Süleyman DEMİRKAN / ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Haziran 16, 2003 01:53
BİRÇOK tanınmış işadamının gözaltına alınması ve tutuklanmasıyla sonuçlanan, bir önceki hükümet döneminde gerçekleştirilen Bankacılık operasyonlarında ‘başrol’ oynayan ve herzaman ‘dürüstlük timsali’ olarak gösterilen Zekeriya Temizel zor günler yaşıyor.
Kulislerde, Temizel'i, çok güvendiği yeminli murakıplar Serdar Sümer ve Mehmet Çalışkan'ın hazırladığı ‘raporun yaktığı’ fısıltıları dolaşırken, bu iki murakıbın da, ödüllendirilerek terfi ettirildikleri belirlendi.
Temizel, o dönemde halkın 251 milyon dolarının İktisat Bankası'nın sahibi olan işadamı Erol Aksoy'a aktarılması sırasında Aksoy'u himaye etmekle ve ‘olayın üzerinin örtülmesine sessiz kalmakla’ suçlanıyor.
İşin sahibi BDDK yerine, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) raporu ve DDK'nın takipçiliği ile günyüzüne çıkmaya başlayan bu inanılmaz olayın aydınlanmasında başrol oynayanlardan biri de DDK üyesi Maliye Başmüfettişi Süreyyat Turgut. Turgut, bir dönem Temizel'in, ‘‘Maliye'de böyle 100 tane Süreyya olsa sırtımız yere gelmez’’ diyerek yücelttiği bir denetim elemanı. Turgut şimdi de Temizel'in suçlandığı 251 milyon
dolar kamu kaybının telafi edilmesinin peşine düştü.
Hürriyet, Temizel'in Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) başkanlığı döneminde, işadamı Erol Aksoy'un İktisat Bankası'nın Malta Şubesi ile yine Aksoy'un KKTC'deki Of Shore Bank'ı Trade Deposit Bank'ın ‘hileli-şaibeli’ birleştirilmesinin perde arkasını araştırdı. Diğer hiçbir bankaya tanınmayan bir ayrıcalıkla Aksoy'a ait 251 milyon doları, devletin üstlenmesinin öyküsü özetle şöyle:
MASUM CİNLİK
İktisat Bankası'nı 2000 yılında denetleyen Bankalar Yeminli Murakıpları Serdar Sümer ve Mehmet Çalışkan, hazırladıkları raporda Banka'nın öz kaynaklarındaki geriye gidişi ve ‘kötü durumu’ belirttiler. KKTC'de kurulu bulunan Aksoy'a ait ‘‘off shore’’ bankası Trade Deposit Bank ile İktisat'ın birleştirilmesi ‘masum bir öneri’ olarak ortaya koydular. Bu rapor, Bankalar Yeminli Murakıpları Başkan Yardımcısı ve Başkanı'nca da, dönemin BDDK Başkanı Zekeriya Temizel'e sunuldu. ‘Olağan ve rutin’ görünümündeki bu rapor ve içindeki önerileri Temizel de onayladı.
Bu dönemde, İktisat Bankası BDDK'ca gözetim altında tutuluyordu. BDDK'nın İktisat'ın Yönetim Kurulu'na atadığı üye, tezgahlanan oyunu farketti. Bu üye, Erol Aksoy'a ait Off Shore Bankası Trade Deposit ile İktisat'ın birleştirilmesindeki oyunu ve devletin kaybını, İstanbul'dan Ankara'ya gelerek bizzat Temizel'i yazılı ve sözlü uyardı. Bu uyarıda, Trade Deposit mevduatlarına ait sigorta primlerinin TMSF'ye yatırılmadığı için, bu mevduatların güvenceye alınamayacağı vurgulanıyordu.
Temizel, gecikmeden İktisat Bankası'na, birleşmenin durdurulması ve yapılmaması yazılı talimatını verdi.
İktisat Bankası, bu gelişme üzerine Prof. Dr. Seza Reisoğlu'ndan ‘ücreti karşılığında’ görüş aldı. Bu görüşte, özetle işlemin yapıldığı ve geriye dönülemeyeceği belirtildi. 2000 yılı Aralık ayındaki bu gelişmeden sonra, söz konusu birleşmeye ilişkin BDDK'nın, kendi talimatının uygulanması yönünde bir ısrarının olmadığı da kaydedildi.
Mart 2001'de Temizel, BDDK Başkanlığından istifa etti. Mart 2001'de ise İktisat Bankası'na BDDK TMSF el koydu. 251 milyon dolarlık Off Shore mevduatı da, İktisat Bankası'nın normal bir mevduatıymış gibi TMSF'nin garanti kapsamına değerlendirilerek, Banka'dan çekildi. Yasalara aykırı olarak gerçekleştirilen birleştirme sonucunda ödenen bu 251 milyon dolarlık kaybını işlemden haberdar ve sorumlu olduğu halde önlem almayan BDDK yerine, Cumhurbaşkanlığı DDK soruşturdu ve inceledi. Her nedense, Erol Aksoy'a ait bankanın 251 milyon dolarlık mevduatının kimlere ait olduğu saptanamadı.