Güncelleme Tarihi:
Gümrükçüler, timsah derisi çantayı ilk bakışta tanıyacak. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, nesli tükenme tehlikesi altındaki yabani bitki ve hayvanların uluslararası ticaretini önlemek için AB ile ortak projeye başlattı. Buna göre, gümrük yetkilileri, İspanyol eğitmenlerden timsah, yılan ve deve kuşu bacağı derisiyle fildişinden üretilen eşyaları tanımak için ipucu eğitimi aldı. Eğitilen personel, nesli tükenen bitki ve hayvanların ticaretini önleme konusunda uzmanlaşacak.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile AB'nin, nesli tükenme tehlikesi altındaki bitki ve hayvanların uluslararası ticaretini önlemek için yürüttüğü proje kapsamında, gümrük yetkilileri, İspanyol eğitmenlerden timsah, yılan ve deve kuşu bacağı derisiyle fildişinden yapılan eşyaları tanımak için ipucu eğitimi aldı.
CITES belgesi şart
Alınan bilgiye söz konusu ürünlerden kullanım amaçlı alınan ve kişinin üzerinde taşıdığı ürünler için yurda giriş çıkışlarda bir sorun yaşanmayacak. Ancak söz konusu eğer pakete konulup getiriliyorsa veya birden fazla getiriliyorsa CITES belgesinin mutlaka ibraz edilmesi gerekir. Aksi taktirde söz konusu ürüne el konulabilir. Benzer uygulama yurtdışında gelirken de yurtdışına çıkarken de söz konusu olacak. CITES sözleşmesine dünya genelinde 176 ülke taraf durumda. Sözleşmenin temel amacı nesli tükenme altındaki bitki ve hayvanların korunması...
Türkiye sözleşmeye taraf
Anadolu Ajansı'nı konuşan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Ahmet Özyanık, Türkiye'nin, nesli tehlike altındaki yabani hayvan ve bitki türlerinin uluslararası ticaretini düzenleyen CITES Sözleşmesi'ne 1996 yılında taraf olduğunu söyledi.
Türkiye'nin, AB'ye uyum sürecinde çevre faslı çerçevesinde çalışmaların sürdürdüğünü belirten Özyanık, bu kapsamda bakanlığın hazırladığı ve yürütücülüğünü yaptığı “Türkiye'deki CITES Uygulamalarında Kurumsal Kapasitenin Güçlendirilmesi” konulu eşleştirme projesinin 2011 yılı sonu itibariyle başladığını kaydetti.
Özyanık, 24 ay sürecek projedeki partnerlerinin İspanya olduğunu ifade ederek, “Projeyle ülkedeki CITES uygulamaları konusundaki mevcut durumunun gözden geçirilmesi, kanunlar ve CITES Uygulama Yönetmeliği çerçevesinde kurumlara verilen görevlerin uygulamadaki gerçekleşmelerinin değerlendirilmesi yapılacak” dedi.
Türkiye'de tabii çiçek soğanları, tıbbi sülük, bazı av hayvanlarının trofe ve derileri, papağanlar, mersin balığı havyarı, bazı sürüngenler, canlı ağaçlar, kerestelerle türevlerinin CITES kapsamında ticarete konu eşya olduğuna dikkati çeken Özyanık, ulusal tedbirlerin alınmasında bakanlığın ilgili birimlerle birlikte sorumlu olduğunu kaydetti.
