Güncelleme Tarihi:
Bankacılık sektöründen insan kaynaklarına geçen ve ağırlıklı olarak bankacılık-finans sektörü için insan kaynakları çözümleri sunan TURKKARİYER'in patronu Aygül, sektördeki fırsatları ve krizin etkilerini anlattı.
Â
Son krizde bankacılık ve finans sektöründe önemli bir iş gücü kaybı yaşandı mı?
Önemli bir yetişmiş insan gücü kaybı yaşandı. Ancak bankacılık ve finans sektörü kendini sürekli yenileyen bir sektör. Ayrıca kurumsallaşmada en üst düzeyde olduğundan, zaman zaman kayıplar yaşanacağı gibi yeni alımlar da her zaman sözkonusu olabilecek.
Önümüzdeki dönemde yeni alım olur mu? Â
Bazı bankalar yeni şube açılışlarının anonsunu yaptı. Birçok banka, reel sektörün ilk çeyrek bilançolarını, alınan önlemleri ve global krizin gidişatını gördükten sonra ikinci çeyrek itibariyle değerlendirme yapmak üzere bekle-gör politikaları uyguluyor.
Yeni alımlarda son altı ayda donmalar gözlemledik, ancak unutulmamalı ki iyi kaptana her zaman ihtiyaç var. Özellikle fırtınalı havalarda bu talep daha da artıyor. Kriz döneminde TURKKARİYER ağırlıklı orta ve üst düzey yönetici seçme ve yerleştirme hizmeti verdiği için bu konuda tarafımıza gelen talep azalmadı, tersine arttı.
ÖNCE BANKACILIKTAN BAŞLAYIN
Bu sektörlerde çalışmak isteyenlere özel bir tavsiyeniz var mı?
Bankacılık ve finans sektörünü fonksiyonel alanlarının ve enstrümanlarının çok geniş olması, yurtiçi ve yurtdışı çalışma ve eğitim olanakları, kişisel gelişim imkanları ve sunulan geniş kariyer haritaları ile kariyerine yeni başlangıç yapan arkadaşlara şiddetle tavsiye ederim.
Genç arkadaşların bu sektörde başlangıç yapmaları halinde her aşamada ve her kademede reel sektörden sürekli bir nitelikli işgücü talebi doğrultusunda transfer teklifleri almaları mümkün. Ancak, reel sektörde ilk kariyer başlangıcı yapmaları halinde ise ilerleyen dönemde Bankacılık-Finans sektörüne geçiş son derece kısıtlı oluyor ve bu bağlamda profesyonel manevra kabiliyetlerini bir hayli daraltıyor. Yeni başlayacak arkadaşlara her sektörü kucaklaması anlamında ilk tavsiyem, bankacılık-finans sektöründe kariyerlerine başlamaları.
Son dönemde size ulaşan CV sayısında artış var mı?
TURKKARİYER’e talepler iki yönlü gelir. Kurumlardan ve adaylardan. Adaylardan gelen taleplerde önemli bir artış var. Aslında Avrupa ve Amerika’da adaylar herhangi bir kriz ortamı olmaksızın gerek piyasada durdukları noktayı görmek ve sektör hakkında fikir alışverişinde bulunmak amacıyla danışman firmalar ile sürekli irtibat halinde bulunurlar.
Ãœlkemizde ise bunu normal zamanlarda yapan adaylar da bulunmakla birlikte, kriz içinde kendisi, iÅŸi ve ailesi için kaygı duyan ve bu konuda kurumunca yapılan açılımları yeterli bulmayan birçok aday kriz döneminde TURKKARÄ°YER ve diÄŸer danışmanlık firmaları ile iliÅŸkiye geçiyor.Â
Burada adayların danışman firmalara olan talebini sadece ülkemizle sınırlamak yanlış olur, yurtdışından da İstanbul’a dönüş konusunda önemli bir talep patlaması yaşıyoruz.
5 AYDA 1000 KİŞİ
- Ne zamandan beri bu talep arttı?
Facebook'taki uygulamamızla birlikte zaten CV akışı baÅŸlamıştı ama son 5 ayda birden patladı. Özellikle yönetici olarak çalışanlardan çok CV geliyor.Â
- Kaç kişi başvurdu?
Binin üzerinde başvuru var. Biz de bunların 100'e yakınını Türkiye'de işe yerleştirdik.
- En çok hangi ülkedeki Türklerden CV geliyor?
ABD açık ara önde.
- Veritabanınızda ne kadar CV var?
Belli aralıklarla güncellenen 50 bin kişilik dinamik bir veri tabanı var. Bunların 40 bin kadarı Bankacılık-Finans sektörüne, geri kalanı reel sektöre ait.
- Ağırlıklı olarak kimlere hizmet veriyorsunuz?
Yabancı sermayeli bankalar ağırlıklı olmak üzere 25 büyük banka ve finans kuruluşuna ve reel sektörden bize orta ve üst düzey yönetici için başvuran ulusal ve çok uluslu firmalara danışmanlık hizmeti veriyoruz. 10 milyon Euro’nun altında cirosu olan şirketlerle prensip olarak çalışmıyoruz.
- Siz bankacılıktan neden bu sektöre geçme kararı aldınız?
Bankacılık ve finans alanındaki kariyerim boyunca her zaman 1+1 eşitliğini 11 yapan, sinerji ve başarı öyküleri yaratan ekipler oluşturma gayreti içerisinde oldum. Gerek ekiplerin kurulması gerek insan kaynağının yönetilmesi açısından insan kaynakların bir kurum için ne kadar önemli olduğunu gördükten ve öğrendikten sonra finans ve hukuk dünyasından iki ortağımla TURKKARİYER’in temellerini attık.
İK YÖNETİMİ ETKİSİZ ELEMAN OLMAMALI
Krizde insan kaynakları yönetiminin rolü nedir?
Krizler iş yaşamının bir parçası. Artık her beş yılda bir global veya yerel krizlerle karşılaşıyoruz. Burada önemli olan kriz gelmeden krize hazır olmak. Kriz yönetimi, fırtınanın başında veya tam ortasında öğrenilecek bir disiplin değildir. Bu açıdan, kurumlarda İK Yönetiminin krizlerde etkisiz eleman değil, stratejik bir rol oynaması çok önemli.
Üst yönetim ve çalışanlar arasında sağlıklı bir denge kurmayı başarmalı, adil ve tutarlı bir tavır izleyebilmeli. İK Yönetiminin kurumun tüm iş süreçlerine hakim olması, değişen iş hacmine parallel norm kadroları alternatifli olarak planlaması, daha üst yönetim istemeden hazır etmesi, insan kaynaklarını sosyal ve psikolojik açıdan iyi analiz etmesi, yetenek-istek haritalarını çıkarması, somut kanıtlarla 'iyi performansı ve 'potansiyeli' tüm karar vericiler önüne tüm açıklığıyla ortaya koyması beklenir.
Yapacağı sağlıklı bir küçülme planını kurumun kültürü çerçevesinde şekillendirmesi, plan devreye girdiğinde kurunun yanında yaşların da yanmamasına özel önem vermeli. İK Yönetiminin en önemli görevlerinden biri de kurumun içine sürekli pozitif enerji enjekte etmek, gelişim alanlarına yapılacak yatırımı fırsat olarak üst yönetim nezdinde ortaya koymak, herkesi olumsuz etkileyen dedikodu mekanizmalarını ‘açık iletişimle’ ortadan kaldırmak, bu dönemde korku ve endişe duyan çalışanlara bir şeyler anlatmaktan ziyade aralarında gezerek insanları dinlemek olmalı.