Güncelleme Tarihi:
Tan, 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren uygulamaya konan “UZZK Kalite Kontrol Anlaşması ve Kalite Kontrol Programı”nın detaylarının paylaşıldığı basın toplantısında, UZZK'ın, Kalite Kontrol Anlaşması ve Kalite Kontrol Programı'nı Uluslararası Zeytin Konseyi'nin (COI) hedef pazar ülkelerde promosyon faaliyetleri kapsamında uyguladığı Kalite Kontrol Programına benzer şekilde hazırladığını ve eşgüdümlü yürütüleceğini bildirdi.
Programa, markasına ve kalitesine güvenen tüm zeytinyağı üreticilerinin başvurabildiğini, projenin gelecek için umut verdiğini ifade eden Tan, sektörde taklit ve tağşişe karşı piyasadaki tek yasal yetkili Tarım Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü ile koordineli bir mücadele başlattıklarını söyledi. Tan, kalite stratejisinin ön plana çıkarılmasıyla da tüketicinin bilinçlenmesine ve halkın zeytinyağı kullanımının artmasına aktif katkı sağladıklarını vurguladı.
Tan, bugün sisteme dahil olarak denetimlerden geçen üreticilerden oluşan Beyaz listede Tariş, Marmara Birlik, Fora, Ana Gıda (Komili, Kırlangıç) ve Kristal'in bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Biz Türkiye'de ne kadar kaliteli zeytinyağı ve zeytin varsa bunları ortaya çıkarmak istiyoruz. Hedefimiz kalitesizlerle insanların kafasını karıştırarak tüketiciye hayal kırıklığı yaşatmak değil. Bu programa katılmak mecburi değil. Beş tane firma sınavı geçti, beyaz listeye girdi. Şu anda programa dahil olmak isteyen en az 10 firma daha var. Bu programa henüz dahil olmayanların kontrol edilmediği anlamına gelmiyor. Onlar için de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü ile temas halinde kontrollerimiz sürüyor. Bize
ulaşan şikayetlerde, 'ALO 174 hattı' ve UZZK'ya doğrudan başvurularda, bu sahteciliği yapanları, zeytinyağını taklit edenleri, ona başka yağları karıştıranları tespit ettiğimizde gerekli yasal işlemleri başlatıyoruz ve bu markaları bakanlığa bildirerek haklarında yasal işlem başlatılıyor. Bu program sayesinde Türk zeytinyağı sektöründe taklit ve tağşiş yapan firma kalmayacak. Hedefimiz bu yıl sonunda en az 15-20 firmanın bu programa dahil olması, bir kaç yıl içinde de tüm kaliteli zeytinyağı üretenlerin bu programda yer alması, kalitesizlerin de kendiliğinden açığa çıkması.”
Uluslararası Zeytin Konseyi'nin kalite kontrol programı bulunduğunu, bu programa da 16 birliğin dahil olduğunu söyleyen Tan, Türkiye'de kalite kontrol programına dahil olan firmalarla programı iki.yıl sonunda revize ettiklerini ve böylece tüm firmaların programa rahatlıkla girmesini sağladıklarını ifade etti.
Denetimleri kalite kontrol programında yer alan firmaların bilgisi olmadan gizli yaptıklarını, raflardan topladıkları ürünleri tarafsız uluslararası laboratuvarlarda analiz ettirdiklerini anlatan Tan, uygunsuzluk varsa hem yasal işlem başlattıklarını hem de bu firmaları Kalite Kontrol sisteminden bir yıl süreyle çıkardıklarını, ikinci defa tekrarlandığındafirmaların programa giremediklerini söyledi.
Türkiye'de yıllık ortalama 153 bin ton yağ üretildiğini, bunun ortalama 100 bin tonunun iç tüketim olduğunu ifade eden Tan, “İç tüketimde de hızlı artış var. Kişi başına yıllık tüketim 800 gramdan son 4 yılda 1 kilo 400 grama ulaştı” dedi.
