Güncelleme Tarihi:
İstanbul 6’ncı Sulh Ceza Hakimliği’nin Zaman gazetesini bünyesinde barındıran Feza Gazetecilik AŞ’ye atanan kayyum kararında FETÖ/PDY terör örgütünün faaliyetleri kapsamında ve örgüt faaliyetlerine destek olacak şekilde kullanıldığı yönünde kuvvetli deliller bulunduğunu belirtti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili Fuzuli Aydoğdu, talep yazısında, yürütülen soruşturma kapsamında Zaman gazetesinin asıl yöneticisinin Fetullah Gülen olduğunu, yayın ilkelerini örgüt lideri Fetullah Gülen’in belirlediğini ifade etti. Yazıda örgüt ile Feza Gazetecilik AŞ’nin fikir ve eylem birliği içinde olduklarını gösterdiği iddia edildi.
3 KAYYUMA 10 BİN TL
Hakimliğin kararında ise Zaman gazetesi aracılığıyla örgütün yasadışına çıkan eylemlerinin de meşru gösterilmek istendiği, bu yönde sürekli yayınlar yapıldığı, bu haliyle adı geçen gazetenin adeta örgütün yayın organı haline geldiği belirtildi. Kararda şirkete kayyum atanması yönündeki yasal koşulların oluştuğu ifade edildi. Sezai Şengönül, Avukat Tahsin Kaplan ve avukat Metin İlhan’ın Feza Gazetecilik’e kayyum olarak atandı. Kararda atanan kayyumlara yapılan işin niteliği, ağırlığı dikkate alınarak her bir şirket kayyumluğu için aylık 10 bin TL ücret ödenmesine ve ücretin de atandıkları şirketin bütçesinden karşılanmasına karar verildi.
Çevik kuvvet saat 23.15’te Zaman gazetesi önünde duran kalabalığı dağılmaları için uyardı. Göstericiler dağılmayınca polis önce tazyikli suyla ardından biber gazıyla müdahale etti. Yaşanan arbede sonrası, saat 23.25’te kapıdaki zincirleri kaynak makinesiyle kıran çevik kuvvet, kayyum ekibiyle birlikte gazetenin bahçesine ardından da binanın içine girdi. Kayyumların geldiği sırada Zaman çalışanları “Hırsızlar dışarı” sloganları attı.
DÜNYADAN TEPKİLER
ZAMAN gazetesine kayyum atanmasına Avrupa’dan ve Amerika’dan tepki geldi. Tepkilerde kararın Türkiye’deki medya özgürlüğüne yönelik ciddi bir müdahale olduğu vurgusu öne çıktı:
ABD Dışişleri Bakanlığı, Zaman gazetesine kayyum atanması kararının “rahatsız edici” olduğunu belirtti. Bakanlık Sözcüsü John Kirby, dün günlük basın toplantısında “Yaşananları, Türk hükümetinin medyayı ve diğer eleştiri odaklarını hedef alan rahatsız edici yargı kararlarının en sonuncusu olarak görüyoruz” dedi.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks: Koza İpek Medya Grubu’na kayyum atanması sonrasında meydana gelenleri de dikkate alarak atılan adımı basın özgürlüğüne demokratik bir toplumda yeri olmayan şekilde son derece ciddi bir müdahale olarak görüyorum. Türkiye’de medya özgürlüğüne yönelik kabul edilemez ve gereksiz müdahale zincirinin son örneği.
AP Başkan Yardımcısı Alexander Lambsdorff: Türk hükümeti, AB-Türkiye Zirvesi’nden sadece birkaç gün önce medya özgürlüğüne saygı eksikliğini bir kez daha gösterdi.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri: Uzun süredir korkulan gerçekleşiyor. Zaman Medya Grubu susturuldu. Basın özgürlüğüne baskı üzüntü verici şekilde sürüyor.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Medya Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mijatovic: Zaman Gazetesi’ne kayyum atanmasına ilişkin karar son derece endişe verici. Bu hareket sadece ülkedeki medya çoğulculuğunu daha fazla tehdit etmekle kalmıyor aynı zamanda eleştirel seslere
gözdağı veriyor.
AP Yeşiller Grubu Eş Başkanı Philippe Lamberts: Yakında Türkiye’de muhalif basın kalmayacak.
Muhalefetten kayyuma tepki
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da kayyum kararını şöyle yorumladı: “Bu son yıllarda sıkça görülen medya özgürlüğünün ortadan kaldırılmasına dönük uygulamaların yeni bir örneğidir. Medya özgürlüğüne yönelik hukuki bir ihlaldir. Daha önceki deneyimler göstermiştir ki kayyum kararları, kayyum atanan medya organlarının yönetimini öngörmemektedir. Kayyum heyetleri, kayyum atanan kuruluşları yönetmek yerine tasfiyeleri doğrultusunda adımlar atmaktadır.”
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, kayyum atanmasının haber alma hakkına saldırı olarak değerlendirirken MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, bunlardaki amacın yok etmeye yönelik olduğunu kaydetti. Bu arada Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nca yapılan açıklamada, “Kayyum atama sistemi medyayı susturmanın yeni aracı oldu” denildi. Basın Konseyi de, kayyum atanmasının bir sansür girişimi olduğunu belirtti.
