Güncelleme Tarihi:
Zeytin ağacı varlığını sağlanan teşviklerle yaklaşık 17 milyona çıkararak dünyanın ikinci büyük üreticisi olma hedefiyle hareket eden Türkiye, zeytin ve zeytinyağı ihracatını ise hızla azaltıyor.
2004-05 sezonunda ihracatını 92 bin tona çıkaran Türkiye, son 5 sezonda ihracatını sürekli düşürerek 2009-2010 sezonunda 23 bin 199 tona düşürdü.
Ekim ayında başlayan 2011 sezonunda da düşüş devam etti. 1 Kasım 2011'de başlayan sezonun ilk üç ayında ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 60'lık düşüşle 3 bin 162 tona geriledi.
Zeytin ihracatı da eklendiğinde sektörün Ekim-Ocak dönemini kapsayan 4 aylık ihracatı, geçen yıla göre yüzde 30 gerilemeyle 50 milyon dolara düştü.
Ambalajlı yağlarda ise yılın ilk iki ayında ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 69 oranında düşerek 6 bin 908 tona geriledi.
Konuyla ilgili AA muhabirine açıklama yapan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Nedim Güreli, küresel ısınma ve olumsuz hava koşulları nedeniyle 4 senedir üretimde sorun yaşandığını, bunun rekolteleri düşürmesi nedeniyle dış pazarda etkili olamadıklarını ifade etti.
İhracatçının üretim azlığı nedeniyle Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında ithalat taleplerinin ise olumsuz karşılandığını dile getiren Güreli, “Üretimin az olması, ithalat olmaması nedeniyle kapalı bir piyasa görünümündeki iç pazarda fiyatları artırıyor. Türkiye, şu anda zeytinyağının en pahalı olduğu ülkedir. Bu ortamda ihracat yapmak, rakiplerle fiyat rekabeti yapmak mümkün değil. İtalyan alıcılar, Türkiye yerine Tunus ve Fas'tan alıyor. AB gümrük oranlarını sıfıra indirse de İspanyol yağları Türk yağlarından ucuz oldukça ihracat imkanımız yok” dedi.
Bu şartlarda ihracatın ancak üretim artışıyla yükselebileceğini belirten Güreli, “İhracat düşüşü Ekim ayına kadar devam eder. Ekim ayında rekoltenin ne kadar olduğuna bakılır ona göre bir pazar oluşur. Ancak şimdiden yeni sezonda ne olur bilemeyiz” dedi.
“ASIL İHRACAT 2012'DE”
Geçen yıl sektörün en fazla ihracatını yapan Verde Yağ AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ulukartal ise ihracatın artması için geçici olarak ithalata izin verilmesi gerektiğini, kazandıkları pazarları kaybetmemek için şu anda kar etmeden ihracat yapmak durumunda kaldıklarını ifade etti.
DİR'in iç piyasa fiyatlarını etkilemeyeceğini ama ihracatta yeni pazarlara açılma imkanı sunacağını ileri süren Ulukartal, bu yıl 130 bin ton üretimin gerçekleştiğini, iç tüketim çıkarıldığında elde ihracat için 30 bin ton yağ kaldığını söyledi. Bu yağın fiyatının da dünya piyasasının yüzde 20 üzerinde olduğunu söyleyen Ulukartal, fiyatların yeni sezonda ağaçların başına bir şey gelmemesi halinde düşeceğini ve ihracatın da artacağını ileri sürdü.
Zeytin ağacı sayısının artmasına rağmen bu sezon ağaçların çiçeklenme devresinde aşırı sıcak nedeniyle rekoltenin çok düşük gerçekleştiğini dile getiren Ulukartal, şöyle konuştu:
“Ambalajlı ihracatla ilgili devletin teşvik primi çok güzel bir rakam. Ama hammaddede rekabetçi fiyatı yakalayamazsanız ambalajlı ihracat da artmaz. Bizim ihracatımız bir iki yıl önce yüzde 60 ambalajlı yüzde 40 dökmeydi. Son dönemde sadece ambalajlı oldu ama miktar küçüldü. Rusya, Ukrayna ve Uzakdoğu gibi ülkelerin dışında hiçbir pazarda rekabet gücümüz yok.
