Zara isim davasını kaybetti

Güncelleme Tarihi:

Zara isim davasını kaybetti
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 12, 2010 14:57

Tekstil devi Zara, iletişim danışmanlık şirketi Zarakol’a açtığı “isim hakkı” davasını kaybetti. Mayıs 2005’den beri süren davada Zara, Zarakol İletişim Hizmetleri’nin markanın gücünden yararlanmaya çalıştığını iddia ederek, şirket adından “Zara” sözcüğünün çıkarılmasını istiyordu.

Haberin Devamı

Zara tarafından açılan dava 5 yıl sürdükten sonra bugün itibariyle Zarakol İletişim Hizmetleri lehine sonuçlandı.

Zarakol İletişim Hizmetleri Yönetim Kurulu Başkanı Necla Zarakol, 5 yıldır süren davanın şirketinin ticari itibarına zarar verdiğini ve iş kaybına yol açtığını söyledi. Kendi soyadının zaten 'Zarakol' olduğunu ve buna rağmen Zara firmasının ısrarını anlamadığını belirten Zarakol,
"Küresel kriz öncesinde bir yabancı şirketle sürdürdüğümüz hisse devri işlemleri bu yüzden sonlanamadı. Bu sorun olmasaydı, 2007 yılında şirketimi satmış ve belki de emekliliğimin tadını çıkarıyor olacaktım. Şimdi ben Zara hakkında maddi ve manevi tazminat davası açacağım" dedi.

"OLAY ÇOK İRONİK"

Zarakol, şöyle devam etti:

“Dünya çapında bakıldığında her ülkede büyük markaların ününden yararlanmak isteyen fırsatçı küçük şirketler bulunabilir. Kurumların markalarına yıllarca yaptıkları yatırımları korumak en doğal haklarıdır. Ama kendi haklarını korurken, içinde bulundukları ülkenin koşulları ve değerlerini, karşılarına çıkan şirketlerin kimliklerini iyi anlamaları ve buna göre hareket etmeleri gerekir.

Haberin Devamı

Bizim, şirket olarak 2005 yılı Mayıs ayında Türkiye Patent Enstitüsü’ne yaptığımız başvuru, sadece kendi iş alanlarımızda adımızın marka olarak tescili ile ilgiliydi. Zara için çalışan hukuk bürosu bu başvurumuza karşı çıkarken bir araştırma yapabilir ve kullandığımız ismin, benim 1976 yılından bu yana evlilik dolayısıyla kullandığım soyadım olduğunu bulabilirdi. Bu konuya ilişkin yüzlerce kanıtı hem TPE’ye, hem mahkemeye sunmamıza karşılık hala davada ısrar etmelerini ve TPE’ye ve mahkemeye verdikleri dilekçelerde şirketime ve şahsıma hakaret içeren beyanlarda bulunmalarını anlamış değilim.

Öte yandan bu davanın bir de ironik yanı var, şirket olarak 2001 yılından bu yana üyelerinin çoğunluğu hızlı tüketim malları sektöründeki çok uluslu şirketlerden oluşan ve gönüllü bir inisiyatif olan Marka Koruma Grubu’na danışmanlık veriyoruz. Yani büyük markaların; kötü niyetli, fırsatçı şirketlerin taklit ya da sahte ürünleriyle yarattığı sorunlarına karşı kamuoyunda duyarlılık sağlanması için çaba harcıyoruz.  Bu kadar hassasiyetle çalıştığımız bir alanda karşımıza böyle bir sorun çıkması gerçekten ilginç bir durum. "

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!