Biyokaçakçılık engellenecek
Özyanık, yaban hayatı mevzuatı ve yönetimiyle bunlara ait uygulamaların seviyesi ne olursa olsun, her hayvan ve bitkiyi güvenlik güçleriyle korumanın, fiziksel açıdan imkansızlığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Dünya yabani hayvan ve bitki türlerinin korunmasında uluslararası iş birliği yanında yabani hayvan ve bitkiler hakkındaki bilgilerimizin paylaşılması da önemlidir. Bu sayede türlerin koruma statülerini etkileyen diğer doğal mekanizmaları ve onların birbirlerine olan tesirlerini öğrenebilir ve korunmaları için daha etkili kararlar alabiliriz. Hazırlanacak internet sayfasıyla CITES nedir, neden türlerimizi korumalıyız, nasıl korumalıyız herhangi bir olumsuzlukta kime başvurmalıyız gibi birçok sorunun cevabı başta kamuoyu olmak üzere ilgililerin bilgilenmeleri ve bilinçlenmeleri sağlanacak. Böylece her defasında övünerek bahsettiğimiz zengin biyolojik çeşitliliğimiz daha iyi korunacak ve biyokaçakçılık engellenecek.”
Transit geçişler de önlenecek
Biyolojik çeşitliliğin, bir takım olumsuz faktörlerin etkisiyle dünyada ve Türkiye'de ciddi biçimde azaldığına dikkati çeken Özyanık, CITES Sözleşmesi'nin, bu türlerin ticareti, ithalat ve ihracatını belirli esaslara bağladığından izin alınmasını gerektirdiğini belirtti
Özyanık, nesli tehlikeye düşen veya düşebilir türlerin ticaretini kontrol altına alan, bunların ithalini ve ülkeden transit geçişini kontrol eden sözleşmenin önemine işaret etti.
Bakanlığın, bu ulusal tedbirlerin alınmasında ilgili birimlerle sorumlu olduğunu dile getiren Özyanık, projeyle uygulamadaki eksikliklerin giderilmesi ve AB tüzüğünün de uyumlaştırılmasının hedeflendiğini ifade etti.
Proje bütçesi 1 milyon 300 bin euro
Projenin Yerleşik Eşleştirme Danışmanı Mercedes Nunez Roman da yaklaşık 1 milyon 300 bin avroluk bütçeleri olduğunu bildirdi.
Proje kapsamında başta gümrük çalışanları olmak üzere emniyet ve jandarma mensuplarına, bakanlığın taşra birimleriyle gönüllü kuruluşların temsilcilerine eğitim verileceğini belirten Roman, yaklaşık 200 katılımcının eğitimlerde orijinal ürünleri birebir tanıma fırsatı bulacaklarına dikkati çekti.
Roman, eğitimlerde kullanılan materyaller arasında İspanya gümrüklerinde yakalanan fosilleşmiş mercan, fildişiyle bundan yapılan süs eşyaları, gergedan boynuzu, kaplumbağa kabuğu, timsah, yılan ve devekuşu bacağından yapılan çanta, cüzdan ve kemerler, fil kuyruğu, denizatı, timsah kafası, kaplanın karaciğerinden yapılan hapların yer aldığını kaydetti.
CITES kapsamındaki ürünler daha kolay tanınacak
Eğitime katılan Gümrük ve Ticaret Bakanlığında görevli gümrük ve ticaret uzmanı Betül Bayar Kocacıklı ise İspanya heyetinin getirdiği materyaller sayesinde bilmedikleri yabani hayvanlarla nesli tükenmekte olan bitkiler hakkında bilgi sahibi olduklarını söyledi.
Gümrüklerin dünyaya açılan kapılar olduğunu ifade eden Kocacıklı, şunları kaydetti:
“Yurt dışından ülkeye gelecek ya da ülkemizden yurt dışına çıkacak CITES kapsamındaki her türlü eşya, gümrükte çalışan memurlar tarafından kontrol ediliyor. CITES kavramı vardı, ancak içeriği tam olarak bilinmiyordu. Dolayısıyla çok detaylı kontrol de yapılamıyordu. Yurt dışına götürülürken yakalanan ters laleler gibi olayların ortaya çıkarılmasıyla konuyla ilgili farkındalık artırıldı. Bu tür eğitimlerle de gümrük çalışanlarının CITES konusundaki bilinci artacak. Böylelikle ülkemize ait değerlerin yurt dışına kolay ve basit şekilde çıkması önlenecek.”