Güncelleme Tarihi:
“El alem ne der?” baskısı ile zaten bitmiş bir evliliği yürütmenin bir faydası var mı? Çocuk için boşanmayı ertelemeli mi?
Çocuk sahibi olmak, elbette ki ayrılık kararını bir daha gözden geçirmeye itecek güçlü bir etken. Arlarında biriken sorunlar nedeniyle evliliği bir çırpıda bitirmek yerine çocukları ve kurdukları ailenin devamlılığı için destek alan, çabalayan ve sorunları çözen ya da asgariye indiren çiftlere ne mutlu.
Ancak “Çocuklar olmasa bir dakika durmam” denen evliliklerin, çocuklar için de oldukça zarar verici bir hale geldiğini terapi odasında çok sık görmekteyiz. Kavga etmeyi bırakmış ancak hiçbir teması ve iletişimi olmayan ebeveynler, aynı evin içerisinde gizli öfke ve küskünlük sızıntılarıyla çocuklarının aile kavramına biçeceği anlamı da zedeleyebiliyor. Bu noktada çiftler, sırf çocuklar biraz daha büyüsün derken, onların yaşamına kalıcı hasarlar bırakabiliyorlar.
Her şeye rağmen boşanma kararı alındığında çocuğa bu karar nasıl anlatılmalı?
Çocuklar boşanmadan, mahkemeden, velayetten, nafakadan, icradan anlamazlar. Çocuklar aileyi, anne babanın varlığını ve onlara duydukları ihtiyacı bilirler. Bu nedenle boşanma kararı çocuğun ruhsal yapısına zarar vermeden, ayrı bir titizlikle anlatılmalıdır. Böylece süreçten en az hasarla geçebilirler.
Boşanma kararı çocuğa ne zaman açıklanmalı?
Boşanma kararı, mümkünse süreç tamamen netleşince çocukla paylaşılmalıdır. Ebeveynler bu zor ve önemli konuşmayı birlikte yapmalıdır. Bir suçlu gösterilmeden, evliliğin ve karı koca olmanın bittiği ancak anne-baba rollerinin hayat boyu devam edeceği açıklanmalıdır. Çocuk bu konuşma sonrasında ailesinin dağılmayacağını, birbirine düşman olmadıklarını, bir suçlu olmadığını, bir terk edenin de olmadığını, süreçte kendisinin bir rolü olmadığını anlamalıdır. Çiftler, boşanma sürecinde sağlıklı bir konuşma yapamayacak durumda iseler, uzman eşliğinde açıklama yapmak en sağlıklısı olacaktır.
Boşanma sürecinde anne ve baba çocuğu kendi safına çekmeye çalışması onda nasıl etkiler yaratır?
Çocuk yaşama anne-babasıyla birlikte başlar. İki ayağının üstünde yürümeyi öğrenmesi gibi, anne ve babasından aldığı ortak güç ve sevgiyle ilerler.
Boşanmak isteyen çiftler, çocuklarının mutsuz bir evlilikten zarar görmesini istemez ve ayrılık gerçekleşir.
Bu noktadan sonra çocuğun bir taraf tutmasını istemek, diğer ebeveyn hakkında bilgi almak ya da olumsuz söylemlerde bulunmak çocuğun tek ayakla dengede kalmasını istemekle eşdeğerdir.
Ne yaşanırsa yaşansın çocuk, ebeveynine sevgi besler ve beslemelidir. Çocuk zorla bir tarafa çekildikçe kendinden uzaklaşacaktır.
Eğer ebeveynlerden biri çocuğa karşı olan tutumunda yeterli ya da diğeri kadar iyi değilse bile çocuk bu yaşam gerçeğini aklı erdikçe kendi potasında eritecektir.