Güncelleme Tarihi:
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin nüfusunun genç olduğunu ancak genç nüfusun daha da artmasını istediklerini belirterek, “Biz 3 çocuk dediğimizde kızanlar oluyor, ‘Bu nereden çıktı?’ diyenler oluyor. Zenginleşemeden yaşlanan, daha servet birikimi yapamadan yaşlanan bir ülke durumuna düşeceğiz” dedi. Şu anda gelişmiş ülkelerin zenginleştiklerini ve yaşlandıklarını belirten Babacan, Türkiye’nin durumunun bu ülkelerden farklı olduğunu kaydederek, “Yaşlanırken fakir kalan bir ülke ya da zenginleşemeden yaşlanan bir ülke, çok tehlikeli bir tablo. Bunun sosyal güvenlik hesaplarını yaptığınızda felaket. Bu konuda mutlaka adım atmamız lazım. Doğurganlık hızımız olan yüzde 2.08’i yukarı doğru itmek için mutlaka çaba göstermemiz gerekiyor. Bunu yüzde 2.5 hatta yüzde 3’e kadar çıkarmamız gerekli” diye konuştu.
25 BİN DOLAR GELİR
Capital ve Economist dergilerinin Vodafone Türiye ve Bankalararası Kart Merkezi (BKM) sponsorluğunda düzenlediği CEO Club Toplantısı’nda konuşan Babacan, “Türkiye Ekonomisi 2013” konulu bir sunum yaptı. Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olduğunu ancak en düşük eğitim seviyesine sahip ülkenin de Türkiye olduğunu anımsattı. Bu durumun kişi başı geliri de direkt olarak ilgilendirdiğini kaydeden Babacan şöyle devam etti: “24-64 yaş aralığındaki nüfusumuzun yüzde 70’i orta öğretimini tamamlayamamış durumda. Ortalama eğitim yükseldikçe, milli gelir yükseliyor. Hedefimiz kişi başı gelirde 25 bin dolar. Eğer buna ulaşacaksak, 6.5 yıl olan ortalama eğitim süremizi 11 yıla çakarmamız lazım. Bu çok zor bir konu. Eğitim bizim önümüzdeki dönemde çok ağırlık vereceğimiz temel konulardan birisi olacak. Aksi halde 25 bin dolar bir hayal kalacak.”
26 MİLYAR ARTIDAYIZ
Türkiye’nin borç stoğunun krize rağmen düşmeye devam ettiğini vurgulayan Babacan, pek çok ülkede kamu borç stoğu artarken, bunun Türkiye’de düşmesinin çok istisnai bir durum olduğunu söyledi. Kamunun net borcunun milli gelirin sadece yüzde 16.9’una düştüğünü anımsatan Babacan, “Net kamu borcunda artıya geçtik. Tarihimizde ilk defa 2012 yılında kamunun net borcu sıfırlandığı gibi, artık net varlığı var ve 2012 sonu itibariyle bu net varlığımız 26 milyar dolar. Kamu tarafına bakıldığı zaman kur riskinin kalmadığı gibi elimizde fazladan 26 milyar dolar da var. Kur inse çıksa borç ne olur diye hesap edilir ya, artık öyle bir şey yok” ifadelerini kullandı. Kamu tarafında artık borç sorununun olmadığına dikkati çeken Babacan, özel sektör tarafında da işin büyüklüğü ile Türkiye’nin büyüklüğü ile orantılı bir artış olduğunu, burada bir aşırılık olmadığını söyledi.
Yüzde 4 büyüme herkesin harcı değil
BU yıl Türkiye için yüzde 4 büyüme oranının bazıları için tatmin edici olmasa da diğer ülkelerle mukayese ettiğinizde Avrupa’nın hemen hemen en hızlı büyüyen birkaç ekonomisinden biri olunacağını vurgulayarak, “Sağımızdaki solumuzdaki ülkelere bakın; Letonya, Moldova, Litvanya, Estonya... Yani Türkiye büyüklüğünde olup da bu yıl yüzde 4 büyüme herkesin harcı değil” diye konuştu.
10’uncu 5 yıllık planı Başbakan’la görüşecek
YAPISAL anlamda ne yapılması gerektiği noktasında Türkiye’nin uzun bir ev ödevi listesi olduğunu belirterek, “Tasarruftan tutun da, vergi konularına kadar. Bütün bunlarla ilgili şu anda üzerinde çalıştığımız bir 5 yıllık plan var, 10. planımız bu. Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. planı 5 yıllık. Çok detaylı bir çalışma yapıyoruz. Önümüzdeki hafta Başbakanımız ile bu plana son noktasını koyduktan sonra Meclise sevk edeceğiz. Daha sonra bunun detayını 200-250 sayfalık bir dökümanla açıklayacağız” dedi. Türkiye’nin artık yoğunlaşması gerekenin yapısal reform alanları olduğunu vurgulayan Babacan, kamu maliyesinde makro ihtiyadi tedbirlerde tablonun gayet iyi olduğunu, ancak yapısal reformlarda acil ihtiyaç olan konular bulunduğunu ve bunlara eğilmeye devam edeceklerini ifade etti.