Erkeklerin haz etmediği kadın tipi; “Buyurun benim”

Yaşlanıyorum diye midir, nedir bilmiyorum ama ben bir hayli değiştim. Eski huylarımdan sularımdan, eski fırlamalıklarımdan deliliklerimden bir hayli arındım.

Haberin Devamı

Arınmak için çabaladım mı? Hayır, ama dedim ya işte, yaş gelince kırklara bir oto kontrol geliyor insana.

 

Tüm sülalemin yıllardır geçirdiği uykusuz günler ve geceler neredeyse bitti. Bu Ayşe delisinin ne zaman, nereden çıkacağı ve o gün için nasıl bir halt yiyeceği, her an gözünün dönüp sıkıca saçmalayabileceği göz önünde bulundurulduğundan, benim sülale gece gündüz her şeye karşı hazırlıklı yaşardı.

 

Gel gelelim şu son bir kaç senede bende çok şey değişti. Hele boşandıktan sonra, bana ayrı bir olgunluk geldi. Koca bir kız anası olmanın da getirdiği sorumlulukla, kızıma “Senin anan da çatlağın dik alasıymış” denmesin diye, kendime çeki düzen verdim ama bilmeden ve fark etmeden.

 

Haberin Devamı

Bu durumuma en çok sevinen, son bir kaç senedir artık huzurla uyuyan, gece yine telefon gelecek acaba Ayşe yine ne işler çevirecek diye düşünmek zorunda kalmayan, dünyanın en mutlu kadını da tabi ki annem.

 

Peki, yazının başlığıyla bunların ne alakası var derseniz, alakası şu sevgili okur dostlarım; benim bu fazla oto kontrollü, anaç halim günlük hayatta işime yarıyor ama bir ilişkiye girince ilişkimin içine ediyor. Çünkü ben hayatımda hiçbir şeyin ortasını bulamadığım gibi bu oto kontrolün ve anaçlığın da ortasını bulamıyorum.

 

Şimdi sizlere daha çok yeni başlamış olan, sadece iki buçuk aylık ilişkimin içine nasıl ettiğimi, adamı nasıl bunalttığımı anlatacağım.

 

Aşk kapımı çalmıştı ya sizlere yazmıştım, hatta önce açmakta tereddüt edip, sonra dayanamayıp içeri almıştım. Ona kahve, poğaça ikram edip, tüm gün sohbet etmiş ve sonunda da el sıkışmıştım.

 

Hah işte, o aşkı içeri almak, el sıkışmak öyle bir günde olmadı. Bana aşkı sunan adamı daha ilişki başlamadan delirtmeye başlamışım, -mışım diyorum çünkü Allah sizi inandırsın ben bilerek bir şey yapmadım. Ne yaptıysa o yeni oto kontrol manyağı Ayşe yaptı.

 

Haberin Devamı

Adamcağız efendi efendi yemeğe davet etti; “Cık gelemem.”

 

“Tamam, o zaman bu gece yiyemiyorsak çarşambaya ne dersin?”

 

“Cık ona da gelemem, yazı yazacağım”

 

“Peki, madem yemeğe vakit yok, eh o zaman kalk bir sinemaya gidelim.”

 

“Cık gelemem, daha evde seyretmediğim bin tane dvd var, bu gece onlara takılacağım.”

 

“Eh ben geleyim o zaman, beraber izleyelim”

 

“Cık cık cık, yok artık. Dur bakalım hele bu hafta geçsin, haftaya yaparız bir şeyler.”

 

Bu kadar “Cık cık cık” adamı baydı. Bir kaç gün bana ne mesaj attı ne de aradı. Ben salak, bekle dur tabi, sonra anladım ki kaçan balık kıymetli olur hali bugünlerde pek prim sahibi değilmiş.

 

İş başa düşünce, benim burnum da sürtünce bu sefer ben mesaj attım;

 

Haberin Devamı

“Bu akşam müsaidim, hadi gel bir balık yiyelim”

 

Gelen ilk mesaj bana kapak oldu; “Cık gelemem, toplantım var.”

 

Allah’tan ikinci mesaj geldi; “Hahaha şaka şaka seni yedi gibi alırım ama umarım artık cıklamazsın”

 

Çıktık yemeğe, sonrasında yemeklerimiz çoğaldı sık sık görüşür olduk ve ilişkimiz başladı. İlişki başlayınca ben hemen adamı sahiplenme moduna girdim, daha doğrusu bayma moduna ama elimde değil işte. Bunları yapan ben değilim, yeni Ayşe.

