlı pazarlık’ üslubundan iyice uzaklaşıldığını gösteriyor.

Türkiye, sorunlarını çözebilme yeteneğini mi kaybediyor? Ya da artık böyle bir yeteneğe sahip olmadığını kabul mu ediyor?

Bu imajı derhal değiştirmek gerekiyor. Aksi takdirde, daha büyük sıkıntılar kapıda bekliyor.

***

ELİMDE çok ilginç bir çalışma var. Yabancı Sermaye Derneği Genel Sekreteri Dr Abdurrahman Arıman'ın hazırladığı bir çalışma bu.

1995'den bu yana uluslararası şirketlerin uluslararası üretimdeki payı akıl almaz bir hızla artıyor. Bunun sonucu yabancı pazarlara yatırımlar rekor düzeylere ulaşıyor. Dünyada para bol, yatıracak yer aranıyor.

Dünya çapında doğrudan yabancı yatırımlar 1988-1993 dönemlerinde yıllık ortalama olarak 191 milyar dolar. Bu rakkam 1997'de 473 milyara, 1998'de 680'e 1999'da 865 milyar dolara ulaşıyor.

Yani son bir yılda, dünyada doğrudan yabancı yatırımlardaki artış yüzde 27'ye ulaşıyor.

Yabancı yatırımcı, para yatıracak yer arıyor.

Bu yatırımların çoğu gelişmiş ülkelere yöneliyor. ABD ve Avrupa Birliği'ne. Latin Amerika ve Karayipler de yatırım alıyor. AB adayı Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde de artışlar kaydediliyor. Ya Türkiye?

Rekor düzeylere ulaşan dış yatırımlardan ne çekiyor?

SIFIR.

***

SON beş yıl içinde Türkiye'ye gelen yabancı sermaye bir milyar doların altında, 0.8. Onlar da, zaten daha önceden var olan yabancı şirketlerin yatırımları.

1995 rakkamlarına göre Türkiye, yabancı sermaye çeken ülkeler arasında 38'inci sırada, 1999'da ise 54'üncü sıraya düşüyor.

Bir bilseniz kimlerin gerisinde kalıyor?

Angola, Vietnam, Dominik Cumhuriyeti, Mısır, Fas... Bu ülkeler çok mu Avrupalı diyeceksiniz. Hayır. Fakat hepsi son yıllarda yabancı sermayeye değişim sürecine girdikleri güvenini veriyor.

Yabancı sermaye olmadan Türkiye'nin yoksulluk, gerilik ve sorunlar çemberini kırması mümkün görünmüyor.

66 milyon nüfuslu ülkemizde geçen yıl bir kişi, dünyada dolaşan yabancı sermayenin sadece 12 dolarını çekmiş. Yani adam başı ayda bir dolar düşmüş.

78 milyonluk Vietnam adam başı 21, 62 milyon nüfuslu Mısır 24 dolar çekmiş. Bir Dominik Cumhuriyet vatandaşına 175 dolar, bir Şililiye 615 dolar, bir Çek Cumhuriyeti vatandaşına 510 dolar düşerken, Avrupa Birliği üyesi olan bir zamanların yoksul İrlanda'sında adam başı yabancı yatırım miktarı 4 bin 575 dolar.

***

ŞARIK Tara, yabancı sermayeyi tanıyan iş adamlarımızdan, ‘Türkiye’nin Avrupa Birliği ile yakınlaşması yabancı sermayenin gelmesi için bir güvence olacaktır. Çünkü bu bir atmosfer meselesi' diyor ‘istediğiniz kadar, yabancı sermaye yasası çıkartın eğer istikrar güvencesi veremezseniz, yabancı sermaye itimat etmez.’

IMF reçeteleri, Avrupa perspektifi olmadan işe yaramaz.

Kıbrıs Türkleri'nin ve Türkiye'nin çıkarları da parasız korunmaz.

Her ay başında Türkiye'den gelecek maaşı bekleyen yapı, sırf hamasetle ayakta duramaz.

Yazarın Tüm Yazıları