Güncelleme Tarihi:
Uzmanlara göre, orman alanlarının arttığına dair ifadelerin ardında, göç veren bölgelerde boşalan tarım topraklarının ve otlakların, kendiliğinden ormanlaşması yatıyor. Buna karşın Yalova hariç hiçbir şehirde ormanlar artmıyor, aksine azalıyor.
İKLİM KRİZİNİ TETİKLİYOR
Direnci düşen ve biyoçeşitliliği azalan ormanlar, karbon tutma işlevini de yeterince yerine getiremiyor. 1990-2017 yılları arasında senede ortalama 63-67 milyon ton karbon tutan ormanlar, 2021’de yalnızca 34 milyon ton karbon tutabildi.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Orman Fakültesi, Ormancılık Politikası ve Yönetimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihan Erdönmez, “Odun üretimindeki artış ve orman alanlarının enerji, madencilik gibi sektörlere giderek daha çok tahsis edilmesi, Türkiye ormanlarının parçalanmasına ve zayıflamasına sebep oluyor. Bu durum, ormanların iklim değişikliğiyle mücadelede üstlendiği rolü de baltalıyor. Yalnızca odun üretimi dahi, 2017’de yaklaşık 15 milyon metreküp seviyesindeyken 2023’te 25 milyon metreküpe ulaştı. Bugün gelinen noktada, Türkiye ormanlarında her 100 metreküp ağaç servetinden yıllık olarak üretilen odun miktarı, dünya ortalamasının iki katı seviyesinde” diye konuştu.
EKOSİSTEMİ BOZUYOR
“Ormancılık dışı kullanımlar için tahsis edilen toplam 810 bin hektarlık orman alanın yüzde 47’si, son 10 yılda tahsis edildi” diyen Erdönmez, şöyle devam etti: “Bu tahsisler yalnızca ormansızlaşmaya sebep olmakla kalmıyor, civar orman ekosistemlerinde parçalanma ve nitelik kayıplarına yol açıyor. 2008 ile 2019 yılları arasında, 10 hektardan küçük orman parçalarının sayısında yüzde 118’lik artış yaşandı. Direnci düşen, biyoçeşitliliği azalan ormanların karbon tutma işlevi de zayıfladı. 1990 ile 2017 yılları arasında, ormanlarda yılda 63 ila 67 milyon ton karbon tutulurken, bu miktar 2021’de neredeyse yarı yarıya azalarak 34 milyon tona geriledi.’’