 

Denize nazır balık yediğimiz bir gece, adam tam üçüncü rakısını söylemiş zevk-i sefa ederken, bana işle ilgili tüm problemlerini açmış; “Oh be iyi geldi seninle konuşmak keyfim çok yerinde, haydi şerefe” derken benden cevap; “Yeter artık bu son kadeh olsun. Hey garson, beyefendiye bir soda limon yapıverin, hatta içine de biraz nar suyu koyun cila niyetine içsin”

 

Haberin Devamı

Adam bana bir bakış attı ki, bir an eski kocamı görür gibi oldum; “Ne demek, ya sen deli misin? Ben gayet iyiyim.”

 

“Tamam aşkım, iyisin bir şey demedim, sadece senin sağlığını düşünüyorum.”

 

“Hasbinallah Ayşe ya, neyse kalk Mamdan’a gidelim canım müzik dinlemek istedi.”

 

“Ay Mamdan mı? Ne alaka şimdi, orası gençlerin yeri. Gel biz senle Tarabya’da birer çay içelim.”

 

İkinci eski koca suratı da hah orada belirdi; “Ben gidiyorum valla, ister gel, ister gelme.”

 

“İster”i yok tabi, anaç Ayşe adamcağız yalnız kalmasın diye Mamdan’a da gitti.

 

“Vay be ne güzel çalıyor değil mi Ayşe, hadi kalk dans ediyoruz.”

 

Erkeklerin haz etmediği kadın tipi; “Buyurun benim”

 

“Ben, ben yani Ayşe piste çıkıp dans mı edeceğim, ay yakışır mı valla kalkmam, billa kalkmam. Hiç zorlama, ayrıca uykum da geldi. Hadi kalk, gidelim.”

 

Haberin Devamı

Ertesi gün beni arayan soran olmadı ama benim aklım ondaydı. Ondaydı derken tek düşündüğüm; sabah kalktığında tansiyon hapını almayı unutmuş muydu, derdim oydu.

 

Mesaj attım; “Selam canım, tansiyon hapını içtin mi, ayrıca dün öksürüyordun şu yazdığım şurubu da aldır. Lütfen bugün sigara da içme. Hah bir de saat beşteki toplantıyı unutma ve lütfen sinirlenme. Bu ihale olmaz, başka bir tanesi olur değil mi ama muah muah.”

 

Gelen cevap aynen şöyleydi; “Tamam anne!”

 

Ertesi akşam beraber bir davete katıldık. Bir baktım bizimkinin gözler fer fecir okuyor; “Bana baksana sen, kesmediğin kadın kalmadı, ben neyim burada Şam anası mı?”

 

“Bakarım tabi ne var, biraz hatayı kendinde arasana ya, put gibi duruyorsun, kadın dediğin biraz işveli olur, biraz cilveli olur.” Bunları ağzıyla söylemedi ama gözleriyle söyledi. Sadece “Ya sabır” diye mırıldandı, onu duydum.

 

Yemeğe geçildiğinde yanımızda bir sürü tanımadığımız insan da varken, garson erkek arkadaşımın tabağına jumbo karides ve midyeleri boca ettiğinde benden yine istek dışı bir ses çıktı; “Aman ha dur! Al onları beyefendinin tabağından; kolesterolü var. Bunları yememesi lazım.”

 

Bir şey diyemediğinden ve sinirinin artık son haddine geldiğinden bana yan sandalyeden mesaj attı; “Yetti ama valla, kendimi annemle geziyor gibi hissetmeye başladım. Seni çok seviyorum ama sanırım konuşma zamanımız geldi, yemek biter bitmez otelin lobisinde bir şeyler içelim, yok çünkü böyle gitmeyecek”

 

“Aşkım yarın konuşuruz, çünkü sabah erken toplantın var yedide onun için şoförü çağırmıştım, kapıda bekliyor. Hatta iki dosya vardı hani, toplantıdan önce bunları yiyip yutmam lazım demiştin, onları da şirketten getirttim. Hem arabada hem de yatmadan önce yatakta biraz göz geçiresin diye.”

 

O geceden beri hiç konuşmadık. Hatalı olduğumu, oto kontrolü, anaçlığı biraz abarttığımın farkına vardım.

 

Alışverişe çıkıp ona güzel bir hediye paketi hazırladım. İçine lavanta koydum tarifini yazdım; günde bir ölçek kaynatılıp içilecek, karaciğer dostu.

 

Adı makerakakai olan haptan günde iki kere sabah akşam; doğal anti oksidan. Saçım dökülüyor diyordun ya şu şampuanla sabah akşam kafa yıkanacak.

 

İki yün atlet aldım sana, çok terliyorsun ya tutsun terini, üzerinde soğumasın diye. Ha bu arada şu an içinden küfür ettiğinin farkındayım ama paketin dibindeki kartı da oku.

