Güncelleme Tarihi:
Gündemdeki gelişmelerle ilgili soruları yanıtlayan Küçük, tütün mamulleri ve alkollü içkilerde kaçakçılık ve sahte ürünle mücadele için ilgili kurumların uzun bir süredir çalışma yürüttüklerini belirtti.
Küçük, daha önceki çalışmalarda TAPDK'nın “gümrük kapılarına bu tür ürünler için özel X-Ray cihazların konulması, cihaz bulunan kapıların daha donanımlı hale getirilmesi, transit geçişlerde belli kurallar uygulanması, yurt dışı yolcu beraberinde içki ve sigara getirilmesinde yaşanan suistimallerin önlenmesi için de yurt dışında en az 3 gün kalınmasının zorunlu kılınması ve bandrolün firmalara kontrollü verilmesi” gibi çözüm önerilerinde bulunduğunu anlattı.
Bunların bir kısmının uygulamaya konulduğuna işaret eden TAPDK Başkanı, son dönemde sahte içkiden ölümlerin ardından ilgili kuruluşların tekrar seri toplantılarla konuyu yeniden ele aldıklarını ifade etti.
Tarım, Kültür ve Turizm ve Sağlık Bakanlıkları yetkililerinin de katıldığı bu toplantılarda durum değerlendirmesi yapıldığını ve yeni tedbirlerin tartışıldığını kaydeden Mehmet Küçük, bütün kurumların kaçak ve sahte içki konusuna çözüm bulma arayışında olduğunu dile getirdi.
DENETİM ELEMANLARIMIZ İŞBAŞINDA
Başkan Küçük, TAPDK olarak piyasaya yönelik çok sıkı denetim yaptıklarını, önümüzdeki dönem bu denetimleri daha da artıracaklarını ifade etti. Tarım Bakanlığı ve Gelir İdaresinin de aynı şekilde davrandığını kaydeden Küçük, şöyle devam etti:
“Yoğun bir alkollü içki denetimi yapılıyor. Gemi tahkikatı, savcının ön soruşturmasında. Biz, buraya da hemen denetim elemanlarımızı gönderdik.
Burada nihai sonucu görmek lazım. Bundan önce Adanalı bir Turizm Lisesi öğrencisi, Bodrum'da staj yaparken vefat etti. Basın, bunu metil alkol zehirlenmesi diye verdi. Sonra gençlerin Bodrum'da kaldığı yurt ilaçlanmış, ilaç havalandırılmadığı için zehirlendi dediler. Ama 1 hafta önce adli tıp otopsi raporunu açıkladı, metil alkol de değil, ilaç da. Ölüm nedeni karbon monoksit zehirlenmesi. Bulunulan odada gaz sızıntısı varmış, oradan sızan gazdan zehirlenme olmuş.
Son olaylarda da Savcı konuyu ayrıntılı şekilde inceliyor. Bizim elemanlarımız da çalışıyor. Biz, Antalya, Muğla, Aydın, İzmir, İstanbul yöresine dönük özel ekipler oluşturduk. Arkadaşlarımız, bu bölgelerde yoğun bir denetim çalışması başlattı. Ürün ve firmalara yönelik ani denetimler yapıyoruz. Biz, sürekli alandayız, hele ki son olaylardan sonra. Tarım Bakanlığı da, polis, kolluk kuvvetleri de yoğun şekilde çalışıyor. Ölüm çok kötü bir olay. Turizm boyutu, uluslararası boyutu bir tarafa, içeride de olsa bunlar çok acı verici. Bu sektörü yönetiyoruz, bunları duyduğumuzda günlerce uykumuz kaçıyor.”
