Paylaş
DEMİREL'i ömrü hayatımda bir işinde desteklemiştim. Ankara-İstanbul hızlı tren projesinde.
Hatta bu konuda Demirel'in sürekli olarak Ayaş Tüneli'ni gündeme getirmesini de yazarak, Demirel'in bu hassasiyetini övmüştüm.
Şimdi Ankara-İstanbul demiryolu hattı yine gündeme gelince o konuyu da bir ele alayım dedim.
Demirel Ayaş Tüneli inşaatının hızlandırılması için talimat üzerine talimat verir, ödenek çıkarılması için baskı yaparken, ben de köşede bu konuya destek veriyordum.
Bu işle ilgili en yüksek kuruluşun genel müdürü aradı.
‘‘Fatih Bey neye destek verdiğinizi biliyor musunuz?’’ dedi ve görüşmek istedi.
Buluştuk.
Önüme bir harita koydu.
Haritada Ankara-İstanbul Hızlı Tren Demiryolu Hattı'nın avan projesinin de avanı.
Bir çizgi var.
Tamamı beyaz.
Bir santimlik yer kırmızı.
Altta bir not:
‘‘Beyazlar avan proje, kırmızılar gerçekleşme aşamasında olan.’’
Yani demiryolunun yapılmakta olan tek yeri Ayaş Tüneli.
Gerisi proje haline bile gelmemiş.
‘‘Niye?’’ diye sordum.
Maliyeti çok ama çok yüksekmiş. Yaklaşık 30 milyar dolar.
Ve neredeyse tamamı Kuzey Anadolu fayı üzerinden geçiyormuş ve fayla kesişen çok sayıda tünel varmış.
‘‘Yani bu iş olmayacak mı?’’ dedim.
‘‘Mümkün değil’’ dedi.
‘‘Madem olmayacak Tünel'i niye kazıyorsunuz? Ne işe yarayacak?’’ dedim.
Güldü. ‘‘Kışın köylüler içine hayvan koyabilirler. Kardan, soğuktan korur’’ dedi.
‘‘Peki Demirel durumu bilmiyor mu?’’ dedim.
‘‘Biliyor’’ dedi.
‘‘O zaman niye yaptırılsın diye ısrar ediyor?’’ dedim.
Önüme bir dosya koydu.
‘‘Ayaş Tüneli Demiryolu Geçişi-Yüklenici firma: Nurol İnşaat.’’
‘‘Bilin istedim. İyi niyetli desteğiniz kullanılmasın. Ama lütfen bu aramızda kalsın. İşimden olurum’’ dedi.
Bir daha yazmadım.
Şimdi o projenin yerine daha akılcı bir proje gerçekleştirilecek.
İyi ki 5+5'e karşı çıktım diyorum hep.
Sanayi Bakanlığı uyuyor mu?
SANAYİ ve Ticaret Bakanı Tanrıkulu ile Ankara Reklamcılar Derneği'nin düzenlediği bir panelde tanışmıştık.
Bende ‘‘medeni, doğru düzgün’’ bir insan izlenimi uyandırmıştı.
Ancak bu medeni ve doğru düzgün insan, Siirt Jetpaspor'un göğsünde taşıdığı halkı yanıltıcı reklamla ilgili yazıma bir yanıt yollamadı.
Siirt Jetpaspor, geçen yıldan beri büyük bir sahtekárlığın reklamını yapıyor.
Takımın göğsünde, olmayan ve olmayacak bir ürünün, Fadıl Akgündüz'ün hayali otomobili ‘‘İmza’’nın reklamı var.
Bu reklam açıkça halkı aldatmaya ve tüketiciyi yanıltmaya yönelik.
Bu gibi ilanlara dur demek ise bakanlığın görevi.
Sayın Bakan bakanlığının bu görevini ne zaman hatırlayacak diye merakla bekliyorum.
Belediyeye yakışmadı
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü bir büyük ayıba imza atıyor.
Yeni bir uygulamayla, şehitliklerden ‘‘Bakım ücreti’’ talep ediyor.
Şaka değil.
Yıllardır Edirnekapı Şehitliği'nin bakım ve temizliğini belediye yapardı.
Ancak 1999 yılında 10 milyon, bu yıl için de 20 milyon lira bakım ücreti istiyor belediye.
Oysa bu şehitlikte bu ülkeye emeği geçmiş büyük insanlar, şehitler yatıyor.
Ve bazılarının akrabası bile kalmamış hayatta.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, bu ülkeyi borçlu olduğumuz bu insanlardan bu parayı istemesini yadırgadım doğrusu.
Başkan Gürtuna'nın bu ayıba son vereceğini düşünüyorum.
65 dönümlük antre
GEÇEN hafta Mehmet Ali Önel'in Özel Haber adlı programında Süleyman Demirel'in kayınbiraderi Ali Şener ve Nevzat Ak'ın ortaklaşa yaptığı büyük bir orman talanı gündeme gelmişti.
Haberde 65 dönümlük orman arazisinin hile ile ele geçirilmesinden ve 1150 villalık bir projeden söz ediliyordu.
Bu haber bazı tartışmalara neden oldu.
65 dönüme, 1150 villa sağır mıydı?
Tabii ki sığmazdı.
Ancak 65 dönümlük orman talanı ilk aşamaydı.
Daha sonra çevredeki diğer orman alanlarının da talan edileceğinin işareti ise Şener-Ak ikilisinin bu araziden başlatacakları 1150 villalık projeydi.
Sizin anlayacağınız 1150 villalık proje için 65 dönümlük arazi ‘‘antre niyetine’’ kapatılmıştı.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kendini devlet adamı diye yutturmaya kalkanlar, devlet adamlarının kimlerle düşüp kalktığının halkı ilgilendirdiğini anladıkları zaman.
Paylaş