BOYDAK HOLDİNG'İN ÜST DÜZEY İSİMLERİ GÖZALTINDA
TÜSİAD’DAN AÇIKLAMA
TÜSİAD da yöneticilerinin gözaltına alınmasına ilişkin şu açıklamayı yaptı: “Yönetim Kurulu Üyemiz Memduh Boydak’ın gözaltına alındığı haberini üzülerek öğrendik. Hukuk devletinde iş dünyası da dâhil hiçbir kurum ve kişi yasal her hangi denetim ve soruşturmadan muaf değildir ve hesap verebilir olmalıdır. Demokrasi ve hukukun üstünlüğüne olan güvenimizle, sürecin en kısa sürede tamamlanacağına ve Sayın Boydak’ın görevlerine geri döneceğine inanıyoruz.”
Suçlamalar belli oldu
BOYDAK Holding yöneticilerinin gözaltına alınmalarına yol açan soruşturma kapsamındaki suçlamalar belirlendi. Emniyet yetkilileri şu bilgiyi verdi: “Şüphelilerin ekonomik güçlerini kullanarak, sahibi oldukları şirketlere fason iş yapan OSB’deki esnaflardan FETÖ/PDY örgütüne ve bünyesindeki eğitim kurumlarına himmet, kurban, bağış adı altında para toplanmasında görev aldıkları bildirilmektedir. Zanlılardan Memduh Boydak’ın aynı zamanda FETÖ/PDY bünyesindeki bir eğitim kurumunun mütevelli heyeti başkanı olduğu, örgüt adına gerçekleştirdiği eylemlerde özellikle aynı soruşturma kapsamında haklarında ‘Terörizme finansman sağlamak, örgüte üye olmak’ suçlarından soruşturma yapılan H.K, A.T, H.G, N.S ve İ.M gibi şahıslarla birlikte hareket ettiği, yine aynı kişinin, Melikşah Üniversitesi’nde 200-300 kadar işadamının katılımıyla yapılan himmet toplantılarını organize eden şahıslardan olduğu, özellikle OSB’deki işadamlarının verecek olduğu himmet miktarını belirlemekte görev aldığı, yine 17-25 Aralık süreci sonrasında bazı işadamlarına ekonomik gücünü kullanarak örgütün yanında hareket etmeleri yönünde baskı kurduğuna dair iddialar bulunmaktadır. Şüpheli Erol Boydak’ın örgüte finansman sağladığına dair herhangi bir belge ya da beyana rastlanılmamış ise de örgütün himmet, sohbet gibi toplantılarına katıldığına dair beyanların olduğu düşünülmektedir. Yine, şüpheli Erol Boydak ve Murat Bozdağ’ın sosyal paylaşım sitelerinden özellikle dershanelerin kapatılması sürecinde, yerel ve genel seçim süreçlerinde örgütün propagandasını yaptıkları ve dönemin başbakanı ve devlet büyüklerine sosyal medya yoluyla hakaret içerikli paylaşımlarda bulundukları anlaşılmıştır.”
Yarım asırdır ticarette
1957 yılında Kayseri’de temelleri atılan Boydak Holding, şu anda 41 şirketle 8 ayrı sektörde faaliyet gösteriyor. Boydak Holding çatısı altında, İstikbal, Bellona, Mondi, Hes Kablo, Boyteks, Form Sünger gibi firmalar var. Holding’in, 14 bine yaklaşan çalışanı, Türkiye’de 2.000 bayisi bulunuyor. Boydak Holding, Yunanistan, Bulgaristan, Rusya, Mısır, Almanya, İspanya, İtalya ve ABD’nin de bulunduğu 140 ülkeye ihracat gerçekleştirirken, dünya çapında 5 bin’e yakın noktada tüketici ile buluşuyor. Holding, yurtdışında açtığı 342 bayisi vad. Holding, İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu listesinde 7, ikinci en büyük sanayi kuruluşu listesinde ise 1 şirketi ile yer alıyor. 2015 yılında yüzde 6 artışla 6.9 milyar lira ciro gerçekleştiren Boydak Holding, 2016 ciro hedefini 7.8 milyar TL olarak belirledi.
Gül: Umarım daha fazla rencide etmezler
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Boydak Holding yöneticilerinin gözaltına alınmasını değerlendirirken, “Umarım daha fazla rencide edilmezler” dedi. Gül, dün cuma namazını Sarıyer Orman Bölge Müdürlüğü içinde bulunan Fatih Ormanı Camii’nde kıldı. Gül, paralel yapı iddiaları kapsamında Kayseri’de Boydak Holding’e yapılan operasyonu ve 4 üst düzey yöneticinin gözaltına alınmasıyla ilgili bir soruya, “Boydak ailesi çalışkanlığıyla, dürüstlüğüyle, hayırseverliliğiyle bilinen bir aile. Türkiye’nin önemli sanayicilerinden. Ümit ederim ki daha fazla rencide edilmezler” yanıtını verdi.