Güncelleme Tarihi:
SAHİP olduğu Egebank'a Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından el konulan Murat Demirel, kaçtığı iddiaları için, ‘‘Kaçacak neyim var ki kaçayım? Viyana'dayım, inşallah döneceğim. Önümde büyük bir hukuksal mücadele var. Benim başka seçeneğim yok’’ dedi.
MERKEZ Bankası Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından el konan Egebank'ın Yönetim Kurulu Başkanı Yahya Murat Demirel, ‘‘Kaçacak neyim var ki kaçayım? Viyana'dayım, inşallah döneceğim. Önümde büyük bir hukuksal mücadele var. Benim başka seçeneğim yok’’ dedi.
Avusturya'da 30 milyon dolarlık bir banka kurmak üzereyken Egebank'a el konulduğu haberini aldığını öne süren Murat Demirel, ‘‘Bankacıların karşısında oturdum yüzüm bembeyazdı. ‘Tebrik ederiz, artık lisansınız var' dediler. Türkiye'nin büyük bankalarının alamadığı lisansı ben almıştım, ama aynı gün başıma bu iş geldi’’ dedi.
‘‘Benim ekonomik hayatımı fiilen bitirdiler’’ diyen Murat Demirel, şunları söyledi:
‘‘Bu işte kriter yok. Niye adı bilmem neyle başlayan banka değil de ben. Niye ben 6., 7. banka olmadım. Bu bankaları torbadan kurayla mı çektiler? 500 milyon dolarlık bütün aktiflerime el kondu. 23 şirketimin hemen hepsini her gün öldürüyorlar. Bu banka kararından sonra ilk günde bankadan 60 trilyon, ikinci gün 70 trilyon lira çekildi. Sonra paraları bitti. Bu banka onların elinde kalacak. Ben bu banka operasyonundan önce devlet garantisi kalksın diye demeç verdim. Bankası kötü olan insan böyle bir demeç verir mi? Adamlar yüzde 20 faizle para topluyordu. Yüzde 10 faizle bana geri veriyorlardı. Bu karar çıkmadan önce bankama 2 milyon dolar para girmişti. Kasım ayında bankanın net kárı 3 trilyon liraydı. Bir ayda 22 bin kredi kartı sattık. Kaybettiğim paradan çok emeğime üzülüyorum. Bu bankaya 1998 yılından beri 24 saatimi veriyorum. 34 yaşındayım. Bu parayı tekrar bir yılda kazanırım, ama giden itibarımı nasıl kazanacağım, bu emeğim nasıl geri gelecek?’’
KONUT YAPACAKTIM
İzmit’te 1 milyon metrekare arazisi olduğunu söyleyen Murat Demirel, buraya 10 bin konut yapmak için Almanya'nın en büyük şirketiyle anlaştığını söyledi. Cumhurbaşkanı'ndan şubat ayının ilk haftasında temel atma töreni için zaman beklediğini belirten Demirel, şöyle devam etti:
‘‘Azerbaycan'da bir bankam var, iki şube açmaya hazırlanıyordum. İki gündür şoktayım. Bugün daha yeni yeni kendime geliyorum. Egebank 20 yılda ilk defa böyle bir kára geçti. 20 trilyon lira sermaye artışına gitmeye karar vermiştim. 22 Aralık günü bankada 128 trilyon lira kayıp vardı. Aldığımda bankanın şube fotoğraflarını görseniz içeri tavuk bile sokulmazdı. 80 şube açtım. Banka bakkal gibi yönetiliyordu. Aldığımın ikinci ayında Antalya Şubesi'nde 4.5 trilyon lira para kayboldu.’’
Bayraktar beni fena kazıkladı
‘‘Akılsız ben, devletin resmi rakamlarıyla beni aldatan Hüseyin Bayraktar'a kandım. 200 milyon dolar kazıkladılar’’ diyen Murat Demirel, şunları söyledi:
‘‘5 Mayıs 1998'de Bayraktar'dan bu bankayı aldığımda sermayesi 8 trilyon liraydı. Elimde 97 yılına ait bilançoları vardı. O bilançolarda 5.7 trilyon lira kárda görünüyordu banka. Aldığımda Hazine 97'de yaptığı bu kárı inceledi ve Hazine bana ‘doğrudur' dedi. 4 trilyon lirasını da sermayeye ilave etti. Aldığım gün sermayesi 12 trilyon liraya çıkmıştı. Hatta bunun için almayı bir ay geciktirdim. Ama aynı Hazine iki ay sonra gelip ‘Kárınız 5.7 trilyon lira değil, 97'den beri biriken zararınız 26 trilyon lira' dediler. O gün beynimden aşağı soğuk sular döküldü. Yani 200 milyon dolar zararda bir bankayı bana yutturmuşlardır. Ben Hazine'nin rakamlarıyla aldatılmış bir işadamıyım. Şimdi çıkıp diyecekler ki ‘Bu bankanın 300 milyon dolar açığı var. Bu para nerede?' Ben bir bankaya niye 97.5 milyon dolar vermişim. Senin raporuna göre vermişim.’’