“ÜLKEMİZDE HİÇBİR ZAMAN ARZ FAZLASI SORUNU YAŞANMAYACAK”
Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin de sağlıklı beslenme trendinin yükselişiyle birlikte zeytinyağına olan talebin arttığını belirterek, “Ülkemizde zeytinyağı tüketimi, eğitim seviyesi ve bilinçle doğru orantılı olarak artıyor. Dünya likit yağ tüketiminin içinde zeytinyağının payı sadece yüzde 3'tür. Bunun bir puan artışıyla, bugün bir milyon ton daha zeytinyağı üretimine ihtiyaç duyuluyor. Şu anda dünya zeytinyağı üretimi yaklaşık 3 milyon ton seviyelerinde. Bu göstergeler ışığında biliyoruz ki; ne dünyada ne de ülkemizde zeytinyağı üretiminde hiçbir zaman arz fazlası sorunu yaşanmayacak” dedi.
Türkiye'de yaklaşık 2 milyon ton seviyelerinde bitkisel yağ tüketimi gerçekleştiğini belirten Çetin, Türkiye'nin ithal ettiği sıvı yağlara yılda ortalama 2 milyar dolar ödediğini, bunun ülkenin petrolden sonra en büyük ithalat kalemini oluşturduğunu, ancak Türkiye'de zeytinyağı tüketiminin halen kişi başına yılda 1,4 kilogram seviyesinde olduğunu belirtti.
Çetin, “Bunun yüzde 60-70'sini zeytinyağı üreticisi kendisi tüketiyor. Üreticinin tüketimini çıkardığınızda ise Türkiye'de kişi başına zeytinyağı tüketiminin dramatik bir şekilde düşük kaldığını görüyoruz. Bu haliyle Türkiye, zeytinyağı ürettiği halde tüketim oranı bu kadar düşük olan tek ülke konumunda...” diye konuştu.
Marmara Birlik Genel Müdürü İbrahim Minareci ise sofralık zeytin sektöründe, zeytin yetiştiriciliğinde yaşanan temel sorunların tamamen çözümlenemediğini, Türkiye'de hala hammaddenin ve yarı mamulün yeterli, düzenli ve de kaliteli olarak sağlanamaması, fermantasyon ve ambalajlama işlemlerinin uygun teknik ve hijyenik koşullarda yapılamaması gibi sıkıntıların bulunduğunun altını çizdi.
Kayıt dışı üretimin önüne geçilerek haksız rekabetin engellenmesi ile zeytin ve zeytinyağı konusunda tüketicilerin bilinçlendirilmesinin de son derece önemli olduğuna işaret eden Minareci, bu sorunlar çözüme kavuşturulduğunda, Türkiye'nin dünyanın en kaliteli sofralık zeytin ve zeytinyağını üretebileceğini ve dünya piyasalarına sunabileceğini söyledi.
Kristal Genel Müdürü Christopher Dologh da “Bizler şanslı toprakların şanslı çocuklarıyız ama bu şansımızın kıymetini henüz keşfediyoruz. Ülkemizde son birkaç senedir zeytin ve zeytinyağına duyulan merak artmakta. İnsanlarımız hobi veya ticaret amacıyla, verilen devlet desteğinden de faydalanarak sektöre yatırım yapmakta. Birkaç seneye kalmaz bu yatırımların meyveleri gelecek” şeklinde konuştu.
Ant Gıda (Fora) Genel Müdürü Muammer Güngör de devletin kayıt dışı çalışan ve sağlıksız üretim yapan işletmelerin üzerine gitmesi gerektiğini belirtti.
Güngör, “Tüm zeytin ve zeytinyağı üreten firmalar şikayet üzerine değil periyodik ve standart denetime tabi tutulmalı. Ambalajsız zeytin satışı yasaklanmalı, kayıt dışı çalışanların vergi ve SSK mükellefiyetlerinden kaçmaları engellenmeli, UZZK çok daha etkin bir rol oynayarak yasalara uygun olmayan zeytin ve zeytinyağı üretenleri saptayıp denetimle görevli makamlara ihbar etmeli, bizzat kendisinin de yaptırım uygulamasına imkan verecek yasal altyapıyı oluşturmalı” dedi.
Ana Gıda (Komili-Kırlangıç) Genel Müdürü Ümit Ersoy ise devletin ilgili kurumları tarafından mevzuata uygunluğun kontrol edilmesi, uygunluğu eksik olan üreticilerin mevzuat çerçevesinde cezalandırılması gerektiğini kaydetti.