 

“Hadi bu akşam önce jumbo karidesin, midyenin, rakının dibine vuralım, sonra Mamdan’da sabaha kadar dans edelim. Oto kontrolü bir geceliğine sana bırakıyorum, bunu benden çok sık bekleme ve bu gecenin keyfini çıkart derim.”

 

“Cık gelemem Ayşe tansiyonum fırladı, sayende iki gündür per perişanım. Ayrıca diyete başladım, bugün sadece brokoli çorbası içeceğim, akşam yedide de Milsayd’da sporum var.”

 

“????”

 

“Hahah şaka şaka yedide alırım seni aşkım ama umarım beni bir gece de olsa hayal kırıklığına uğratmazsın.”

 

İşte o gece, bu gece. Yazı bitti, Ayşe giyinir, gider. Dedikoduları bilahare sizlere iletirim sevgili okur dostlarım.

 

MERYEM’İN DRAMI

 

Meryem’in dramını anlattığım dünkü yazımın üzerine bugün eposta yağmuruna tutuldum. Bir kısmını aşağıda yayınlıyorum. Benim sevgili okur dostlarım Meryem’e destek vermek için seferber oldular.

Cuma günü kendim görüşüp olaya hâkim olduktan sonra yardım etmek isteyenleri yönlendireceğim. Hepinize şimdiden teşekkür ediyorum.

 

Ayşe Hanım,

 

Bugünkü yazınızı okudum, film gibiydi adeta. Şaka gibi, gerçek olmayan bir durum gibi.

İnanması zor bir durum.

O kadına çok üzüldüm, kızının oradan alınması gerek, erkekler bir şekilde kurutuluyor fakat kız kurtulamıyor işte.

 

Yazık içim acıdı cidden, insan olduğum için utanıyorum artık.

Hiçbir insan bunları hak etmiyor ve hiçbir insan pardon insan dışı olan yaratığın bunu yapmaya hakkı yok!

 

O kadına maddi destek için bir hesap numarası bildirebilir misiniz tarafıma?

 

Kampanya bir şey yapalım, her yazınızın altına Meryem’e destek kampanyası diye bir şey oluşturalım ve isteyenlere hesap numarası falan verip az da olsa; 10 lira 5 lira destek olalım,

Biri 10 verir, 20 kişi 10 verse 200 olur.

Yardımcı olalım, ne olacak bu insanlığın hali bilemiyorum.

Şiddet, tecavüz, işkence…

Eskiden böyle şeyler yoktu ya, yokmuş…

İnsanlar kudurdu resmen.

Biz üstümüze düşeni yapıp, biraz destek olalım, ayağa kaldıralım kadını, elini tutalım.

 

Saygılarımla.

 

Merve

 

………………….

 

Sevgili Ayşe,

Sevgili "babasının kızı",

 

Ne iyi etmişsin bu kadıncağızın mektubunu yayınlamakla,

Baban ve babasının kızı olarak gene sana yakışanı yapmışsın işte.

 

O kadar çok ki toplumumuzda "Meryem"ler ama denizyıldızı hesabı; birine bile yardım etsek kardır.

 

Önerim: bir banka hesap numarası açılması o kadıncağıza ve senin de köşende o hesap numarasını yayınlaman, çok yararlı olur bence böylece yardımlar doğrudan ve nakit olarak o kadıncağıza ulaşmış olur.

Ben elimden geldiğince yardım etmeye hazırım

 

Seni yürekten kutluyorum "babasının kızı"

 

Sevgiyle

Baki

 

Erkeklerin haz etmediği kadın tipi; “Buyurun benim”

 

 

Merhaba Ayşe Abla,

 

İnanın bugünkü yazınız mahvetti. Zaten hukuk seçmekteki en büyük amaçlarımdan biri olan kadınlarımızın çaresizliği bir kez daha yüreğimi sızlattı.

 

Elbette ki olay pek çok avukatımızın dikkatini çekecektir ama naçizane önerilerim olacaktır hukuk 4. sınıf öğrencisi olarak;

 

Bu ablamın hiç vakit kaybetmeden bir doktor raporu almasını önermekteyim.Bu konuda bilgisi yoktur, eğitimsiz bir bayan ancak siz iletişime geçerseniz, bu rapor ilerde açacağı davada kanıt olarak oldukça geçerli olacaktır.

 

Yaşadığı yerin bağlı olduğu savcılığın resen olayı araştırması gerekmektedir.

 

Ortada cinsel taciz, tecavüz gibi kamu düzenini ilgilendiren suçlar söz konusudur.

Şikayetini oraya da bildirmesini sağlayın Ayşe Ablam.Yalnızca bu ablamıza hayatını geçindirebileceği iş bulmak, bir yere yerleştirmek, kocasından kurtarmak benim vicdanımı rahatlatmıyor üzülerek söylüyorum ki ilk defa çok şiddetli bir şekilde avukatlığımı elime almış olmayı istedim bu ablama yardımcı olabilmek için.