Şevket Bey Köşk'e neden gitmedi?
YAHYA Murat Demirel, babası Şevket Demirel'in Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde düzenlenen ödül törenine neden katılmadığı sorusunu şöyle yanıtladı:
‘‘Nasıl gelsin adam? Oturup hüngür hüngür ağlayacağım. Benim inandığım şey kriter, bu işte kriter yok. Niye adı bilmem neyle başlayan banka değil de ben. Benim ekonomik hayatımı fiilen bitirdiler.’’
Egebank'ta artık ‘paramı verin’ kuyruğu meşhur
EGEBANK, son dönemlerde yaptığı, ‘‘falanca ilin nesi meşhur?’’ reklamlarıyla dikkati çekiyordu. Merkez Bankası Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından el konulan 5 bankadan, en uzun kuyruklara sahne olan banka Egebank oluyor. 21 Aralık Salı gününden beri, Egebank'ın şubelerinin önünde uzun kuyruklar oluşuyor. Şubeler önünde paralarını bir an önce almak için bekleşen mevduat sahipleri arasında, ‘‘Egebank'ta artık paramı ver kuyrukları meşhur’’ esprileri yapılıyor.
El konulan bankalarda off-shore hesap paniği
BANKALAR operasyonu sonucunda el konulan bankalardan Yurtbank'tan paralarını alamadıkları iddia eden mudiler dün Başbakanlığa gittiler.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun Başbakan Bülent Ecevit ile görüşmesi sırasında Başbakanlık'a gelen vatandaşlar koruma polisleri tarafından uzaklaştırıldılar.
Daha sonra vatandaşlardan bir grup temsilcinin, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Recep Önal'ın özel kalemiyle görüşmelerine olanak sağlandı. Bankazedeler Başbakanlık önünden ayrılırken, Yurtbank'ta hesabı bulunan ve paralarını alamadıklarını söyleyen grubun temsilcileri, kendilerine Bakan Recep Önal'ın açıklama yapacağı bilgisinin verildiğini bildirdiler.
Gazetecilere de şikayetlerini aktaran bankazede vatandaşlar, ‘‘Çok mağdur durumdayız. Paralarımızı alamıyoruz. Bize açıklama yapılmasını istiyoruz. El konulan bankalar arasında çifte standart uygulanıyor’’ dediler. Şikayetçi vatandaşlar Yurtbank'ta ‘‘Off-shore’’ türü hesaplarının bulunduğunu söylediler.
FP: 5 bankanın 5 milyar dolarını iç etmişler
FP Grup Başkanvekili İsmail Kahraman, son banka operasyonunda devletin el koyduğu 5 bankada 5 milyar doların ‘‘iç edildiğini’’ öne sürdü.
Kahraman, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, piyasalardan ekononin kabul edemeyeceği faiz oranlarıyla para toplayan bu bankaların daha sonra içlerinin boşaltıldığını savunarak, ‘‘5 milyar dolarlık bir iç boşaltma olayı olmuş’’ dedi.
Bu bankaların faaliyetlerine gözyumduğu için hükümeti de eleştiren Kahraman, bunun ‘‘suça iştirak suçunu oluşturduğunu’’ da öne sürdü. Kahraman, bu konuda Meclis'teki bütün denetim yollarının işletileceğini de söyledi. Kahraman, ‘‘hükümet suçları silen, suçu koruyan bir konuma gelmiştir, silici ve aklayıcı olmuştur’’ dedi.
Deprem Vergisi adı altında toplanacak paraların nerelere aktarılacağının da böylece ortaya çıktığını savunan Kahraman, ‘‘İç ettirme vergisine karşı herkesin tepkisini göstermesi gerekir’’ dedi. Kutan, hükümetin ‘‘Presedium’’ gibi hareket ettiğini de savundu.
SİSTEMİN SAĞLIĞI
Bu arada Maliye Bakanı Sümer Oral, 5 bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilmesinin, bankacılık sisteminin içinde bulunduğu sağlıksız şartlar nedeniyle gerçekleştirildiğini ifade ederek, ‘‘Bir ekonomide mali sistem çok sağlam olmalı. Hükümet, mali sektörü daha sağlıklı hale getirmek için bunu yapmak zorundaydı’’ dedi.