Ancak önümüzdeki sezona yönelik büyük umutlarımız var. Güzel mahsul yakalanırsa fiyatta da büyük gücümüz olur. Ağaç adedimiz yüzde 70 arttı, toplama artık bilimsel metotlarla yapılıyor. Türkiye'nin 2012'de 300 bin ton, 2015'de 500 bin ton yağ üretmesi mümkün. Mayıs ayı, ağaçların çiçek devresidir. Burada bir sorun yaşanmazsa Haziran-Temmuz gibi fiyatlar gerilemeye başlayacaktır. Ekim ve Kasım aylarında da yeni sezonla birlikte asıl ihracat 2012 yılında başlayacaktır.”
KONSEYİN GÖRÜŞÜ
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Mustafa Tan ise ambalajlı yağ ihracatının düşmediğini, asıl ihracat düşüşünün katma değeri düşük olan dökme yağlar grubunda olduğunu, ihracatın son 5 yılda “şekil değiştirdiğini” iddia etti.
Dökme yağ ihracatının Türkiye'ye bir şey kazandırmadığını, ambalajlı ihracatı engellediğini savunan Tan, bakanlık politikasının da bu yönde olduğunu ifade etti.
İspanya'daki kuraklık nedeniyle 93 bin tona çıktığı dönem dışında ihracatın genelde 20-30 bin ton civarında seyrettiğini dile getiren Tan, üretime bağlı olarak geçen yıl da bu ortalamalara yakın bir ihracatın gerçekleştiğini savundu.
Türkiye'de yeni dikilen ağaçların üretimi 2014 yılında artıracağını, artan rekoltenin mümkün olduğu kadar ambalajlı ihracata yönlendirilmesi için çalışıldığını belirten Tan, “Pazar kaybediyoruz sözleri gerçekçi değil. Dökme yağın pazarı olmaz. Nerede ucuzsa oradan alınır. Türkiye artık sömürülmeyecek” diye konuştu.
AB'NİN KOTASI VE AMBALAJLI İHRACAT
Konsey Başkan Tan, Türkiye'nin AB'ye ambalajlı ürün ithalatını artırmaması için AB'nin Türkiye'ye gümrüksüz zeytinyağı ithalat kotası vermediğini, ambalajlı üretimde güçlü olmayan Tunus, Cezayir ve Fas için ise özel anlaşmaların imzalandığını söyledi.
İhracatın kurlar nedeniyle de gerilediğini ifade eden Tan, “Kurlardaki olumlu gelişmeler ve zeytinyağına sağlanan primin artması halinde ambalajlı ihracatın önümüzdeki dönemde artacağını düşünüyoruz” dedi.
ALTERNATİF PAZARLAR
TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin ise Türkiye'nin en büyük dökme yağ müşterisi olan İspanya ve İtalya'da yeterli yağ bulunması nedeniyle ihracat rakamlarının gerilediğini, yapılan ihracat içinde ambalajlı yağ miktarının arttığını söyledi.
“Dökme zeytinyağında satışın artması veya azalması ihracatta başarının kriteri değildir. Ambalajlı ve markalı zeytinyağı ihracatında artış veya azalışı konuşmak gerekir” diyen Çetin, AB'nin uyguladığı yüksek vergi ve rakip ülkelerdeki üretici ve ihracatçıya sağlanan teşvikler nedeniyle ihracatta zorlandıklarını ifade etti.
Çetin, ihracatın Rusya, Çin gibi alternatif ülke pazarlarında etkili olarak artırılabileceğini sözlerine ekledi.