Ancak lütfen, bu pis insanların yaptıkları yanına kalmasın.İlgili savcılığa şikâyette bulunsun. Eşini dövmekten kocası olacak adama, tecavüzden arkadaşı olacak adama, cinsel taciz ve hakaretten kayınbabası olacak adama, suça iştirak, yardım ve yataklık ve hakaretten o kuma olacak kadına hepsine soruşturma ve haklarında kamu davaları açılsın Ayşe Abla.

Ne olur bu konuda bu ablamı bilgilendirin. Umarım pek çok avukatımızın da dikkatini çekmiştir bu olay. Sinirden titremekteyim inanın ki.

 

Bu şekilde daha nice olaylar var Anadolu'nun ücra yerlerinde. Karşılaşmasam da var olduğunu bilmek ve yardım edememek bile beni insanlığımdan utandırıyor.

Yapamadıklarım için Allah'ın affına sığınıyorum ve hepimize bu olaylarla mücadele edecek iktidarı vermesini diliyorum.

 

Keşke şu anda elimden bir şey gelseydi.

 

Esen kalın, siz iyi olun.

Sevgilerimle.

 

Esra

……………….

 

Merhaba,

 

Okudukça içim bir hoş oldu, hayatını mahveden bütün erkekleri gebertmek geldi içimden.

Keşke bütün çocuklarını kurtarabilse

Araştırdıktan sonra bir hesap numarası versen, duyarlı tüm insanlar yardım yapsalar, sen de yönlendirsen o parayı bir işine yarar kadıncağızın.

 

Aslı

 

…………………

 

Sayın Aral,

 

Toplumumuzda ne yazık ki bu tür olaylar o kadar çok ki.

 

Yardım çığlığı bile atamayan suskun kişileri düşündükçe içim acıyor.

 

Kişinin bilgileri sizde varmış. Benim şahsi önerim, Meryem'in bilgilerini (hangi şehir ise), bulunduğu yerde olup olmadığını bilmiyorumya da farklı bir şehirde ciddi çalışmalar yapan STK'larından birine iletip yardım almanız.

 

Buralardan hemen sonuç alınamazsa bile (yer sıkıntısından dolayı), çocuklar için Sosyal Hizmetler Kurumu'na yapılacak bir ihbar bildirimi ile hiç olmazsa çocuklar kurtulur. Böyle çocukların kimsesiz olmaları gerekmiyor.

 

Size hemen yazmak istedim, şu an basit bir inceleme ile aklıma gelen çözüm ne yazık ki sadece bu.

 

Keşke olanaklarımız yeterli olsa da kişisel yardım yapabilsem. Bir kamu kurumunda iç denetçi olarak çalışıyorum. Daha önce çalıştığım yerel yönetimin kadın sığınma evi var ama olanakları çok kısıtlı.

 

Herkesin sorunu kendine göre çok büyük, sayfanızı izliyorum.

 

Bazı istekler bana çok yersiz gelse de, aracı olmanız böyle bir şeye kalkışmanız çok güzel.

 

Her şey gönlünüzce olsun.

 

Sema

 

………

 

Ayşe Hanım,

 

Bugünkü yazınızı okudum ve çok kotu oldum. Sanırım anlatmama bile gerek yok.

 

Neyse, ben bu kadına yardım etmek istiyorum. Taaa Avustralya’dayım ama bu bir engel degil.

 

Bir banka hesabı açarsanız maddi yardımda bulunmak istiyorum. Biliyorum bu detaylar belki cuma gününden sonra belli olacak ama lütfen haber edin.

 

Handan

 

…………………

  

Sevgili Ayşe,

 

Meryem fena halde kaderin gıcık kaptığı biri galiba.

 

Bütün Yeşilçam filmlerinin senaryolarını bir kaba koyup karıştırsan, Meryem'inki gibi bir dram çıkar mı içinden acaba?

 

29 yaşında ve 4 çocuk, kim bilir kaç tane de düşük. 16 yaşından 29'a 13 yıl 4 çocuk yetmez ki.

Abi kafayı çekip çifte dansöz oynatıyormuş, mümkün mü dörtte kalması.

 

Kaderimse çekerim derler de hayata 50-0 mağlup başlarlar. Bu hangi kadere sığar be Ayşe Ablam?

 

Yetiş desen de hangi birisine yetişeceksin? Meryemler tükenmez, hiç olmazsa bir tanesinin yüzünü güldür, o da yeter.

 

Bu bir kadın, bizim Etiler’dekiler de kadın.Güya eşitler, bizim buradakiler daha fazla eşit demek ki.

 

Sağlıkla kalasın...

 

Süleyman 

Yazarın Tüm Yazıları