BELLİ YÖREDE BANDROLLEME ÖNERİSİ
TAPDK Başkanı Küçük, kaçak ve sahte alkolle ilgili çözüm önerilerini de “ürünlerin Türkiye'de belli bir noktada bandrollenmesi, ihtisas gümrükleri ve ürün takip sistemi” olarak sıraladı. Başlangıçta bandrol çalışmalarında yer almadıklarını anlatan Küçük, şöyle konuştu:
“Ancak uygulama sürecinde biz şunu söyledik. (Ürün, belli bir bölgede toplansa ve orada bandrollense.) Türkiye'deki bütün içkiler belli bir noktada toplanıp, orada bandrollensin ve sonra piyasaya bırakılsın. Bu yapılamadı ama bandrol olayı gün ve gün iyileşiyor. İthalatta adam 500 şişe içki getireceğim diye Tarım Bakanlığından yetki belgesi almış. Ona bandrol de verilmiş. GİB 500 şişelik bandrol veriyor. Adam, diyelim Yurt dışında ürün Yunanistan veya Almanya'da üretiliyor. Bandroller oraya gönderilip, bandrolleme yapılabilir. Yine yurt dışı yerine antrepo ya da serbest bölgede de bandrolletebiliyorlar. Ancak, bize göre en sağlıklısı bütün ürünlerin belli bir noktada bandrollenmesi. Maliyet ve olabilirlik açısından sıkıntıları, yorucu bir süreci var. Bir alanda toplayıp, iç piyasaya girmeden, hangi ürünün ithalatı yapılsa, orada bandrollenebilse.'
İHTİSAS GÜMRÜKLERİ
Küçük, Alkol Eylem Planı Taslağında da yer alan alkollü içkide ihtisas gümrüğü uygulamasını kendilerinin istediğini de bildirdi.
Başkan Küçük, “Biz, teklifimizi getirdik, bu ürünler için de ihtisas gümrükleri olsun istiyoruz. Alkollü içki 20 noktadan giriyorsa, gümrük kapısı sayısı 5-6 ile sınırlanarak, ihtisas gümrükleri oluşsun. İhtisas gümrüklerinde biraz daha sıkı denetim yapılabilir. Biraz daha alkollü içki açısından ihtisaslaşılır. Gelir İdaresi de, biz de, kolluk kuvvetleri de oraya dönük işlemleri daha hızlı yapar, denetim daha kolay olur” açıklamasında bulundu.
ÜRÜN TAKİP SİSTEMİ
TAPDK Başkanı, Alkol Takip Sistemi üzerinde de bir süredir çalışma yaptıklarını belirtti.
Teknik ekiplerin alkollü içki konusunda bir model geliştirdiklerini belirten Küçük, daha sonra bunun tütün mamulleri açısından da genişletilmesinin gündeme geldiğini, şimdi de bu çerçevede çalışma yapıldığını kaydetti.
Alkol Takip Sisteminin, TAPDK'da Kurulda görüşülerek, nihai şeklini alacağını bildiren Başkan Küçük, şunları söyledi:
“Bandrol de bir ölçüde ürün izlemeye imkan veriyor. Bandrolde ne var? Bir taraftan vergi takibi, bir taraftan ürün izleme modülü var. Bandrole ilave ek güvenlik unsurları koyarak, ürün takibi de yapabilir miyiz? İlaçta karekod gibi. İlaç nerede satılıyor? Eczanede, onlar lisanslı ve sayıları da belli. Bizim, 210 bin noktada satıcımız var. Eczanelere göre sayısı çok fazla. Ürün takibi, ilaç kadar olmayabilir. Ama arkadaşlarımız bir model üzerinde çalışıyor. Bandrolün üzerine ek güvenlik unsurları da gelebilir. Ürünün takibine dönük bir unsur konulur mu? Barkod sistemi gibi. Bunları henüz Kurulda görüşmedik. Nihai şeklini elbette Kurul verecek. Ancak ayrıntılı ürün izlemeye dönük bir model üzerindeki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu arada Gelir İdaresince zaten yeni bandrol ihalesi yapılacak. Bandrol de, eskiye göre daha geliştirilebilir.”
Küçük, sahte ve kaçak alkollü içkilerle ilgili önlem hazırlıkları devam ederken, Sigara Kaçakçılığı İle Mücadele Eylem Planı hazırlandığını da ifade etti. Küçük, bu konudaki çalışmaları Gelir İdaresi Başkanlığının yürüttüğünü, kendilerinin de bu çalışmalara destek verdiğini ifade etti.
