Yüzde 4 büyümeyi manevra için uygun gördü, yatırımda ‘eziyet olmasın’ uyarısı yaptı

YATIRIM ortamının iyileştirilmesi için bazı çalışmaların yapılması gerektiğine işaret eden Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Türkiye’de öncelikle yatırım ortamının daha da iyileştirilmesi lazım. Bu temel bir önceliktir. Yatırım işlemleri kolaylaştırılmalı. Devletin verdiği izinlerin kesinlikle nihai olması gerekiyor. Aksi halde kendi yatırımcımıza eziyet ederken, küresel yatırımcıların Türkiye’yi tercih etmesi bir hayal olur” diye konuştu.

Yapısal reformlara devam

Capital ve Ekonomist dergilerinin Bursa Valiliği işbirliğiyle düzenlediği Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin açılış oturumunu yapan Ali Babacan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bütün uğraşlara rağmen, ülkeye geçen yıl doğrudan sermaye girişi sadece 15 milyar dolar oldu. Dünyada ise 1.6 trilyon dolar doğrudan sermaye akışı bulunuyor. Türkiye’ye düşen 15 milyar dolar. Yapısal reformlar önemli. Ne olursa olsun her senaryoda da yapısal reformlarımıza hızla devam etmemiz gerekiyor ve bu konuda kaybedilecek zamanımız yok. Yapısal reformlar bizim zaten ihtiyacımız. İşler iyi de gitse orta halli de gitse bizim yapısal reformlara acil ihtiyacımız var.”

Sisli ortamda hızı düşürmeli

Babacan, her an her senaryoya hazır olmak gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu: “İşte böyle bir ortamda biz ne yapıyoruz Türkiye olarak? Karşımıza çıkacak her türlü senaryoya hazırlıklı olabilecek bir senaryo izliyoruz. Yani karşımıza bir şey çıktığında, ‘biz bunu hesaba katmamıştık, bu da nereden çıktı’ demememiz gerekiyor. En kötü senaryolarda dahi Türkiye ekonomisine olan etkileri minimumda tutabilecek bir politika seti içinde devam ediyoruz. Böyle belirsizliklerin, sisin çok, öngörülebilirliğin az olduğu dönemde hızı düşürmek gerekiyor. 2012’de de Belki yüzde 8-9 değil ama yüzde 4 gibi bir büyüme oranı, ama emniyetli, önümüze çıkacak olaylarda da kolay yön değiştirebileceğimiz, manevra kabiliyetinizi koruyabileceğiniz bir hız.”

Çalışanı ve işvereni korumalı

Ali Babacan, şöyle devam etti: “Şirketlerimiz rekabet gücünü kaybettikten sonra, orada 100 kişi bin kişi çalışıyorsa, yarın kapısına kilit vurmak gerekiyorsa, biz ne anladık? amaç çalışanı korumak ise çalışanın işini de, işverenini de korumalıyız.”

40 yaşından sonra meslek değiştirmek mümkün olmalı

İNSANIN branş değiştirebilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Ali Babacan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ben 40 yaşıma kadar mühendisim, 40 yaşından sonra hukukçu olmak istiyorum dediğinde bunun mümkün olabilmesi gerek. Aksi halde bu kadar hızlı değişen dünyada çok ciddi bir mesleksizlik ve bir işsizlik sorunuyla karşı karşıya kalmamız çok olası. Biz dünyanın en iyi örneklerini inceledik. Dünya Bankası’ndan ve bu konuda en iyi ülkelere danışmanlık yapan şirketlerden uzmanlıklar getirdik. Çok sessiz yaptık bunları. Bugün eğitimde dünyanın en ileri olan ülkeleri Kuzey Avrupa, Singapur’da  hükümetlere danışmanlık yapan uzmanları getirttik.”

Gerçek hukuk devleti olmadıkça 1’inci sınıf ekonomi olamayız

TÜRKİYE’de hukuk sisteminin gelişmesi gerektiğinin altını çizen Ali Babacan, şunları söyledi: “Türkiye, gerçek anlamda bir hukuk devleti olmadıkça, birinci sınıf ekonomi olamaz, birinci sınıf demokrasi olamaz. Gerçek anlamda hukuk devleti olmayan bir Türkiye’nin, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olması da hayal. İnsanların hayatı kararıyor. Öngörülebilir kararlar gerekiyor. Alt mahkeme ile üst mahkeme, birbirinin 180 derece farklı kararlar veriyor. Yapmak istediğimiz her alım bizzat yargı tarafından engellendi. Milyonlarca dosya... En basit dava 3-4 yıl sürüyor. Hapishanelerimizde 140 bin kişi var. Bunların büyük bölümü tutuklular. Hükümlü değil. Daha ne olacağı belli değil.”

İstikrarda önemli bir noktadayız, ani politika değişikliğinden uzak durulmalı

TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, “Makroekonomik istikrarda çok önemli bir yere geldik. Açıkçası Türkiye’nin burada ani politika değişikliklerinden uzak durması lazım. O konuda bir kararlılığı zannediyorum hepimiz aşağı yukarı görüyoruz” dedi.
Tasarruf bilincinin artırılmasının önemli olduğunu savunan Boyner, şöyle konuştu: “Önemli olan tabii ki tasarruf bilincini arttırmak ve daha fazla sayıda vatandaşın tasarruf edebilmesini sağlamak. Esasen tasarrufların finansal sisteme girişini sağlayabilmek. Burada da finansal verimlilik, finansal okur yazarlık aslında yine temelden başlayan hem sermaye piyasalarını ilgilendiren hem de bireylerin tasarruf etme şevkini, motivasyonunu arttıracak önlemler almak zorundayız. Ben hazırlayacakları paketi aslında heyecanla bekliyorum.”

Sürdürülebilir ve verimlilik tabanlı bir büyümeyi anlatan Boyner, şunları söyledi: “İnovasyon kapasitesinin artmasıdır Türkiye için. Teknoloji yaratma, transfer etme, teknoloji kullanma ve bunları yapabilecek ortamı sağlayabilme.”