“BU İŞTE BİR ÇOK KURUM SORUMLU”
Son olaylar sırasında kurumuyla ilgili yanlış algılamalardan da yakınan TAPDK Başkanı, şöyle devam etti:
“AB müzakerelerinde malların serbest dolaşım faslı var biliyorsunuz. AB tarafı, bu fasılla ilgili sürekli olarak şu hususu gündeme getirdi. (Niye içkinin ithalatında ithalata uygunluk belgesini TAPDK olarak siz veriyorsunuz? Zaten Tarım ve Köyişleri Bakanlığı kontrol belgesi veriyor. Niye, bürokrasiyi artırıp, yatırımcının işini, ithalatçının işini zorlaştırıyorsunuz?)
Tarım Bakanlığı, kontrol belgesinden feragat etmeyince ki haklılar, Gıda Kanunu değişti. Alkollü içki de gıda tanımı içinde yer alıyor ve Bakanlık, kontrol belgesi verme işleminin kendi alanında bulunduğunu belirtiyor. Bunun üzerine biz de 2008 yılında ithalat uygunluk belgesi verme işlemini kaldırdık. Ancak bu ürünler bizim piyasa düzenlemesi kapsamında bulunduğu için piyasa gözetimi ve denetimi kapsamında, biz de 'ithalatta uygunluk bildirimi' almaya başladık. Hal böyleyken, TAPDK'ya, (Bu içkiler için niye ithalat izni verdiniz?) sorusu yöneltiliyor.”
Alkollü içkinin bir çok kurumun yetki ve sorumluluğu içinde bulunduğunu kaydeden TAPDK Başkanı, “Bu işten Gümrük sorumlu, ülkeye kaçak ürün giriyorsa, kolluk kuvvetleri sorumlu, kaçak veya sahte ürünler piyasada dolaşıyorsa. Bandrol fazla verildiyse Gelir İdaresi Başkanlığı ve biz sorumluyuz. Ama bandrolü asıl işleten, bandrol ihalesini yapan, firmaları takip eden daha çok GİB” açıklamasında bulundu.
Alkollü içkide gıda ve içerik güvenliğinin Tarım Bakanlığının, piyasa güvenliğinin ise kendi sorumluluk alanlarında bulunduğuna işaret eden TAPDK Başkanı, “İthalatta kontrol belgesini Tarım Bakanlığı verdiği için hangi ürünün içeriye gireceğine onlar karar veriyor. Ancak alkollü içki olunca herkesin aklına, hemen tüm yetki TAPDK'da diye geliyor. Kamusal alanda da böyle algı var. Bazı bürokratlar bile böyle düşünebiliyor” diye konuştu.
LİSANS VERME İŞİNİ ÇOK SIKI TUTUYORUZ
Alkollü ürün ve tütün mamullerinde yurt içinde üretim izinlerini kendilerinin verdiğini hatırlatan Küçük, TAPDK'nın tesis kurma aşamasında lisans verme işini çok sıkı tuttuklarını belirtti. Küçük, daha sonra termin planı ve kuruluş sürecine geçildiğini, fabrikanın deneme üretiminin de TAPDK denetimine tabi tutulduğunu, üretime de alınan numunelerin uygun bulunması halinde izin verildiğini belirtti. Küçük, dağıtım belgesinde de aynı hassasiyetin devam ettiğini ifade etti.
“Biz, tesis kurma, üretim izni ve dağıtım yetki belgesi aşamasında çok ciddi bir araştırma yapıyoruz. Bir de sayıları 210 bine varan perakende, alkollü içki ve açık alkollü içki satıcılarımız var. Bu noktalarda da adli sicil belgelerine bakıyoruz. Adli sicilde olumsuz belgesi olana asla izin vermiyoruz” diyen Küçük, kendilerinde yetki alanların adli sicillerinde daha sonra sorun çıkması halinde de bunun Kuruma mutlak surette bildirilmesi gerektiğini anlattı.
Küçük, sicili bozulan kişi ve kuruluşların kolluk kuvvetlerince kendilerine hemen bildirilmesinin de işleyişi kolaylaştıracağını sözlerine ekledi.